Like my mother Çeviri Türkçe
1,580 parallel translation
Now stop acting like my mother and go home!
Şimdi annem gibi davranmayı kes ve evine git.
I cry at the drop of a hat, just like my mother.
Annem gibiyim, her an ağlayabilirim.
And you are becoming more like my mother's mother with every passing day.
Sen de her gün annemin annesine daha çok benziyorsun.
You drive like my mother.
Annem gibi sürüyorsun.
After we win, we're going to tour the country just like my mother and I did.
Kazandıktan sonra, annemle benim yaptığım gibi tüm ülkeyi dolaşacağız.
You also like my mother. You also like my mother.
Ayrıca annemden de hoşlanıyorsun.
Not like my mother.
Annem gibi değil.
You sound like my mother.
- Annene söylüyorum. Doktor sizi görmek güzel.
Like my mother now, I don't know where she is with her kids.
Annemin, çocuklarla birlikte nerede olduğunu bilmiyorum.
And then I realized I was trying to force it to taste like my mother's, taste like her mother's.
Sonra farkettim ki, anneminkinin tadının onun annesininki gibi olmasını sağlamaya çalışıyordum.
Weird, my family says he looks like my mother.
Garip, benim ailem de anneme benzediğini söylediler.
I thought she was trying to be just like my mother.
Aynı annem gibi olmaya çalıştığını düşünürdüm.
You're like my mother!
Annem gibisin!
I don't know what he was like around my mother, or what she was like around him.
Babam annemin yanında nasıl davranırdı ya da annem babamla nasıldı bilmiyorum.
Stuff his face, and the milk will flow like the lies from my drunken mother's filthy mouth!
Ağzına bir şeyler tıkarsan, sarhoş annemin yalanları kadar sel gibi süt akar.
When my father died, my mother came to a place like this for awhile for evaluation.
Babam öldüğünde, annem teşhis için bir süreliğine böyle bir yere gönderilmişti.
Most people, I have to say, and my mother always used to tell me this, " Most people aren't like you, Larry.
Annem de öyle derdi. "Çoğu insan senin gibi değil Larry." derdi.
Bree, I'd like you to meet my mother.
Bree, annemle tanışmanı istiyorum.
It's been forcing me to reexamine some of the different things that have made me me, like the fact my mother had me so young, and I never knew my dad... big stuff like that.
Beni ben yapan şeyleri yeniden incelemeye itiyor. Annemin beni gençken doğurması ve babamı hiç tanımamam gibi. Bunun gibi büyük şeyler.
When my mother heard Tonya say those words, it was like she wasn't her baby anymore.
Annem o sözcükleri Tonya'dan duyduğu anda sanki artık Tonya onun bebeği değildi.
My mother didn't make a lot of friends, because she's, what I like to call, a ghetto snob.
Annemin çok fazla arkadaşı yoktu çünkü bence biraz.... Varoş zübbesiydi.
That woman looks like she could be my mother.
O kadın annem olabilir.
You know, Sandra, I would really like you to cut all the stuff about my mother.
Sandra, annemle ilgili kısmı çıkarmanı rica ediyorum.
If you let my mother out of the thing, like you promised. We'll see.
Söz verdiğin gibi annemi o şeyin içinden çıkarman harika olurdu.
More like "save my relationship with my mother."
Daha çok annemle aramızı düzeltmek için diyelim.
After about a minute, them staring at each other like that, my mother... burst into tears.
Bir dakika kadar böyle birbirlerine baktıktan sonra annem ağlamaya başladı.
My mother just died and... and I feel like... everything's gonna be all right.
Annem henüz öldü ve... ve ben hissediyorum ki... her şey yoluna girecek.
Hi, guys. As you know, I recently met my birth mother, and I really didn't like her.
Bir süre önce beni doğuran annemle tanışmış ve ondan hiç hoşlanmamıştım.
If she's anything like my mother, she's been fighting all her life.
- Kapat çeneni.
My mother had hair like yours.
Annemin senin gibi saçları vardı.
Well, unfortunately, when dealing with people like Lex and my mother, honesty isn't necessarily the way to go.
Maalesef, Lex ve annem gibilerle dürüstlükten hayır gelmez.
I should have left right from the dance but I didn't want my mother to see me for the first time in a year looking like an extra from "Valley Girl".
Danstan ayrılmalıydım ama annemin beni bir yıldır ilk defa buralı kızlar gibi görmesini istemedim.
What? So, you mean my mother was, like, one of those trashy sluts that dumped me in a garbage can?
Yani, annem çocuklarını çöp kutularına atan kepazelerden bir mi?
um... listen, maude, i got to, uh... tender my resignation or whatever, because, uh... it looks like your mother really was kidnapped after all.
Dinle Maude, ben sana istifamı vermek istiyorum çünkü görünüşe bakılırsa annen gerçekten birileri tarafından kaçırılmış.
I can do that, because I'd like to see my mother and my small brothers and sisters.
Bunu yapabilirim çünkü annemi ve küçük kardeşlerimi görmek istiyorum.
My mother home is just like a couple of minutes, like five, 10 minutes from the riverbank.
Evim, nehir kenarına birkaç dakika belki de 5-10 dakika uzaklıktaydı.
Your mother is like my own, I will pay for it.
Senin annen benim annem gibidir, ben masraflarını öderim.
Make me look like I don't know what my own men are doing... with a flag the size of my mother's house?
Beni adamlarımın, anamın evi büyüklüğünde bir bayrakla ne yaptıklarından bihaber biri mi yapmaya çalışıyorsun?
No, it's fine. lt's not like you're meeting my mother or anything.
Hayır, çok iyi. Bu annemle ya da başka biriyle tanışmana benzemez.
What was my mother like?
Annem nasıl biriydi?
A little with my mother, but nothing like this.
- Ben annemi gördüm ama böyle bir şey değildi.
It's like my own mother.
Tıpkı annem gibi.
Like a sheep or a dog that can predict an earthquake, I've always been able to sense when my mother is about to go crazy.
Depremleri hisseden koyunlar ve köpekler gibi... annemin ne zaman delireceğini hissetmişimdir.
I like to think someone's doing that for my mother, wherever she is.
Umarım, nerede olursa olsun annem için de aynı şey yapılıyordur.
Put the photo of your mother next to photo of my mother, they look like sisters.
Annenizin fotoğrafını benim anneminkinin yanına koysanız, tıpkı kardeş gibiler.
Ben, I know this is ha rd for you to understand, but when I made my vows to your mother, I meant what I said, and though it may seem like very little, I have tried to be true to my word.
Boşanmayı isteyen bendim. Ben senin için anlaması zor, biliyorum annen ile bağlılık andı içtiğimizde.
He behaves like a tiger now but he was a mouse before my mother...
Şimdi kaplan gibi davranıyor, ama eskiden annemim yanında kuzu gibiydi.
I'm always like this when I have to see my mother.
Annemi görmek zorunda olduğumda hep böyle olurum.
You want to be treated like a queen, wait till my mother meets you.
Kraliçe gibi davranılmasını istiyorsun, öyle mi? Annemi görene kadar sabret o zaman.
My mother told me that he plays in pictures and he does things that the other actors cannot do like falling and hitting and when they climb on something, when they...
Annem onun filmlerde oynadığını söyledi aktörlerin yapamadığı şeyleri yapıyormuş düşme, çarpma bir yere tırmanırken, bir yere...
"I'd like to move out of my mother's basement and up into the main house."
"Annemin bodrumundan taşınıp evin içinde oturmak hoşuma giderdi."
like my father 47
like myself 45
like my dad 26
my mother told me 18
my mother 1179
my mother always said 16
my mother is dead 40
my mother died 46
my mother's 29
my mother was right 19
like myself 45
like my dad 26
my mother told me 18
my mother 1179
my mother always said 16
my mother is dead 40
my mother died 46
my mother's 29
my mother was right 19
my mother used to say 19
my mother's dead 38
mother 8072
motherfuckers 280
motherfucker 2207
motherfucking 21
mothers 67
mother fucker 47
motherfuck 78
mother of god 240
my mother's dead 38
mother 8072
motherfuckers 280
motherfucker 2207
motherfucking 21
mothers 67
mother fucker 47
motherfuck 78
mother of god 240