Local time Çeviri Türkçe
298 parallel translation
Landing in Paris Orly according to schedule at 12.30, local time.
Paris'e tahmini inme süresi 12.30. Yerel saatle.
3 : 00 local time, behind the parking lot.
Yerel saatle 3 : 00 de, otoparkın arkasında.
One day at 9 : 00 in the morning, She left Kennedy airport, New york, And arrived in Germany at 10 : 40 p.m. Local time.
Bir sabah 9 : 00'da New York Kennedy Havaalanı'ndan hareket etti ve yerel saatle akşam 10 : 40'da Almanya'ya vardı.
It'll arrive local time 1 300 hours, which means elapsed time is 23 hours.
Yerel saatle 13 : 00'da ulaşacak yani 23 saat kaldı demek.
The rising and setting of stars would give you the local time and the difference between the two would tell you how far east or west you had gone.
Yıldızların yükselip alçalması yerel saati belirlerken ikisinin arasındaki zaman farkı gidilen yönde alınan yolu gösteriyordu.
As of midnight, local time We have the right to be a state.
Yerel saatimize göre gece yarısından itibaren bir devlet kurma hakkını kazandık.
'If you'd like to adjust your watches,'the time in Britain is 11 : 47'and our estimated arrival is at 1 : 45 local time.
Eğer saatlerinizi ayarlamak isterseniz, İngiltere'de saat şu anda tam 11 : 47. Varışımız, yerel saate göre 1 : 45'te olacak.
The local time is 8 : 10 am.
Yerel saat sabah 8 : 10.
At 0922 local time today an American nuclear submarine, the USS Montana, with 156 men aboard, went down - about 22 miles from here.
Bugün yerel saatle 9 : 22'de Amerikan nükleer denizaltısı USS Montana, içindeki 156 adamıyla beraber buradan 35 km ötede battı.
Where the local time...
"Burada yerel saat aynı -"
Well, of course, it's the local time.
E herhalde öyle.
Local time is, well, actually, it's the same as Washington, 11.16 a.m.
Yerel saat, aslında,... Washington ile aynı, sabah 11 : 16.
Yes, in the city of Agua Dulce, when automatic weapon fire broke out shortly after 2 : 30 local time, the President was quickly hustled away.
Evet, Agua Dulce şehrinde yerel saatle 14.30'u biraz geçe... silahlı çatışma başladığında, Başkan hızlı birşekilde olay yerinden uzaklaştırıldı.
- Arrival? Tokyo. 2 p.m. tomorrow, local time.
Tokyo'ya varış, yarın yerel saatle öğlen 2'de.
0400 hours, exactly- - local time, of course.
- Saat tam 04 : 00'tü, yerel saatle tabi.
The local time is 3 : 20 p.m.
Yerel saat öğleden sonra 3.20.
Three days from now, at exactly 1730 hours local time, I will leave the base and walk into the jungle.
Ben her şeyi hallettim. Üç gün sonra, yerel saatle 17 : 30'da, karargahtan ayrılıp, ormana gideceğim.
And check about 4am local time. I was here, I thought someone was trying an off - world activation, but nothing happened.
Buradaydım, sanki birileri dünya dışı bir hareketlilik deniyor gibiydi, ama birşey olmadı.
- Just before midnight, local time, they'll shut down the mainframe in each zone for 30 seconds.
Ana makineye bağlı her bölüm 30 saniyeliğine kapanacak.
Setting for local time.
- Yerel saate göre ayarlıyorum.
Flight 288 arrived in Paris Charles de Gaulle at 8 a.m. local time.
288 no'lu uçuş Paris Charles de Gaulle'a yerel saatle 08 : 00'da inmiştir.
local time, a plane is scheduled to leave from nearby Gafsa Airport to fly to Galway, Ireland.
Gafsa Havaalanı'ndan kalkıp Galway, İrlanda'ya gidecek olan bir uçak var.
In case Wash don't kill us, local time's gonna be a.m., 10 or so.
Yerel saate göre sabah 10 : 00 civarı olacak.
State Attorney Norbert von Wenk is authorized at any time to make arrests, to enlist the aid of the police and any government officials or local authorities.
Eyalet Başsavcısı Norbert von Wenk, herhangi bir zaman, tutuklama yapmaya, polisten ve hükümet görevlilerinden veya yerel yetkililerden yardım temin etmeye yetkilidir.
But this time, it did not come off. Local police closed in on them- -
Bölge polisi onları kıstırmış durumda- -
Ask the navigator what time is local noon.
- Kılavuza yerel öğle saatini sorun.
He was a spectacular trick shot artist by the time he was 1 0 and a local Rio gunman at 1 5.
On yaşındayken harika bir hileli-nişancı ve 1 5'inde yerel bir Rio silahşörüymüş.
This time, apprehended by an off-duty police officer... who actually witnessed the murder outside a local bar.
Bu defa, görev başında olmayan bir polis... yerel bir barın hemen dışında, cinayete tanıklık edip onu tutukladı.
It's such a time that only the Beijing local will be lost in Beijing.
Şu anda Pekinlilerin bile Pekin'de kaybolacağı bir çağ yaşıyoruz.
Looks like some of the local drivers are intentionally slowing down the pace, trying to buy Milner some extra time.
Görünüşe bakılırsa bazı yerel sürücüler Milner'a zaman kazandırmak için özellikle oyalanıyorlar.
All the planning charts and demolition orders have been on display in your local planning department in Alpha Centauri for 50 Earth years, and so you've had plenty of time to lodge any complaints...
Tüm planlar ve yıkım emirleri Alpha Centauri'deki yerel planlama biriminizde elli senedir teşhirde, yani şikayet edecek oldukça fazla zamanınız vardı...
He's defended his title for the tenth time and will face the world heavyweight wrestling champion in a charity benefit, with all the proceeds to go to a local youth foundation.
Ünvanını onuncu kez korudu ve dünya ağır siklet güreş şampiyonuyla para almadan karşılaşacak, tüm gelir yerel bir gençlik vakfına devredilecek.
At the present time and until radiation pattern reports are made available... over the emergency broadcast band or through your local authorities, I urge you to remain in areas offering... maximum shelter protection from radioactive fall out... and to obey all local retreats.
Şu an ve sonra ki radyasyon raporlarına... acil durum kanalından ya da yerel yetkililerden ulaşabilirsiniz. Sizlere, radyasyon yağmurlarından... korunmak için maksimum korumalı sığınaklarda kalmanızı ve bütün yerel kurallara uymanızı öneriyorum.
During question time in the House of Commons today, the minister said that, in his view, local authorities should be given far wider...
Avam Kamarası'ndaki soru kısmında,
The local press seems to think we'd save everyone a lot of time and trouble if we just went out and shot ourselves.
Yerel basın.. Takımı varoşlardan kurtardığı adamlardan oluşturduğunu yazdı.
"At the same time, a local train traveling 30 miles an hour..." and carrying 40 passengers leaves Phoenix bound for Santa Fe.
" Aynı anda, bir diğer tren saatte 30 mille seyrediyor..... ve Phoenix'ten Santa Fe'ye doğru yolculuk yapan 40 yolcu taşıyor.
I wasn't able to get my gun camera around in time to get a picture but... my sensors picked up a change in local hyperspace when it went by.
Silah kamerasını zamanında çalıştırıp çekim yapamadım ama alıcılarım gemi geçerken üst uzayda bir değişim olduğunu belirledi.
In fact - and this is way out there - but... check if there were any local bank robberies at the time, committed by a short, hairy man wearing a powdered wig.
Aslında... Bu çok Sıra dışı olabilir ama... Belki de, o esnada kısa boylu, pudradan peruk takan kıllı biri tarafından yerel banka soygunu olmuş mu diye kontrol etmelisiniz.
It is a time to act in the Congress in your state and local legislative body and above all, in all of our daily lives.
Artık Meclis'te, eyaletlerimizde, şehirlerimizde, en önemlisi günlük yaşamımızda bir şeyler yapma zamanı geldi.
We don't have a lot of time, so they're gonna have to be local.
Fazla vaktimiz yok, o yüzden buradan birileri olacak.
While you'll be here and your fiancee will be at your local Baptist church, you'll both be exchanging vows at the same time and each of you will have someone standing in for the other person.
Sen buradayken nişanlın kilisede olacak, konuşmalar aynı zamanda yapılacak ve ikinizin de yanında diğerinizi temsilen bir kişi olacak.
I spent some time with your daughter last night. Now, I don't know how you feel about Finn... but I think she deserves a lot more than the local pig farmer.
Dün akşam kızınla biraz sohbet ettim Finn hakkındaki düşünceni bilmiyorum ama bence kızın yerel bir domuz çiftçisinden iyisini hak ediyor.
It was where guys spent all their spare time trying to get access to big computers owned by the local corporations.
Burası, insanların bütün boş zamanlarını yerel şirketlerin bilgisayarlarına girmek için harcadıkları yerdi.
The first time... was in the local butcher shop.
İlk sefer bir kasapta olmuştu.
Setting for local time.
Yerel saate göre ayarlıyorum.
The local time is... tomorrow.
Yerel saat... yarın.
Guess it's time to apply at my local Hooters.
Yerel Hooters'a başvuru vakti geldi.
And the Arab poets of the time talk about the feelings of anguish and terror which the Crusaders, or the Franks, as they're called in the Arab sources, caused the local people...
Ve o dönemin Arap şairleri acı ve terör duyguları hakkında konuşmaya başlamışlar. Haçlılar ya da Arapların ifadesiyle Frenkler, yerel halka sebep oldular...
Harper, if we can't get the local resistance organized in time for Dylan's attack, our surgical strike will turn into a bloody war.
Harper, Dylan saldırıya geçmeden önce yerel direnişi örgütleyemezsek cerrahi mücadelemiz kanlı bir savaşa dönüşecek.
Maybe we would have married the local twins instead of wasting each other's time in this dump.
Oralı ikizler bulup evlenebilirdik bile belki. Bu salakça konuşmayla birbirimizin zamanını harcamazdık böylece.
I'll contact the local country and western get a time and tape on when the song aired... establish a timeline.
Willie Hank'in "Fidyeyi Ödeme" şarkısı. Country ve batı müziği çalan radyo kanallarını arayayım.
time 2517
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to go home 94
time to die 52
time to wake up 54
time flies 78
time is running out 68
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to go home 94
time to die 52
time to wake up 54
time flies 78
time is running out 68
time is money 74
time is of the essence 71
time to go 627
time is up 41
time travel 83
time to sleep 29
times are tough 45
time to eat 55
time's up 595
time is 18
time is of the essence 71
time to go 627
time is up 41
time travel 83
time to sleep 29
times are tough 45
time to eat 55
time's up 595
time is 18
time will tell 62
times are changing 28
times before 18
times a week 28
times in a row 26
time for bed 134
times change 49
times over 33
times a day 121
times three 18
times are changing 28
times before 18
times a week 28
times in a row 26
time for bed 134
times change 49
times over 33
times a day 121
times three 18