Maybe you could Çeviri Türkçe
7,962 parallel translation
I saw The Mirror. Thought maybe you could use a hand.
- The Mirror'u gördüm ve faydam dokunabilir diye düşündüm.
Maybe you could take the lead on that?
Belki de buna sen öncülük etmelisin.
Well, that costume's got to be worth something. Maybe you could sell it.
- Bu kostüm de bir şeyler eder yani.
Something else maybe you could help us with.
Yardım edebileceğiniz başka bir mevzu daha vardı.
You wouldn't be this frustrated if you didn't think maybe you could do it.
Bunu yapma ihtimalin olmadığını düşünseydin bu kadar yılmış görünmezdin.
Like, maybe you could imagine a big lake?
Belki büyük bir göl hayal edebilirsin.
So I was wondering if maybe you could ask one of your army buddies to help out.
Ben de asker arkadaşlarından birinden yardım isteyebilirsin diye umuyordum.
Maybe you could bring up some Boston Kremes and a Coolatta when you come to LA pretending you don't have a third child.
Üçüncü bir çocuğun yokmuş gibi LA'a gelirken belki biraz pasta, börekte getirirsin.
I thought maybe you could help me out if you're willing.
Eğer istersen bana yardım edebileceğini düşündüm.
Maybe you could write something. Something I could read later.
Okuyabileceğim birkaç bir şey yazabilirsin.
I figured since Maroni runs the drug trade, maybe you could find somebody with the goods on Flass?
Maroni uyuşturucu işiyle ilgilendiği için Flass hakkında bir şeyler öğrenebilirsin diye düşünmüştüm.
- While you're at it..., maybe you could do something about the design.
- Elin değmişken tasarımı da değiştirebilirsin.
Uh, well, maybe you could get her some clean sheets.
Gidip temiz çarşaflar serebilirsin.
Maybe you could show me how to shake a tail.
Nasıl kuyruk sallandığını da gösterirsiniz.
Maybe you could start, like, now?
Hemen başlayabilirsiniz hatta.
- Fitz? Maybe you could show me how to shake a tail.
Belki de bana birinden nasıl kurtulacağımı gösterebilirsiniz.
I thought maybe you could, uh, try a woman's touch.
Kadın olduğun için belki sana izin verir diye düşündüm.
Maybe you could give me a sponge bath.
Sünger banyosu yaptırabilirsiniz belki.
We heard about your work with special children and thought maybe you could help.
Özel çocuklarla yaptıklarınızı duyduk ve yardım edebileceğinizi düşündük.
Maybe you could put in a word.
Belki beni de tavsiye edersin.
Okay. Well, look, there's absolutely no way we can go down there right now, so do you think maybe you could ask them to lock the doors when they leave and we'll...
Bakın, şu an bizim oraya gelmemizin imkanı yok o yüzden onlardan giderken kapıyı kilitlemelerini rica edebilir misiniz?
I seem to have forgotten my lunch, maybe you could give me the apple core when you're done with it?
Yemek getirmeyi unutmuşum, elmanı yiyince koçanını verir misin?
Maybe you could star in your own telenovela, Ma.
- Belki de kendi pembe dizini çekmelisin, Anne.
Hey. Maybe you could teach me.
Belki bana öğretebilirsin.
Could you maybe get into their records?
Kayıtlara girebilir misin?
Maybe I could show it to you sometime.
Belki bir gün sana oraları gösteririm.
I know how much your people delight in extolling the amount of pain they can endure, but maybe next time you could try ducking?
Sizin insanlarınızın ne kadar hoşnut olduğunu biliyorum katlanabildikleri acıları övmediklerinide biliyorum ama başka bir zamana ıslatmayı deneyebilirsiniz?
But do you think that maybe sometime you could tell me about her?
Bana arada sırada onu anlatabilir misin peki?
I was hoping that... I was thinking that, you know, maybe I, you know, could help fix up Matt and Gwen's place in exchange for staying there.
Umuyordum düşünüyordum, belki ben, orada kalmak karşılığında
But the way you pulled off the timed reverse on our power grid... I mean, there are maybe two or three other hackers who could have pulled that off and they live in China.
Bu arada bizim enerji nakil hatlarımızı patoz etmişsin yani, dünya üzerinde bunu yapabilecek iki bilemeden üç kişi vardır, onlar da Çin'de yaşıyorlar.
So, uh, if you could point her in the direction of this Ray guy, maybe I can get the hell out of here and get the lunch I thought I was getting.
Şimdi bana bu Ray denen adamın yerini söylersen ben de burada defolup normalde yiyeceğim yemeği yemeye giderim.
Maybe you could help me, if you don't mind.
Belki sen yardımcı olmak istersin.
- I know. You said I could meet the Architect, maybe even walk the Labyrinth.
Mimar'la tanışabileceğimi, hatta belki Labirent'te dolaşabileceğimi söylemiştin.
If I take some of your deliveries, maybe you'd have some free time and we could study together.
Götürdüğün yemeklerin bir kısmını ben alırsam boş vaktin olur da çalışabiliriz belki.
So, maybe if you could just t...
Yani, belki bu yüzden...
uh... it means a lot to me that we're friends again, and I, um... maybe when you get back, we could finally just talk about it.
Yeniden arkadaş olmamız benim için çok şey ifade ediyor ve belki geri döndüğün zaman sonunda bu konuyu konuşabiliriz.
But, uh, me and you... maybe we could eat somewhere else, you know, somewhere... nice.
Hayır ama sen ve ben belki başka bir yerde, güzel bir yerde birlikte yiyebiliriz.
I realize you don't have to explain your hiring decisions to me but maybe for the sake of a fun exercise, we could pretend you did.
İşe alım kararlarını bana açıklama zorunluluğunda olmadığını görüyorum ama eğlenme egzersizi adına, açıklamışsın gibi davranabiliriz.
Maybe I'm going deaf, because I could've sworn you just said I'm gonna let you out.
Sağır oluyorum galiba çünkü seni, benim çıkaracağımı söylediğine yemin edebilirim.
So maybe if we could see why you weren't working so well together on this particular case...
Bu davada beraberken neden çok iyi olmadığınızı anlarsak...
- So, you could... maybe go to dinner... afterwards.
Belki de sonrasında akşam yemeğine falan gidersiniz.
That's what I'm saying. So maybe if you can learn to control this, then... you could have avengers-level powers, something like Captain America, even.
Yani eğer bunu kontrol etmeyi öğrenirsen belki de İntikamcılar seviyesinde hatta Kaptan Amerika'ya denk güçlerin olabilir.
I thought if I couldn't find you, maybe I could help protect others, so I came here.
Eğer seni bulamayacaksam belki diğerlerini koruyabilirim diye düşündüm. Bu yüzden buraya geldim.
The lawyer read about my DNA testing in The Guardian and she thought maybe I could help. Well, you've got to.
Avukat The Guardian'daki DNA testim hakkında çıkan yazıyı okuyunca yardım edebileceğimi düşünmüş.
Well, do you think it could've been just heartburn maybe, or... I put a call in to him.
Sence mide yanması falan olabilir mi yoksa...
Well, if you stop bitching... just one minute... maybe I could think of something.
Bir dakika olsun orospu karılar gibi dır dır etmeyi kesersen bir şeyler düşebilirim.
Maybe you could think of something?
- Bir şeyler düşünebilirsin demek?
Hey, I was thinking, maybe we could rig up a pump to the lake, you know, for irrigation, you know, given we don't get caught.
Düşündüm de, göle hat çekip pompayla sulama için su alabiliriz. Tabii yakalanmazsak.
I don't know if this is what you were looking for, but maybe Santos could be dressed as a beggar?
Aradığınız şey bu mu bilmiyorum ama belki de, Santos dilenci kılığına girebilir?
Just hoping that maybe if you could tell me who hired you,
Sadece seni kimin tuttuğunu söyleyebileceğini umuyordum,
I know how important your Easter is and I would never ask, except that the Falcos are traveling overseas next week, and if you could just smooth things over with Mrs. Falco, then maybe they can move up the liquor license hearing.
Yani bizi. Senin için Paskalya'nın ne kadar önemli olduğunu biliyorum, ve Falcolar haftaya şehir dışına çıkmayacak olsalar sormazdım, ve sen Bayan Falco ile işleri düzeltebilirsin, belki alkol ruhsatı duruşmasını öne çekebiliriz.
maybe you could help me 19
maybe you should be 18
maybe you are 55
maybe you 78
maybe you can't 19
maybe you should 207
maybe you're right 670
maybe you don't 49
maybe you can 86
maybe you shouldn't 29
maybe you should be 18
maybe you are 55
maybe you 78
maybe you can't 19
maybe you should 207
maybe you're right 670
maybe you don't 49
maybe you can 86
maybe you shouldn't 29