English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ N ] / Not specifically

Not specifically Çeviri Türkçe

441 parallel translation
In your advertisement, did you not specifically request to play games?
İlanınızda oyun oynayacak birini istememiş miydiniz?
Not specifically. But I did get the distinct impression she found them the most attractive human characteristic of all.
Özellikle bulunmuş değil, ama bana öyle geldi ki, insanda en çekici bulduğu nokta buydu.
I do not specifically refer to Captain Christopher, but suppose an unscrupulous man were to gain knowledge of man's future?
Ben özellikle de Kaptan Christopher'i kast etmiyorum ama bir de şunu düşünsene zalimin biri eğer insanlığın geleceğini öğrenirse?
The warning that I've received you might take it with however many grains of salt you wish that the brown acid that is circulating around is not specifically too good.
Kulağıma gelenlere göre etrafta bol kahverengi asit dolaşıyormuş, uyarımı ciddiye alıp gerekenleri yapın ve bol tuz bulundurun.
Ah, well, not specifically, Which planet you're from, but, uh, I figure it's a cold planet
Pekala, detaylı olarak değil, geldiğin gezegenin, şey, soğuk olduğunu tahmin ediyorum çünkü tüylüsün.
Holmes collected nothing, no trinkets, no thoughts which were not specifically significant to him.
Holmes, onun için önemli olmayan hiçbir şeyi, bir incik boncuğu, hatta bir düşünceyi bile biriktirmezdi.
- Then the original owner retains all rights not specifically granted.
- O zaman özel olarak devredilmemiş tüm haklar tapu sahibinindir.
- Not specifically.
- Tam değil. - Hayır.
Not specifically, but there are two things that seem unusual.
Kesin bir şey yok ama sıradışı gözüken iki şey var.
Not specifically.
Özellikle seçmedim.
Not specifically, no.
Hayır, belirgin bir biçimde değil.
Your Honor, I submit that a gun specifically designed not to reflect sunlight... could hardly glitter at night.
Sayın Yargıç, özellikle güneş ışığını yansıtmamak için tasarlanmış bu silahın gece parlamayacağını belirtmek isterim.
I specifically warned you not to say one word to that committee.
Komiteye tek kelime etmeyeceksin diye seni bilhassa uyardım.
Alta, I specifically asked you not to join us for lunch.
Alta, yemekte bize katılmamanı özellikle rica etmiştim.
What you're telling me, I've been specifically ordered not to do!
Söylediğiniz şeylere kesinlikle uymamam emredildi bana.
She specifically asked for the owner, not the manager.
Özellikle yöneticiyi değil, patronu istedi.
I am specifically ordered not to touch that tank... and it may be days before the owner comes and gets it.
Yeter artık, Binbaşı. Kızarmış ıstakozu yedirtmedin bana.
Aside from the fact it specifically says not to give the police any information...
Özellile polise bilgi verilmemesinin söylenmesi bir yana...
I'm not trying to be a leader or anything, but we're not supposed to delve quite so specifically into housework.
Lideriniz olmaya falan çalıştığım yok,... ama sadece ev işlerinin üzerinde bu kadar durmaya gerek yok.
I can't tell you if something is safe or not unless I know specifically what you're talking about.
Tam olarak neden bahsettiğini bilmezsem, güvenli olup olmadığını söyleyemem.
If you had been patient I would've explained that I thought Frank Hackett precipitate and that the reorganization of the division would not be executed until everyone, specifically you, Max had been consulted and satisfied.
Eğer biraz sabretseydin Frank Hackett'in bu işte çok aceleci davrandığını ve departmanın yeniden düzenlenmesinin herkes, özellikle de sen Max, tatmin olmadan uygulamaya konulmayacağını söylecektim.
Specifically, with your statement it was not a chemical warfare strike.
Özellikle, kimyasal saldırı olmadığına dair yaptığın açıklamaya inanmakta.
The one I specifically told you not to bring back to the castle?
Asla ve kat'a kaleye getirmemenizi söylediğim kişiyi mi?
What they specifically were not concerned with were the Cambodians themselves.
Kesin olarak kaygılanmadıkları bir şey varsa o da Kamboçyalıların kendileri.
But it's not great. You see, Marilyn, I want you to reach deep down inside yourself this time, and come up with something specifically unique.
Ama muhteşem değil.Bu sefer seni kendi içinin en derinine erişmeni istiyorum.
I've instructed the computer to give us a Holmes-type problem, but not one written specifically by Conan Doyle.
İşte. Bilgisayara, bize Holmes tarzı bir problem vermesini söyledim.
It's unfocused, not directed specifically at us.
Odaklanmamış, doğrudan bize yollanmıyor.
I specifically told you not to speak to anyone at the foreign office.
- Sana oradan kimseyle görüşmemeni söylemiştim.
You were specifically instructed not to make any promises to the inmates.
Mahkumlara hiç söz vermemeniz konusunda özel olarak talimat almıştınız.
... and would not be found unless specifically requested...
- Özellikle istenmediği - takdirde bulunamazlar
As I recall, Admiral Kenney, Navy Surgeon General specifically told us not to discuss the case.
Clay bilmem ne.
"However, as the diagnosed condition" cannot be specifically related to your military service, treatment is not available at this time.
Ama hastalığınızın askerliğinizi yaptığınız süre içinde olduğunu kanıtlayan herhangi bir belge olmadığından fon'dan şahsınıza yardım ayrılmayacaktır.
Before you go getting yourself into trouble tomorrow, you should know... the platoon commander, Lieutenant Jonathan Kendrick... held a meeting with the men and specifically... told them not to touch Santiago.
Yarın başını belaya sokmadan önce, müfreze komutanı Teğmen Jonathan Kendrick'in adamlarıyla bir toplantı yaptığını ve Santiago'ya dokunulmayacağını özellikle belirttiğini bilmelisin diye düşünüyorum.
Kendrick specifically told those men not to touch Santiago. And then he went into Dawson and Downey's room... and specifically told them to give him a Code Red. That's right.
Kendrick, Santiago'ya dokunulmayacağını o adamlara bilhassa söyledi.
Niles! I was specifically not expecting you.
Niies, seni özellikle beklemiyordum.
All this you could've set on fire, but I specifically reminded you not to forget the fucking watch!
Tüm bunlar yansa da olur. Ama sana saati unutma demiştim.
How to bite my lip. How to mop my brow. He told me specifically not to smear my brow, but rather to pat for optimum effect.
- Dudağımı nasıI ısıracağımı... kaşımı nasıI kaldıracağımı, daha iyi etki yapması... için dokunmamı söyledi.
You're aware that Captain Janeway specifically told us not to risk contacting the Vidiians?
Kaptan Janeway'in, özellikle Vidiyanlar ile iletişim kurmamamız gerektiğini söylediğinin farkında mısınız?
I specifically asked not to be seated next to a baby.
İşte bu harika. Özellikle bebek yanı istememiştim.
The contract specifically says that satisfaction is not guaranteed.
Sözleşmede memnuniyetin garanti altına alınmadığı açıkça yazılı.
In the Treaty of Algeron the Federation specifically agreed not to develop cloaking technology.
Algeron anlaşmasında Federasyon perdeleme teknolojisi geliştirmeyeceğini, özellikle kabul etti.
Specifically, this has not been a good day.
Dar anlamda, bugün kötü bir gün.
I specifically requested not to have the kosher meal.
Özellikle kaşer menüsü olmasın diye belirtmiştim.
I specifically asked you not to tell anyone.
Neyin var senin? Sakın kimseye söyleme demiştim.
Dr Partenza was selected specifically for this mission, not only for his medical expertise, but also for his dedication to the advancement of space technology.
Duke Üniversitesinde tıp eğitimini tamamladıktan hemen sonra sadece tıp alanındaki uzmanlığı nedeniyle değil uzay teknolojisinin ilerlemesine kendini adamış olması nedeniyle bu proje için özel olarak seçilmişti.
Specifically, Ulbricht was told by Khrushchev two days before this was happening, that he, Ulbricht, would build this wall but he should not infringe even an inch of American and Western rights.
Khruschev Ulbricht'e bu olaydan iki gün önce onun, Ulbricht'in bu duvarı inşa edeceğini ama Amerikan ve Batılıların topraklarından bir karış dahi almamasını özellikle söyledi.
Not him specifically, but in general.
- Özel olarak ondan söz etmiyorum. Genelden söz ediyorum.
Agent Mulder, you were specifically ordered not to pursue any line of investigation pertaining to the X-Files.
Ajan Mulder, size Gizli Dosyalar'a ait hiçbir araştırmayı takip etmemeniz özellikle emredilmişti.
The virus was designed specifically not to be transmittable beyond the bats'own zoological order.
Virüs, yarasaların kendi zoolojik sınıfından öteye geçmeyecek şekilde tasarlandı.
After I specifically asked you not to touch anything...
Özellikle sana hiçbir şeye dokunmamanı tembihledikten sonra...
You instructed me not to report anomalies... unless specifically requested to do so.
Özellikle istenmediği sürece anormallikleri bildirmememi söylemiştin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]