None of that Çeviri Türkçe
5,012 parallel translation
I wouldn't call Henry innocent, and none of that makes her a criminal.
Henry'ye masum demezdim ve bunların hiçbiri onu bir suçlu yapmaz.
None of that matters'cause your son is finally becoming a man, a chip off the old block.
Bunların hiçbiri önemli değil çünkü oğlun sonunda bir erkek oluyor,... aynı babasına çekmiş.
None of that matters to me.
Hiçbiri benim için önemli değil.
None of that needs to happen, all right?
Bunun olmasına gerek yok, tamam mı?
Now none of that's gonna happen.
Hiçbiri olmayacak artık.
You may have done some terrible things, but I can't help but think none of that will matter if we get this antiviral to work.
Çok kötü şeyler yapmış olabilirsin ama işe yarar bir antiviral yapabilirsek bunların hiçbirinin önemi olmayacağını düşünmeden edemiyorum.
None of that was here before.
- Bunlardan hiçbiri yoktu önceden.
You're gonna get the treatment, you're gonna throw up, and you're gonna feel miserable, but none of that's gonna matter because you're gonna live to be a hundred.
Tedavi olacaksın, atlatacaksın ve perişan hissedeceksin ama önemi kalmayacak yüz yıl yaşayacak gibi olacaksın.
And none of that is free.
Ve bunların hiçbiri bedavaya olacak değildi.
None of that nonsensical cop jargon y'all motherfuckers always be writing.
Siz anasını siktiklerimin sürekli yazdığı anlamsız polis jargonu için değil.
None of that.
Hiçbiri.
I want compensation - some nice, fresh meat, none of that offal you're pummelling at.
Zararın karşılanması için içinde hiç sakatat falan olmayan biraz güzel, taze et istiyorum.
None of that is important now.
Hiç bir şey önemli değil şimdi.
Ain't none of that our mother gods responsibility.
Bunların hiçbiri Tanrı'nın sorumluluğu değil.
Mm-mm, none of that bullshit.
O saçmalıkların hiçbiri yok.
None of that sounds that difficult.
Bunlardan hiçbiri zor görünmüyor.
So Britta doesn't know how much she's getting from this guy that none of us will ever see again.
Yani Britta, bir daha görmeyeceğimiz bu adamdan, ne kadar alacağını bilmiyor.
I've been in my fair share of brigs, but none as barbaric as that.
Defalarca gemi hapishanelerinde kaldım ama hiçbiri bu kadar barbarca değildi.
That's none of your business.
Bu seni ilgilendirmez.
And if that's all you want out of your life, baby [Chuckles] I guess it's none of my business.
Tabi bu beni hiç ilgilendirmez eğer yaşamak istediğin hayat buysa bebeğim
That's none of your concern.
Seni ilgilendirmez.
We talked it over and realized that since none of us can kill each other, we might as well team up.
Konuştuk ve birbirimizi öldüremediğimizi fark edince takım olmaya karar verdik.
- That's none of your business.
- Bu seni hiç ilgilendirmez.
But if all that means that you and me spend the rest of our days at each other's throats then none of it was worth it.
Ama tüm bunlar kalan günlerimiz birbirimizin boğazını sıkmak anlamına geliyorsa hiç biri buna değmezmiş.
You told me that the kings, the bloods, the DDP... that none of them were worth my time.
Bana Kings'in, Boods'ın ve DDP'nin vaktimi harcamaya değmeyeceklerini söylemiştiniz.
Man, this don't look like none of the pictures on the site that I bought it on.
Ahbap, bu yer internetteki fotoğraflarına hiç benzemiyor.
Ok, look, none of this is easy, you guys, but we just... we wanted someone that we knew and trusted and respected.
Tamam tamam, bunların hiçbiri hiç kolay değil ama tanıdığımız, güvendiğimiz ve saygı duyduğumuz biri olmasını istedik.
And they tell us, "Yeah, well, that's what happens to your knees, and it's only gonna get worse." Or "None of us Coopers can sing."
Onlar da bize : "Dizlerine işte böyle olur ve daha da kötü olacak." veya "Hiçbirimiz şarkı söyleyemiyor ki." derler.
That's none of your business.
Bu seni hiç ilgilendirmez.
But I made a personal promise to the Astraphile guys that none of their employees would lose their job, which will happen at midnight to...
Astraphile'dekilere hiçbir elemanlarının işini kaybetmeyeceğine dair bizzat söz vermiştim ama bu gece yarısında...
None. But he was such a tough negotiator that now all of his friends are suing him.
Ama sıkı bir müzakereciydi şimdi ise tüm arkadaşları ona dava açmış.
Including an older daughter that none of us knew about. - You have another sister?
- Başka bir kız kardeşin mi var?
The only problem is that none of our suspects could have been there when this happened.
Tek proplem hiçbir şüpheli olay olduğunda orada değildi.
The odds are reasonably good that none of this would have happened without you.
Sensiz bunların hiçbirinin olmayacağı ihtimali açıkça ortada.
I'm sorry you're not his favorite kitten anymore, Charlie, but that's none of my devising.
Üzgünüm ama onun en sevdiği kedisi sen değilsin artık Charlie, ama bu beni ilgilendirmez.
That's none of my business.
Beni ilgilendirmez.
You all do, when I know for a fact that none of you has anything to be superior about.
Hiçbirinizin üstün bir tarafının olmadığı gerçeğini de biliyorum.
They all said that the woman was blonde, but none of them saw her face.
Hepsinin söylediği, kadının sarışın olduğu, ama hiçbiri yüzünü görmemiş.
None of us wanted to believe that he could actually do it.
Hiçbirimiz onun bu işi yapabileceğine inanmak istemedik.
None of this is your fault. Do you understand that?
Bunların hiçbiri senin suçun değil, bunu anlıyorsun değil mi?
None of you can bring me the head of that North Sea Gang master.
Hiçbiriniz Kuzey Denizi Çetesi Ustasının kellesini bana getiremedi
We have this letter and we have the knife. If those are enough to make Henry investigate, can you trust that none of your guards will confess under torture?
bu mektupda elimizde bıçakta elimizde bunlar Henry'nin olayı araştırmasına yeterse korumalarından birinin işkence altında itiraf etmeyeceğine emin misin?
Wai- - think about it. None of us- - not me, not George, not Lemon, not you- - have had any luck in love since that wedding dissolved.
Düşünsene, hiçbirimiz, ne ben, ne George, ne Lemon, ne de sen o düğün gerçekleşmediğinden beri şansımız hiç yaver gitmedi.
That's why none of the guys are here.
Bu yüzden bizimkiler burada değil.
As I said, that's none of your concern.
- Dediğim gibi, seni ilgilendirmez.
Well, that's kind of none of your business, but the fact of the matter is I got it, and we have a deal... $ 300,000 for Mya.
Aslında, bu sizi hiç ilgilendirmez ve gerçek olan şu ki, sizle bir anlaşma yaptık... Mya için 300,000 dolar.
But none of us can get close to that root without our dragons going nuts.
Fakat hiçbirimizin ejderhası çılgına dönmeden o köke yaklaşamıyoruz.
You have my word that none of us shall ever speak of what you've done.
Ben ve hiçbirimiz bu konuda konuşmayacağız, sana söz veriyorum.
As unhygienic as that is, none of those are scandals.
Bunlar hijyenik olmadığı gibi skandal da değil.
That would be none of your business, William Compton.
Bu seni ilgilendirmez, William Compton.
Yes, I know. It's really hard to see friends fighting, but I'm just glad that none of you guys were there to see it.
Arkadaşların kavga ettiğini görmek çok zor bu yüzden hiçbiriniz orada olmadığı için mutluyum.
none of that matters 52
none of that matters now 25
none of that is true 20
none of your fucking business 29
none of the above 48
none of your business 604
none of my business 113
none of them 95
none of your damn business 35
none of us 41
none of that matters now 25
none of that is true 20
none of your fucking business 29
none of the above 48
none of your business 604
none of my business 113
none of them 95
none of your damn business 35
none of us 41