Lied to me Çeviri Türkçe
3,608 parallel translation
She lied to me.
Bana yalan söylemiş.
When I asked about Defiance. I wish you'd just lied to me.
Sana Defiance'ı sorduğumda yalan söyleseydin keşke.
You lied to me.
Bana yalan söyledin.
You've lied to me before.
Bana daha önce de yalan söyledin.
And he lied to me.
Bana yalan söyledi.
You said you lied to me. You didn't lie to me at all.
Sana yalan söyledim diyorsun ama aslında söylemedin.
So... you lied to me?
Yani bana yalan mı söyledin?
But she lied to me.
Fakat bana yalan söyledi.
That means you lied to me.
- Bu bana yalan söyledin demek.
You lied to me about hearing from Moriarty so you could come here on your own.
Buraya tek başına gelebilmek bana, Moriarty'den haber yok dedin.
They lied to me.
Bana yalan söylediler.
- I thought that vincent was a threat. They lied to me.
Vincent'ın bir tehdit olduğunu sanıyordum.
She lied to me.
Bana yalan söyledi.
You lied to me about the real reason for Eli's visit.
Eli'ın buraya gerçek geliş sebebi konusunda bana yalan söylediniz.
No, the point is, she lied to me.
Hayır, önemli nokta, bana yalan söylemesi.
I believe that you never lied to me in therapy.
Bana terapideyken hiç yalan söylemediğine inanıyorum.
- You've lied to me for 20 years.
- Nasıl belli ediyorum? - Yirmi yıldır bana yalan söylüyorsun.
- You lied to me.
- Sen de yalan söyledin.
You lied to me too.
Bana da yalan söyledin.
He lied to me. Or... he just wanted you to see that there is more to life than revenge.
Ya da belki de, hayatta intikamdan daha fazlası olduğunu görmeni istedi.
How my best friend and brother lied to me?
En yakın dostum ve kardeşimin bana nasıl yalan söylediğini mi?
You lied to me?
Bana yalan mı söyledin? !
You lied to me.
- Bana yalan söyledin.
He lied to me.
Bana yalan söylemiş.
You lied to me, Rebecca.
Bana yalan söyledin Rebecca.
If you hadn't cheated on me... And lied to me all these years. None of this would have ever happened.
Eğer beni aldatmasaydın ve bunca yıl yalan söylemeseydin bunların hiçbiri olmazdı.
It's not good. It turns out she lied to me about more than just hacking into the FBI database.
FBI'ya sızması bir yana bir sürü konuda bana yalan söylemiş.
- You lied to me.
- Bana yalan söyledin.
Because you lied to me!
Çünkü bana yalan söyledin!
You always lied to me!
Bana sürekli yalan söyledin!
I told you over and over again that the one thing I cannot have in my life is lies, and you lied to me!
Hayatımda istemediğim tek şeyin yalanlar olduğunu sana söyledim. - Ama sen bana yalan söyledin!
I cannot have lies in my life and you lied to me.
- Hayatımda istemediğim şey yalan ve sen bana yalan söyledin!
So you lied to me.
Demek bana yalan söyledin.
This T-shirt lied to me.
Bu T-shirt bana yalan söyledi.
You lied to me!
- Bana yalan söylediniz!
You fuckin'lied to me.
Bana yalan söyledin.
You lied to me. There's nothing through there.
Bana yalan söyledin.
You lied to me, Justin.
Bize yalan söyledin, Justin.
He lied to me, to the deputy mayor, about re-interviewing LeFevre.
Bana ve belediye başkan vekiline LeFevre'i yeniden sorguladığına dair yalan söyledi.
Hey! You lied to me!
- Bana yalan söyledin!
You people lied to me! All right, take it easy.
- Bana yalan söylediniz.
What do you mean, "ta..." You lied to me!
- Sakin ol. Ne diyorsun sen?
That's what this person said they would do to me if I didn't do exactly what they said. So, yes, I lied to you, but it wasn't because of the money.
Evet, size yalan söyledim ama bunu para için yapmadım.
I may have lied this morning about meeting Sophie B. Hawkins because I didn't want Jeff to make fun of me, and then I may have lied to cover that lie, and now I'm in deep... lies.
Sabah Sophie B. Hawkins'i tanıyorum diye yalan söylemiş olabilirim çünkü Jeff'in dalga geçmesini istemiyordum sonra yalanımı örtmek için yalan söylemiş olabilirim... artık iyice battım yalanlara.
How you lied to me for a year, drugged me, held me hostage.
Beni bayıltıp rehin tuttun.
Because I lied to him about my virginity like you told me to.
Senin lafına uyup ona bekâretimle ilgili yalan söyledim çünkü.
You lied to Deacon and to me.
Deacon ve bana yalan söyledin.
You lied and brought me to a party of drug addicts.
Bana yalan söyledin ve beni bu keşlerin partisine getirdin.
That's funny, I seem to recall you telling me how he lied to you and betrayed you, and now I'm suddenly just supposed to take him at his word?
Sana nasıl yalan söylediğini sana nasıl ihanet ettiğini bana anlattığını hatırlıyorum. Şimdi de birdenbire ona güvenmem mi gerekiyor?
Goody lied on oath, and bragged about it to humiliate me.
Goody yemin ederek yalan söyledi ve beni aşağılamak için bununla böbürlendi.
- I lied to her. She believed me.
Ona yalan söyledim ve bana inandı.