My body Çeviri Türkçe
8,867 parallel translation
Every instinct in my body says this is a wild goose chase.
İçimden bir ses boşa kürek çektiğini söylüyor.
Worked on the heart, but... maybe the serum's been in my body too long, fused with my cells or something.
Kalpte işe yaradı, ama belki uzun süredir vücudumda olduğu için bazı şeyleri değiştirmiştir.
When I came out of the Mist, every cell in my body had a different electrical charge.
Dumandan çıktığımda vücudumdaki her hücrenin farklı bir elektrik akımı vardı.
I can feel it moving through my body.
Vücudumda hareket ettiğini hissedebiliyorum.
My body.
- Bedenim.
I-I will be providing dessert with my body.
Ben zaten tatlıyı vücudumla temin edeceğim.
I mean, I usually see where my body takes me in the moment. Kah! Kah.
Ben genelde vücudumu akışına bırakırım.
My body produces too much adrenaline and then runs out.
Vücudum çok fazla adrenalin üretiyor sonra da bitiyor.
- This isn't my body.
- Aklımı kaybediyorum.
Where's my body?
Vücudum nerede?
The night I got sucked out of my plane, I broke almost every bone in my body.
O gece uçaktan düştüğümde, vücudumdaki bütün kemikler kırılmıştı neredeyse.
Remind me to pick up a "what's happening to my body?" book for Han tomorrow.
Yarın Han için "Vücuduma Neler Oluyor?" kitabı almam gerektiğini bana hatırlat.
You're making it sound like I sell my body on the streets or something like that.
Dışarıda bedenimi falan teşhir ettiğimi mi sanıyorsun?
My spirit has become detached from my body, but that body still lives.
Ruhum bedenimden ayrılmış oldu, ama vücudum hala yaşıyor.
I'm going to ring the buzzer, but if I get murdered, for God's sake, drag my body below 96th Street, then call the police.
Şimdi zili çalacağım, olur da öldürülürsem Tanrı aşkına, önce cesedimi 96. Cadde'ye kadar sürükle polisi sonra ara.
Not only did you physically rape me, but you violated every cell in my body and every thought in my goddamn head.
Bana sadece bedenen tecavüz etmekle kalmadın vücudumdaki her bir hücrenin ve kafamdaki her fikrin ırzına geçtin.
I'm trying to flush the poisons from my body.
Vücudumu zehirden arındırmaya çalışıyorum.
When I told her my story... that I was an immortal... And would come back to life without a scratch on my body, the nurse did a very strange thing.
Ona hikâyemi, ölümsüz olduğumu hayata tek sıyrıksız döneceğimi anlattığımda hemşire çok garip bir şey yaptı.
- You damn near broke every bone in my body.
Vücudumdaki bütün kemikleri kırdın.
It's my body.
Benim bedenim.
- Yeah. That was, like, oh, my asshole and my throat touched in the center of my body.
Sanki götüm ve boğazım vücudumun ortasına dokundu.
I've eaten so much already, my body doesn't know what the hell is going on.
Vücudum "ne oluyor lan böyle" diye şaşırmıştır bile.
Okay, I married Bobby Sherman, I'm the most hated... Ruined my body, not play the Reading Festival this year when I could have kicked your ass.
Pekala, Bobby Sherman ile evliyim, en nefret edilen kadınım, vücudumu mahvettim, bu yıl Reading Festivali'nde kıçınızı tekmeleyecekken çıkmama kararı aldım.
I've survived by being in control of myself, of my body, and that's who I am, and now I've lost that, and apparently, with surgery out of the question, there's nothing I can do to change that.
Hayatımı ve bedenimi kendim kontrol ettiğim için, .. ben buyum. Ve şimdi onu kaybettim.,
You are my body and my soul.
Sen vücudum ve ruhumsun.
You're reading my body language and analyzing me.
Beden dilimi okuyup beni çözmeye çalışıyorsun.
- This is my body.
- Bu benim bedenim.
Now, just concentrate on my body.
Tamam, sadece benim vücuduma konsantre ol.
My body's shutting down.
Vücudum gittikçe kötüleşiyor.
The hand is not the ideal part of my body to test for the presence of an illegal pain simulation modification.
Yasadisi aci simülasyon modifikasyonu varligini sinamak için vücudumun uygun kismi el degil.
Two in each hemisphere, then burn my body.
Beynimin her yarisina iki tane, sonra da cesedimi yakin.
Like I'm outside my body.
Sanki bedenimin dışındaymışım gibi.
Always living with the constant threat every day that my body will somehow turn on me and start to reject the lungs.
Her gün bedenimin beni yüz üstü bırakarak ciğerlerimi reddedecek korkusuyla yaşamak istemiyorum.
My whole body... came alive.
Tüm vücudum hayat buldu.
This body's taste buds would obviously be different from my own.
Bu vücudun damak zevki benimkinden farklı olurdu kesin.
It made my whole body clench.
Tüm vücudumu kavra.
There's something that I've been needing to get off my chest, something to do with finding William's body.
William'ın cesedinin bulunmasıyla ilgili içimi dökmem gereken bir şey var.
When I washed myself I could not recognise my own body by touch.
Yıkandığımda kendi vücudumu dokunarak tanıyamıyordum.
Over my dead body she comes near me or my baby.
Benim ya da bebeğimin yanına yaklaşmak için cesedimi çiğnemesi gerek.
Boulder City, Nevada, my vision, home of the Hoover Dam, because police there found the body of a woman, wrapped and weighed down in the water.
Boulder City, Nevada'ya, Hoover Barajı'nın olduğu yere çünkü polis ağırlık bağlanarak suya atılan bir kadın bulmuş.
- John... when I am in a body I lose contact with the heavenly host, its vast stores of knowledge, and, more importantly, all of my angelic powers.
- John, bir vücuda girince meleklerle, geniş bilgilerle temasımı ve en önemlisi tüm melek güçlerimi yitiriyorum.
Your breath reminds me of the time I found my Uncle's body in a well.
Nefesin bana amcamın kuyuda bulduğum cesedini hatırlatıyor.
My husband's body is to be flown back to the UK.
Kocamın cesedi Birleşik Krallık'a gönderilecek.
I love it when you put your happy hands on my happy body. "
"O mutlu ellerini, mutlu vücuduma koymana bayılıyorum."
I didn't give Kevin my coat to keep his body warm.
Kevin'a montumu vücudu ısınsın diye vermedim.
It's where my body's gonna go.
- Cesedim buraya gömülecek
What if, somewhere inside her body, my daughter's still alive?
Ya vücudunun bir yerindeyse, kızım hala yaşıyorsa?
My job description says nothing about being your unofficial, unpaid forensic researcher. Officially, that body was supposed to go to Laramie.
Senin gayri resmi ücretsiz, adli araştırmacın olmam hakkında, benim iş tanımım... bu cesedin resmi olarak, Laramie'ye gitmesi gerektiğini söylüyor.
For days in a shipping container, she lay beside my dead body.
Cesedimle beraber günlerce konteynerin içinde kapalı kaldı.
Over my dead body.
Cesedimi çiğnemesi gerekir.
- They raped me! They put a dead man's body in my bed.
Yatağıma bir ceset koydular!
body 247
bodyguard 57
body fat 19
body parts 18
body language 42
body and soul 43
body experience 27
body strength 24
body of christ 30
bodyguards 21
bodyguard 57
body fat 19
body parts 18
body language 42
body and soul 43
body experience 27
body strength 24
body of christ 30
bodyguards 21
body asleep 25
body thuds 16
my boy 1255
my boss 198
my boys 104
my boyfriend 257
my boobs 17
my boat 31
my book 73
my books 34
body thuds 16
my boy 1255
my boss 198
my boys 104
my boyfriend 257
my boobs 17
my boat 31
my book 73
my books 34