Not good Çeviri Türkçe
34,762 parallel translation
Not good.
- Hiç iyi olmadı bu.
Not good for a traveling merchant to be so careless with his goods.
Seyahat eden bir tüccar için mallarına karşı bu kadar dikkatsiz olması iyi bir şey olmasa gerek.
It's not good for me.
Benim açimdan iyi degil.
and I eat that and this is not good.
"Ben bunu yiyorum, bunu yemiyorum. Bu iyi, bu kötü."
So many people might argue that even though eating an unhealthy diet is not good for them they don't want to jeopardize the fun aspect of it. they continue eating unhealthy things.
Birçok insan sağlıksız beslenmenin kendilerine iyi gelmediğini bilse de işin eğlencesini tehlikeye atmak istemediklerini ve bu yüzden sağlıksız beslenmeye devam ettiklerini savunur.
This is not good.
Bu hiç iyi değil.
Not good.
Hiç iyi olmadı.
Not good.
Hiç iyi olmadı bu.
That's not good, is it?
Bu iyi değil, değil mi?
Understeering like mad, that's not good.
Deli gibi dışarı savruluyordum, bu iyi bir şey değil.
That's not good.
Hiç iyi değil.
Hammond, I'm sorry to do this, but before the show launched, Amazon did another advert, OK, which somebody sent to me on a tweet, which I screen grabbed, so the quality's not good, but I have brought it along.
Hammond, bunu yaptığım için üzgünüm ama program başlamadan önce Amazon başka bir reklam daha yaptı. Biri bana Twitter'dan gönderdi, ben de ekran görüntüsü aldım. Kalitesi çok iyi değil ama yanımda getirdim.
I know. Great is not good enough, it has to be perfect.
Biliyorum ama, süper olması yetmez, muhteşem olmalı.
This is not good!
Bu çok kötü!
Yeah, and look, I'm not saying that you're not good at what you do.
Evet bak şimdi, yaptığın şeyde iyi değilsin demiyorum.
And not all names are good.
Ve bütün isimler güzel olmuyor.
And believe it or not, you're a good mom.
Ve inan ya da inanma, iyi bir annesin.
You're kind of famous in this meeting, but not in a good way.
Bu toplantıda ünlü sayılırsın, ama iyi bir şekilde değil.
Frank, Hitler is dying, and when he goes, there's going to be a Resistance uprising, not to mention a very good chance that this entire city's going to be wiped off the planet
Frank, Hitler ölüyor, ve o öldüğünde Direniş ayaklanacak, iyi bir şanstan bahsetmiyorum bütün şehir yer yüzünden silinecek.
I can't leave good me like this, not again.
Böyle iyi insanları bir daha yüzüstü bırakamam.
I-I mean, I'm not... not very good at making plans, but... if...
Yani, pek de plan yapmaktan anlamıyorum ama...
I'm not very good at friend meetings, and they sound like a... a good idea, but then I start thinking about them, and I get a little anxious and just kind of flustered
Ben, arkadaş buluşmalarında pek iyi değilim. Ve buluşmak... iyi bir fikir gibi geliyor, ama sonra onlar hakkında düşünmeye başlıyorum. Birazcık gerginleşiyorum ve telaşa kapılıyorum.
It's not a good feeling wondering if you can trust your own daughter.
Kendi kızına güvenip güvenemeyeceğini düşünmek güzel bir his değil.
Trying to survive, and not doing a very good job of it.
Hayatta kalmaya çalışıyorum ama iyi bir iş çıkartamıyorum.
Good to see you all happy, healthy, and not-exploded.
Hepinizi mutlu, sağlıklı ve patlamamış gördüğüme sevindim.
Maybe I'm not as good as you say.
Baksana neredeyiz biz?
We're not sure that's a good idea either.
Bunun da iyi bir fikir olduğundan emin değiliz.
It's all right with work and, um, could be a good opportunity... you know, for you to clear out your stuff and... not have me around trying to convince you to stay.
Is yeri sorun etmedi ve senin de esyalarini toplaman için iyi bir firsat olabilir. Hazir sen kal diye ugrasmiyorum.
[sighs] Yeah, um, I'm just not feeling so good.
Kendimi pek iyi hissetmiyorum.
You're fucking good at everything you do, and you have great people around you, and that's not an accident.
Yaptığın her işte iyisin ve etrafında harika insanlar var. Bu bir tesadüf değil.
Everywhere I go around the world there's not a single person I've met that doesn't know that fruits and vegetables are good for them.
Dünyanın neresine gidersem gideyim, sebze meyvenin yararlı olduğunu bilmeyen tek bir kişiyle karşılaşmıyorum.
And so it's engineered as this growth food which is great if you're a little but if you're an adult person... that extra growth hormones is not a good thing.
Yani hızlı büyümeyi sağlamaya yönelik bir gıda olarak yavru inekler için çok faydalıdır ama yetişkin bir insan için fazladan büyüme hormonu iyi bir şey değildir.
that you're going to be bringing into your life. [Michal] Eating healthy will not do you much good if you can't afford it. Or if it leaves a big hole in your pocket.
Sağlıklı beslenmek için ekonomik gücünüz yeterli değilse bunun size pek faydası olmaz.
Uh, Zorn, it's good to see you again after not having seen you earlier in the day.
Zorn, seni günün erken vaktinden beri göremedikten sonra yine görmek güzel.
- It's not just good, Jake.
Sadece güzel değil, Jake.
That's not a good combo. Where is he now?
- İyi bir karışım değil.
Well, that's good because I'm not an agent or a spook, and SVR did not ask me to find out whether or not you're compromised, which we both know you're not.
İsabet olmuş çünkü bir ajan ya da casus değilim. Ayrıca SVR de ifşa edilip edilmediğinizi öğrenmem için beni göndermedi çünkü öyle bir durumunuz yok.
- Laurel, now is not a good time.
- Laurel, şu an hiç iyi bir vakit değil.
Give me a good reason not to.
- Etmemem için bana iyi bir sebep ver.
It's not as good as "Die Hard." "Die Hard"'s perfect.
Ondan güzel film olamaz.
So good. No notes.
- Not yok.
This is not a particularly cultural thing to do... but it is very good fun.
Bu yaptığımız pek de kültürlü bir şey değil ama çok eğlenceli.
Yes, but I'd rather spend £ 131,000 on the Porsche than £ 120,000 on a BMW that's not very good on the road, not very good on a track, and no good at all in the rain.
Evet, ancak ~ 131.000 Porsche'yi harcayacağım Yolda pek iyi olmayan bir BMW'de ã120.000'den daha fazla, Bir pistte çok iyi değil,
- They're good police cars. Not the Americans.
Oldukça iyi araçlar ama Amerikan yapımı değil.
That is not looking good!
Bu iyi görünmüyor!
Not a good place.
İyi bir yer değil.
If it's obviously a trap, it's not a very good one.
Eğer bir tuzaksa, çok iyi bir tuzak değil.
And I'm basically the not crazy version of Jack Nicholson in As Good as It Gets.
Sadece, Jack Nicholson'un, "As Good as It Gets" filmindeki çılgın versiyonu değilim.
Do not go gentle into that good night.
- O güzel geceye kolayca teslim olma.
Not a good time to ask a girl out.
- Bir kıza çıkma teklif etmek için iyi bir zaman değil.
I was not a very good brother to you, was I?
Sana iyi bir erkek kardeş olmadım, değil mi?
not good enough 209
not good at all 44
good 48980
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
goody 261
not good at all 44
good 48980
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
goody 261
good morning to you 106
goodness 671
goodspeed 27
good job 2434
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
good luck tomorrow 38
goodwin 111
good afternoon 2327
goodness 671
goodspeed 27
good job 2434
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
good luck tomorrow 38
goodwin 111
good afternoon 2327
good morning to you too 27
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good one 705
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good one 705