English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ K ] / Knew him

Knew him Çeviri Türkçe

6,292 parallel translation
I knew him very well.
Çok iyi tanırdım.
So you knew him?
Yani, onu tanıyordun?
So you knew him.
Yani onu tanıyordun.
I knew him before he changed.
Onu değişmeden önce de tanıyordum.
I hardly knew him... When is it?
Onu hiç tanımıyordum ama tören ne zaman?
He didn't feel anything for her. I knew him.
Ona karşı hiçbir şey hissetmedi, kocamı tanırdım.
The strange thing is I feel like I knew him.
- İlginç olan şey adam bana tanıdık geldi.
I knew him when we were kids.
Onunla çocukluktan beri tanışırız.
Knew him.
- Tanıyordum.
- You knew him?
- Onu tanıyor musun?
- You knew him? !
- Onu tanıyor musun?
- I-I barely knew him.
- Onu çok az tanıyorum.
I mean, I-I knew him.
Yani onu tanıyorum.
I knew it was him.
Altında onun olduğunu biliyordum!
Although I could not see him, I knew he was crying.
Onu göremesem bile ağladığını biliyordum.
How could she identify a kidnapper when she was never kidnapped? She knew him from when she was on her own.
Kaçtığı zamanlardan onu tanıyormuş.
I knew you'd tell him, so I asked for his help.
Söyleyeceğini biliyordum, yardımını istedim.
Kate took him back to the age where he still knew her.
Kate onu, onu hâlâ tanıdığı yıllara döndürdü.
I knew a guy like him in ROTC.
Askeri okulda onun gibi biri vardı.
Part of him always knew when his clock ran out it wasn't gonna be pretty.
Onun bir parçası hep zamanı dolduğunda bunun pek hoş bitmeyeceğini biliyordu.
I knew somebody would come looking for him,
Onun için birilerinin geleceğini biliyordum.
Yeah. That's because Cole knew he couldn't leave her out there, not once I was onto him, so he put her back in the car and dumped it and the body someplace else.
Bulamazlar tabii çünkü Cole ben onu orada yakaladıktan sonra ormana bırakamayacağını biliyordu, cesedi arabasına geri koydu ve başka bir yere attı.
He knew that they could i.d. him.
- Kimliğini biliyorlardı.
He knew you could cut a deal on the hacking charges, like Travis tried to do, and send him to prison for life.
Korsanlık suçlamaları için anlaşma yapacağını ve Travis gibi onu hapse attırmaya çalışacağını biliyordu.
- They knew nothing about him.
- Onun hakkında hiçbir şey bilmiyorlar.
If there was a guy in her life, somebody knew about him.
Eğer hayatında biri varsa birileri biliyordur.
I never knew he had it in him.
İçinde böyle bir şey olduğunu bilmiyordum.
I knew there was something about him that was familiar.
Ben bir şey olduğunu biliyordum Onun hakkında oldu tanıdık.
I was hard on him because I knew he was a liar and because I knew he was trouble.
Ben ona zordu çünkü Ben o bir yalancı olduğunu biliyordum Ben biliyordum çünkü o sorun oldu.
You told him because deep down inside, you want to be with me, and you knew this would make it happen.
Ona söyledin çünkü derinlerde bir yerde benimle olmak istiyorsun ve söylemenin bunu sağlayacağını biliyordun.
Well, if I knew James'birthday, I'd throw a cake in the garbage for him.
James'in doğum gününü bilseydim o gün çöpe pasta atardım.
Well, I cut him loose because I knew he was the kind of person who would do what he just did.
Ondan kurtuldum çünkü bu yaptığı şeyi yapabilecek tipte bir kişiydi.
You cut him loose because you knew Mike Ross was coming back here.
Ondan kurtuldun çünkü Mike Ross'un buraya geri geleceğini biliyordun.
You knew how I felt about him.
Onun hakkında nasıl hissettiğimi biliyordun.
We knew nothing about him going after the old lady.
Karini öldürdügünü hiç bilmiyorduk.
Well, if you didn't agree with him, he'd argue with you until you did, and he knew his mind games.
Ona katılana kadar seninle tartışır durur ve akıl oyunlarını da çok iyi becerir.
That's probably why, because Lin knew he was sloppy, got him out of the country.
Bu yüzden herhalde. Lin beceriksiz olduğunu biliyordu. Ülke dışına çıkarttı.
You knew I had to go and see him.
Gidip onu görmek zorunda olduğumu biliyordun.
But I do... because I knew Jacob, and that boy is him.
Fakat bence mümkün... çünkü Jacob'ı tanıyorum ve bu o.
Ward said Raina knew him.
- Ward, Raina'nın bildiğini söyledi.
I knew she spent every Christmas with him at his place, so I knew that she would definitely be there.
Her Noel'i babasının mekânında onunla birlikte geçirdiğini biliyordum bu yüzden kesinlikle orada olacağını da biliyordum.
You had him killed him to make sure he didn't report what he knew up his chain of command.
Bildiklerini üstüne rapor etmediğinden emin olmak için onu öldürttün.
I've been thinking about what you told me about your dad and how you wished he knew you did the right thing giving him mercy like you promised.
Baban ile ilgili anlattıklarını düşünüyordum da. Keşke doğru olanı yaptığımı bilseydi diyordun ya hani. - Söz verdiğin gibi merhamet gösterdiğini.
You knew all along it was him.
Onun olduğunu hep biliyordunuz.
You knew where to find him.
Onu nerede bulacağını biliyordun.
But as soon as I saw him... I knew.
Ama onu görünce anladım.
I knew for a fact they weren't gonna like him the first time,'cause he talked too much.
Önce onu sevmeyeceklerini biliyordum. Çünkü çok konuşuyordu.
So there you go. I mean, then he wasn't as glib or crazy or anything, but the people fell in love with him because they knew it, he was for real.
Kaçık biri gibi değildi.
And I'm sitting here looking at him and I'm looking at the people and so I knew this is not normal.
Orada oturur, insanlara bakardım.
The only thing I really knew about him was that he was a big mouth.
Tek bildiğim kaba saba konuştuğuydu.
I knew... when I hadn't heard from him, that something had happened.
Ondan haber alamadığımda bir şey olduğunu biliyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]