English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ M ] / My pain

My pain Çeviri Türkçe

2,588 parallel translation
I spent the last week smiling at a bunch of idiots and spouting inane slogans and taking life advice from my pain-in-the-ass boss!
Bütün haftamı geri zekalının teki gibi sırıtarak geçirdim ve anlamsız saçma sapan laflar söyledim ve baş belası patronumdan yaşamla ilgili tavsiyeler aldım!
I tried writing about my pain.
Istıraplarım üzerine yazmaya çalıştım.
So, I kept my pain inside.
Ben de acımı içime attım.
Your pain, my pain No, you look best laughing.
senin göz yaşın benim gözyaşım hayir aşkım gülerken daha güzel görünüyorsun
♪ Take my pain away. ♪
♪ benim ağrımı al. ♪
How my pain kills me.
Acım beni nasıl öldürür?
How my pain kills me.
Acım beni nasıl öldürür.
But seeing him in the flesh made me realize I needed to set my pain bar a little higher.
Ama onu karşımda bizzat görünce acı kotamı yükseltme ihtiyacı duydum.
I just need a refill on my pain medication.
Tek istediğim, ağrı kesici ilaçlarım.
Yeah, but you knew I didn't really want to know and you told me anyway because you enjoy my pain.
Evet de gerçekten bilmek istemediğimi biliyordun ama yine söyledin çünkü acı çekmemden zevk alıyorsun.
So don't flatter yourself That any pain that this has caused is all my fault.
Buna sebep olan sorun hep benim hatammış gibi kendini göklere çıkartma.
In the morning, my wife suddenly felt a sharp pain in her chest, And sensed something.
Sabah karım göğsünde aniden bıçak gibi keskin bir ağrı hissetti ve içine kötü hisler doğdu.
You know, most of my customers are a pain, but Pierre- - he's one of the good ones.
Umarım. Müşterilerimin çoğu beladır. - Ama Pierre, o iyilerden biri.
I'm expecting a shooting pain in my ass.
Başımdaki derdi defetmesini umuyorum.
The struggle between Qi and Wei resulted in rivers of blood. What happened to all people under the heaven fill my heart with pain.
Zhou imparatoru olarak Qi ve Wei arasındaki savaşın sayısız cana mal olması beni çok derinden endişelendiriyor.
Okay, if you step to my crib, you're getting a diaper full of ass whupping,'cause I'm bringing the pain.
Eğer beşiğime ayak basarsanız bezli kıçınıza şaplağı yersiniz çünkü ben acının habercisiyim.
The boys in my class are such a pain.
Sınıfımdaki çocuklar tam bir baş belası.
She's in denial about how much pain she's in. And she's too stubborn to ask for help. So breathe a word of this to anybody and I will disown you and you will no longer be my brother.
Çektiği acıyı inkar ediyor, ve yardım isteme konusunda da çok inatçı, o yüzden sakın kimseye bundan bahsetme, yoksa seni
I sacrificed that bad part of my soul to make up for some of the pain I caused.
Ruhumun bu kötü kısmını yaşattığım bazı acıları telafi etmek için feda ettim.
I saved my brother from a lot of pain.
Abimi acıdan kurtardım.
There is no pain in my neck.
Benim karnım ağrımıyor.
Hut! Terrence King is still a pain in my ass!
Terrence King hâlâ başımın belası!
And although there's pain in my chest I still wish you the best
Kalbimi kırsa da, iyi dilekler dilerim sana
And although there's pain in my chest I still wish you the best With a forget you
Kalbimi kırsa da Boş versene diyerek iyi dilekler dilerim sana
Now, my skin is packed with sensors which warn me about danger. And some of the sensors are telling me at the moment, the pain sensors, of which there are a few million, are screaming, "This is really cold, this is really unpleasant."
Üst dudağımızın kenarı, çenemiz ve damağımız ilk oluştuklarında boynumuzda yer alan solungaç benzeri yapılardı.
What else? Any other pain? My back.
Başka bir yerinde ağrı var mı?
You're a pain in my ass.
Sen bir baş belasısın.
She is my sister and I am not getting pain.
O benim kızkardeşim ve acı çekiyorum.
When I stepped down from the pulpit of this church and passed it on to my son-in-law, I never imagined the pain of a day like today.
Bu kilisenin vaziliğinden ayrılıp görevi damadıma devrettiğim zaman, bugünkü gibi bir acıyı asla düşünmemiştim.
What pain his con causes is no concern to him. I am doing my job well... getting paid well, no one to check on me... con a con?
soğuk ve duygusuz... onun canını ancak kaybedeceği para yakar... başka birşey değil... ben işimi iyi yapıyorum... iyi para kazanıyorum... ve kimse beni kontrol edemez..
T.K. is a pain in my prostate. "
TK bir taraflarımı yakıyor der.
Ouch! My back! The pain!
Sırtım Ağırıyor
I knew he was gonna testify to my raising, and I was a - in pain all the time, and he'd watch me cry to sleep, and...
Benim için ifade vereceğini biliyordum. Hep acı içindeydim. Ağlamak için uyumamı beklerdi.
He's retired, but he still volunteers seven days a week being a pain in my ass.
Emekli oldu ama haftada 7 gün başımın belası olmaya gönüllü.
He's a pain in the ass, but he's my friend.
Tam bir baş belası, ama arkadaşım.
Save the pain and sorrow for my old lady.
Acı ve kederi karıma sakla.
He's a pain in my ass.
Tam bir baş belası.
As soon as I get more than shrimp in my stomach, you are gonna be in a world of pain.
Ama mideme biraz daha karides girdikten sonra, çok acı bir hayatın olacak.
I'd had this pain in my arm all day, but I didn't take notice of it.
Kolumda bütün gün boyunca ağrı vardı fakat pek aldırmadım.
Then, all of a sudden, pain shot up my arm and my chest started going tight and then I lost my breath.
Sonra aniden kolumda bir ağrı oldu ve göğsüm sıkışmaya başladı. Nefes alamadım.
The pain of that first drop of blood on my face was excruciating.
O ilk kan damlası düştüğünde yüzümdeki acı dayanılmazdı.
As a father, in this moment, there's only pain in my heart.
Bir baba olarak, şuanda tek bir acı yaşıyorum.
My back pain's gone. I sleep really well, so I'm actually not so sure I'm grateful to be back.
Sırt ağrılarım geçti geceleri rahat uyudum, yani minnettar olmam gerekiyor mu emin değilim.
Goddamn the fire in the oven, my soul burns with pain.
Tanrının cezası fırındaki ateş, ruhum acıyla kavruluyor.
You know, you should've been a comic instead of a pint-sized pain in my ass!
Biliyor musun, ancak kıçımla gülebileceğim kadar komik olabiliyorsun.
From one moment to the next... her pain ended... and my life changed.
Bir an içinde acısı dindi ve hayatım değişti.
Oh, my... I even got the kid hopped up on sugar so he'd be a hyperactive pain in the ass.
Hatta çocuğun hiperaktif bir baş belası olması için şekerle kamçıladım.
You know, whenever you're in pain, that is my treat.
Ne zaman canın acısa, işte o benim tedavim.
I can relate to your pain, considering what happened to my Jaguar, but I cannot allow you to utilize federal resources to locate your personal vehicle.
Benim Jaguar'ıma olanları düşününce sizin acınızı anlayabiliyorum. Fakat kişisel aracınızı bulmanız için federal kaynakları kullanmanıza izin veremem.
I mean this, um, redheaded lady who lives in my bed was a real pain in the ass this morning.
Yani, şey demek istedim. Yatağıma aldığım bu kızıl saçlı bayan bu sabah tam bir baş belasıydı.
Pain in my butt is what he was.
Başımın belasıydı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]