English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ M ] / My beauty

My beauty Çeviri Türkçe

934 parallel translation
- I was having my beauty sleep.
Güzellik uykumdaydım.
Stay here, my beauty You might get hurt outside
Burada kal güzelim. Dışarıda canın yanabilir.
Now, a formula to transform my beauty into ugliness, change my queenly raiment to a peddler's cloak.
Şimdi güzelliğimi çirkinliğe dönüştürecek bir şey gerekiyor. Asil kıyafetlerimi bir seyyar satıcının pelerinine dönüştürecek bir şey.
Your future, my beauty?
Geleceğin için, güzelim.
If it ain't my beauty.
Güzel kızımın ta kendisi.
Got you again, my beauty.
Gene vurdum seni güzelim.
At some point you might have talked of my beauty, given me a flower, and at some point, you could have loved me instead of your evening paper.
Bir yere kadar bana güzelliğimden bahsedebilir, çiçekler verebilirdin. Ve bir yere kadar akşam mesailerinin yerine beni sevebilirdin.
I reckon I'll go on upstairs and get my beauty sleep.
Yukarı çıkıp güzellik uykumu alayım bari.
Sure, my beauty stirs her little heart.
Ha? Tabi ki, güzelliğim küçük kalbini heyecanlandırdı.
Tan in peace, my beauty.
Sükûn içinde yan güzelim.
But I need my beauty sleep... 10 hours, are essential
On saat uykum her şeyin başında gelir.
Even though beauty fades over time, and perky breasts will come to sag... but my money will never dry up.
Güzel kadınların göğüsleri yaşlanınca büzüşür ama benim param asla kurumaz.
"To pay tribute to the highest beauty, my lord brings you his kingdom's treasures!"
"Bu muhteşem güzelliği takdir etmek için efendimiz, krallığının hazinelerini size getirdi!"
By the way, where is my little beauty?
Aklıma gelmişken, benim küçük güzel kızım nerede?
A toast, my friends, to beauty.
Şerefinize, dostlarım.
I can't take my eyes off this beauty spot
Gözlerimi bu güzellikten alamıyorum.
And a fine decoration it will be, my bold Norman beauty.
Güzel bir süs olur, benim cesur Norman güzelim.
You may not have beauty, my lamb, but, you have character.
Çok güzel olmayabilirsin canım, ama çok düzgün bir karakterin var.
Well, in most such cases, a woman hasn't much beauty to think of, my dear.
Zaten çoğu zaman... kadın güzel değildir ve bunun da düşünmesi gerekmez.
Well, speaking of beauty, it might interest you to know that my taste in it was formed by the expert opinion of my distinguished patroness, Lady Catherine de Bourgh.
Güzellik demişken, estetik zevkimin yerleşmesinde seçkin himayedarım... Leydi Catherine de Bourgh'ün çok büyük payı vardır.
How could I keep from telling the world of your beauty and my feelings about you?
Güzelliğini ve sana olan duygularımı dünyaya söylemeden ne ederim?
● Beth, my old beauty, you.
- Aklını Latince ile doldurmuşlar.
Now, a map it is, my old beauty.
Bu bir harita.
Your beauty makes my head swim.
Güzelliğin başımı döndürüyor.
Of beauty My duty
Güzelin Görevim
My respects to Beauty.
Güzel'e saygılarımı sunarım.
Your beauty alone is the cause of my confusion.
Şaşkınlığımın yegane sebebi güzelliğinizdir.
I'll not expostulate with her lest her body and beauty unprovide my mind again.
Vücudu ve güzelliği aklımı çeler diye onunla tartışmayacağım.
I'm no raving beauty, heaven knows... but I did so wanna look my miserable best tonight.
Tanrı biliyor ya müthiş bir güzelliğim yok ama bu gece en güzel halime bürünmek istemiştim.
" My grandpa said I'd see New York In all its beauty and its power
Dedem dedi ki, New York'u tüm güzellik ve ihtisamıyla göreceksin
My eyes could never find more beauty than they see in you.
Gözlerim asla sende gördüğümden üstün bir güzellik bulamaz.
My eyes could never find more beauty than they see in you.
Gözlerim sende gördüğü güzelliği başka kimsede bulamaz.
And, upon my knees, I charm you by my once-commended beauty, by all your vows of love and that great vow which did incorporate and make us one, that you unfold to me, yourself, your half, why you are heavy,
Diz çöküp yalvarırım sana, bir zamanlar övdüğün güzelliğim bana ettiğin aşk yeminleri adına, bizi bağlayan, birleştiren söz adına. Açıl bana, kendine, kendinin yarısına. Neden düşüncelisin bu kadar?
I'll catch sight of my black-eyed beauty,
Benim siyah gözlü güzelim,
of my black-eyed beauty,
Benim siyah gözlü güzelim,
Your beauty, which did haunt me in my sleep... to undertake the death of all the world... so I might live one hour in your sweet bosom.
Üstelik, o sıcacık koynunuza bir saatliğine girebilme uğruna gerekirse tüm dünya âlemi öldürürdüm.
If I thought that, I tell thee, homicide... these nails should rend that beauty from my cheeks.
Bil ki, böyle bir şeyin düşüncesi bile yeter o güzelliği şu tırnaklarımla yüzümden söküp atmaya!
But now thy beauty is proposed my fee. My proud heart sues and prompts my tongue to speak.
Ama şimdi, güzelliğin aklımı çeldi, mağrur gönlüm dize geldi, dilim çözüldü.
Bounine, everyone is boringly aware of my weakness, and yours - for beauty and money.
Bounine, zayıf noktamı bilmeyen neredeyse kalmadı. Senin de... Güzellik ve para.
Why don't you come up to my house... and I'll give you a free beauty treatment?
Bana gel de sana bedava güzellik bakımı yapayım, ne dersin?
But she's my buckskin beauty buckskin beauty
"Ama o benim pamuk tenlim, pamuk tenlim"
Goodbye, my buckskin beauty buckskin beauty
"Hoşçakal pamuk tenlim, pamuk tenlim"
What beauty can my lord find in these mud pits?
Bu çamur kuyularında efendim nasıl bir güzellik bulabilir?
Is it my fault her beauty drives me wild?
Güzel olması benim suçum mu? Güzelliğinin beni çıldırtması benim suçum mu?
I don't go to a beauty parlor. I do my own hair.
Güzellik salonuna gitmem, saçlarımı kendim yaparım.
Love, my dear Gigi is a thing of beauty, like a work of art.
Aşk, sevgili Gigi bir güzellik ürünüdür. Sanat eseri gibi.
I saw their beauty and their ugliness with my own eyes.
Tüm güzelliklere, çirkinliklere kendi gözlerimle şahit oldum.
Refill, oh, my soul, this heart with tenderness that she may walk again the land of Khem in all her strength and beauty.
Ey ruhum, bu kalbi yeniden şefkatle doldur ki... ... Khem ülkesinde tekrar yürüyebilsin... ... bütün gücü ve güzelliği ile.
Little Princess, my gift shall be the gift of beauty.
Küçük Prenses... Benim sana hediyem, güzellik olacak.
GOD'S BEAUTY.
Şu da Herkül takımyıldızı.
Before such beauty, it is I who must bow my head.
Böyle bir güzellik karşısında benim eğilmem gerekir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]