My gods Çeviri Türkçe
460 parallel translation
My gods are older. More ruthless.
Benim tanrılarım daha eski daha acımasızlar.
Your God, my gods, what if they don't exist?
Senin tanrın, benim tanrılarım ya yoklarsa?
Laugh once more at my gods, Bosra, and I'll slit your tongue!
Bu kez benim tanrılarım gülecek, Bosra, ve senin dilini kesecek!
And my starving people will be most grateful to me if I call upon my gods to give them a rich harvest, and so I shall, most spectacularly.
Ve benim aç halkım bana çok minnattar olacak, Tanrıları bereketli bir hasat vermesi için çağıracağım.. ve bu olağanüstü olacak.
My gods will find a worthier high priestess.
Benim tanrıların daha iyi bir Başrahibe bulacaktır.
My gods will not help me. Your God will not help you.
Benim Tanrılarım bana, seninki de sana yardım etmeyecek.
If my gods were good, they would not have given up me.
Tanrılarım iyi olsalardı,... benden vazgeçmezlerdi.
My gods are calling me...
Tanrılar beni çağırıyor...
Must I therefore renounce them? While the gods grant me the strength and inclination and for as long as you are indulgent, little nymph, I shall be your grateful lover and my pipes shall sing till their dying breath, the praises of Eros.
Tanrılar bana güç ve beğeni bahşetmeye devam ettiği ve senin de düşkün genç bedenin razı olduğu sürece senin müteşekkir sevgilin olacağım küçük perim ve kol kaslarım da son nefeslerine kadar Eros'un zaferini methedecekler.
My love has lasted longer than the temples of our gods.
Aşkım tanrılarımızın tapınaklarından daha uzun ömürlü oldu.
Father of gods, this man hath stricken blind my dear son Polyphemus.
Tanrıların babası, bu adam sevgili oğlum Polyphemus'un gözünü kör etti.
By all the gods that Romans bow before, I here discard my sickness.
Romalıların inandığı bütün tanrılar adına aldırmıyorum hastalığıma.
The Gods themselves has instructed my master in his art.
Tanrılar efendime ustalık sanatını öğrettiler.
I do not live my life only to serve the gods.
Hayatımı sadece Tanrıya hizmet için sürdürmüyorum ya.
Let him fear not, for I swear by the gods and by the life of my mother Olympias that I will make him renowned and exalted over my troops.
Korkmasın, tanrılar üzerine ve annem Olympias'ın hayatı üzerine yemin ederim ki ona şan verip, askeri birliklerimin tepesine yükselteceğim.
Barsine, after I am dead, see to it that my body is carried out and cast into the River Euphrates, so that it may disappear, that men will forever believe that from the gods I came... and to the gods... I returned.
Barsine, ben öldükten sonra cesedim götürülüp, Fırat Irmağı'na atılsın gözden kaybolsun böylece insanlar sonsuza dek, benim tanrılardan gelip yine tanrılara döndüğüme inanacaklar.
Gods of fire and gods of water, gods of air and gods of thunder, show thy message in the blade bones... burning hot before my eyes.
Ateş tanrıları ve su tanrıları, gökyüzü tanrıları ve şimşek tanrıları bana mesaj gönderin.
The gods favor my lord Gratus.
Tanrılar lord Gratus'u korusun.
Hera, queen of gods, protect this child, my sister Philomela.
Hera, Tanrılar Kraliçesi, bu çocuğu, kızkardeşim Philomela'yı koru.
I left my fate to your sword, but the gods saved me
Kaderimi kılıcına teslim ettim ama tanrılar beni kurtardı.
Without flight, how will the gods of light be kind to my people?
Uçamazsak, ışığın tanrıları nasıl benim insanlarıma iyi olabilir?
Of all the gods, I knew and I waited. Waited for you to come and sit by my side.
Tüm tanrılar arasından, ben bunu bildim ve gelmeniz için bekledim ve yanımda da oturmanızı.
Now, if I remember my ancient legends, the gods, after expending energy, required rest, even as we humans.
Eski efsaneleri hatırlarsak, tanrılar harcadıkları enerjiden sonra, zorunlu olarak dinlenirlermiş.
The gods have just told me to hand over my duties.
Tanrılar bana görevimi devretmemi söylediler.
I won't take off my chains and I'll pray to the gods!
Prangamı çıkarmayacağım ve tanrılara dua edeceğim!
My magazine is doing a special edition. It will be about the ancient pagan gods.
İyi akşamlar, sergim, eski Yunan Tanrıları hakkında olağanüstü bir seri hazırlıyor.
I was already a man at 14. And these are my household gods, protectors of my property.
Ve bunlar da benim mallarımı koruyan koruyucu tanrılarım.
Since then, I became a priest and have spent my time serving the gods.
O günden sonra rahip oldum ve zamanımı tanrılara hizmet ederek geçirdim.
No, Nora, no, except for you and four others I vow before all the gods my heart has never felt the soft flame.
Hayır Nora, hayır, sen ve dört kişinin dışında... bütün tanrıların huzurunda yemin ederim ki... kimse kalbime bu tatlı alevi düşürmedi.
The gods know I've done my best!
Tanrılar biliyor, elimden geleni yaptım!
Oh, I thank the gods for my habits of thrift.
Her şeyi atmama alışkanlığım için tanrılara şükrediyorum.
I've offered my own life in place of his if the gods will spare him.
Tanrılar onu bağışlasın diye, onun yerine kendi hayatımı teklif ettiğimi söyle.
I want you to collect the statues of the gods in Rome and replace their heads with one of my own.
Senden Roma'daki tanrı heykellerini toplamanı ve kafalarını benimkilerle değiştirmeni istiyorum.
We gods like to live on mountain tops and while I live in this palace, this reminds me of my real home.
Biz tanrılar dağların doruklarında oturmaktan hoşlanırız bu berbat sarayda yaşamak zorundayım, burası bana gerçek evimi anımsatacak.
And how are me and my friends supposed to prove if we are really Gods?
Peki, ben ve adamlarım Tanrı olup olmadığımızı nasıl ispatlamalıyız?
The time has come, as I promised... a time when I reveal to you... my loyal followers... the ancient secret of war... the key to creating hysteria... fear... gods.
Size sözünü verdiğim vakit geldi... size savaşın kadim... sırrını açıklayacağım vakit... benim sadık askerlerim... histeri yaratmanın anahtarı... korku... tanrıları.
- The secret of my eight drunk gods.
- Benim sırrım olan Sekiz Sarhoş Tanrı.
Let me tell you : My drunk gods don't mess around.
Kulağına küpe olsun, sarhoş tanrılarımın şakası yoktur.
"Ever since I've seen you, you're my God of Gods"
Allah'ım onu gördüm o yüzler arasında
"You're my God of Gods"
"Sen her şeye kadir Allah'sın sen"
The very gods themselves shall beat the path to my door for the patent.
Tanrılar, telif hakkı almak için benim kapımı aşındıracaklar.
But all my warriors felt strong as Gods and that is courage.
Ama tüm savaşçılarım kendilerini Tanrı gibi hissettiler bunun adı da cesarettir.
Bind them both to my service and to the gods of death, terror... and revenge.
Hepsini benim emrime ve ölümün, dehşetin ve intikamın tanrılarına bağla.
Nectar of the gods, my dear.
Tanrıların içeceği, sevgilim.
Lamb is the favorite food of the gods - and also my godmother's, Madame Chandelier.
Kuzu tanrıların ve annem Bayan Chandelier'in en sevdiği yiyecektir.
The gods of my tribe have spoken.
Kabilemin Tanrıları konuştular ve dediler ki :
I make oaths with pagan gods... seduce the Queen in her own chamber... teach pigs to dance and horses to fly... and keep the moon carefully hidden within the folds of my robe.
Putperestlerin tanrılarına tapınmak... Kraliçeye odasında tecavüz etmek... domuzlara dans ve atlara uçmayı öğretmek... ve ayı, kaftanımın kıvrımları arasında, dikkatlice saklamak.
Out of that 50, how many gods did I offend to have ended up with G'Kar's teeth buried so deeply in my throat that I can barely breathe?
- İşte buna inanırlar. Ajan Cranston ve adamlarını dairelerine kadar eşlik et Bay Garibaldi de aramayla ilgilenecek. Teşekkürler, kaptan.
- You just named my two living gods.
- Benim yaşayan iki tanrımın adını söyledin.
You have no right to interfere with my destiny with the gods.
Tanrılarla ilgili kaderimi engellemeye hiç hakkın yok.
- I told you my place was with the gods.
- Yerimin tanrıların arasında olduğunu Sana söylemiştim.
gods 123
godspeed 213
my god 49827
my goodness 1843
my gosh 2422
my god in heaven 18
my gold 20
my good 31
my good friend 50
my goodness gracious 17
godspeed 213
my god 49827
my goodness 1843
my gosh 2422
my god in heaven 18
my gold 20
my good 31
my good friend 50
my goodness gracious 17