Not so close Çeviri Türkçe
303 parallel translation
Not so close, my ponderous one.
O kadar çabuk değil, tombul dostum.
Not so close.
Gelme üstüme.
Haven't you got a pew not so close to the band?
Orkestraya daha uzak bir yer yok mu?
Ah, cha, cha, cha, not so close!
Ah, o kadar yakın değil!
No, step back so you're not so close.
Olmaz, geri çekil. Bu kadar yakınken söyleyemem.
Not so close, please, not so close.
Çok yaklaşmayın lütfen, çok yaklaşmayın.
Not so close or he'll know he's being followed.
Çok yaklaşma yoksa izlendiğini anlayacak.
- Not so close on camera 3.
- Kamera 3 biraz uzak.
no, no, no. i mean, someone outside the family, somebody who's not so close to the thing.
Hayır, hayır, hayır. kastettiğim, Aile dışından biriyle, Bu şeylere yakın birileriyle.
Not so close.
Çok yakın değil.
Not so close.
Yakından gitme.
Not so close, alright?
Fazla yaklaşma, olur mu?
Not so close.
Pek yakın sayılmaz.
Not so close.
O kadar yakından seyretme.
Please, you were not so close.
Hayır, hiç te öyle değildin.
He could not have been abandoned so close to this residence?
Neden burada terk edilsin ki?
So let's not play innocent and simply close our eyes to the matter.
Öyleyse masum rolüne girmeyelim ve bu meseleden uzak duralım.
Not all so much for love... as for another secret close intent... by marrying her... which I must reach unto.
Aslında onu sevdiğimden değil, ama bana öyle geliyor ki onunla evlenirsem, başka çıkarlarım da olur bu işte.
When one was once so close to becoming the Empress of Austria, it is not really difficult to understand.
... Avusturya İmparatoriçesi olmaya ramak kalmış birisinin hislerini anlamak zor değil.
My father said there's a building in New York so high... they have lights on it to warn airplanes not to come too close.
Babam dedi ki, New York'ta o kadar büyük bir bina varmış ki... uçakları uyarmak için üzerine ışık koymuşlar.
And tell her when you get settled, to please come over. Though i expect she'll want to keep you to herself. I know if it were jud... if it were jud come home to me, i'd hold him close, so close, i'd not let him leave again.
Ama eğer bu mağara resimleri gerçekse belki 12 bin senelik olabilirler.
I COULDN'T TAKE A BREAK RIGHT NOW, EVEN IF I WANTED TO, NOT WITH US BEING SO CLOSE.
Şu an bir ara alamam, eğer isteseydim bile, bu kadar yaklaşmışken olmaz.
If you hadn't been able to slow the heart rate, the patient could not have survived an operation so close to the heart.
Eğer kalp atışlarını yavaşlatmak mümkün olsaydı, hasta kalbe çok yakın bir operasyonda hayata kalamazdı.
Well, we're so close to the park, why not try that?
Parkın çok yakınındayız. Orayı deneseniz?
Uh, this island, it's not dangerous to go so close?
Şu ada, bu kadar yakınından geçmek tehlikeli değil mi?
I could not allow your sacrifice of one so close to you.
Sana yakın birini feda etmene izin veremezdim.
Not when I'm so close to a solution.
Çözüme bu kadar yakınken bunu istemiyorum.
Zhukov not yet had used the Siberians e the Germans had not given for the presence, close to Moscow, of these so recent troops.
Jukov henüz Sibirya kuvvetlerini kullanmamıştı. Alman istihbaratıysa bu yeni birliklerden habersizdi.
And you know what you sometimes pick up in such places... which he did and which he'd rather not have them treat in Atlanta so close to home, for fear of it getting back and embarrassing his mother.
Ve bilirsiniz böyle yerlerde bazen arabanıza bayan alırsınız. O da öyle yaptı. Ve Atlanta'da bundan bahsedilmesini istemiyordu.
What seems particularly touching is that he will not be here to share in a victory so close at hand.
Olayın en acı yönü, bu kadar yaklaştığımız zaferi bizimle paylaşamayacak olması.
The lady has bean in front of us all the time - so close, in fact that we've not noticed her.
Bu bayan hep gözümüzün önündeydi o kadar yakındı ki, aslında onu fark etmedik.
Carl, let's not sit so close to the TV set, okay?
Carl, şu televizyondan biraz uzaklaşalım, ne dersin?
Why is it that even when I'm so close to you you still do not detect this?
Usta!
- Remember not to get so close to me.
- Bana yaklaşmayacaksın unutma.
All she could do to the man she could never get..... was not to close the door so he can enter in case of emergency.
Onun o adam için bütün yapabilece? i..... asla adamyn acil durumlarda gidebilece? i bir kapyyy kapatmak de?
So, I must not close my eyes when I die
öyleyse, öldüğüm zaman gözlerimi kapamamam gerek.
Not after having come so close.
Hem de bu kadar yaklaşmışken.
I'm not giving up yet not after coming so close to cracking this thing.
Pes etmeyeceğim. Bu kadar yaklaştım.
The minor increase in wages would ruin me, So I prefer to close the deal Before I knew that at the end of the month I can not pay.
Maaşlara en ufak zam yıkım olur. Ay sonunda maaş ödeyemeyeceksem ben de işi kapatırım.
Everything we've worked for, we are so close... and I will not let her interfere.
Çalıştığımız her şey, o kadar yaklaştık ki... onun bunu bozmasına izin veremem.
No, no, not with the hostage so close.
Rehine bu kadar yakınken olmazdı.
Not so close!
Öyle değil...
I told you not to get so close to the fridge.
Sana buzdolabına fazla yaklaşma demiştim.
I couldn't talk then, not with Colonel Wharton so close by.
Şu an konuşamam, Albay Wharton bu kadar yakınınızdayken olmaz.
Whatever I was feeling, I'm not. But you guys came so close.
Ne hissediyorduysam, artık hissetmiyorum.
I told her not to stand so close to the pies.
Turtalara o kadar yakın durma diye uyarmıştım onu halbuki.
And he'd come so close and I'd stand fast, not moving a muscle.
Ve o çok yakına geldi, ve ben hiç kıpırdamadan, bir kasımı oynatmadan duruyordum.
Not so close.
Okadar yakın değil.
The dEpinays are close to him so Valentine will marry like it or not
İhtiyacımız olan adam Cocles, Kaptan Cocles.
If I had not been joking with you I would not have allowed the Jem'Hadar to get so close.
Şu demek, eğer seninle şakalaşmıyor olsaydım, o Jem'Hadar'ın bu kadar yakına gelmesine izin vermezdim.
- He says, uh, you must not sit so close.
- Diyor ki, hmm, çok yakın oturmaman lazım.
not sorry 22
not so much 570
not so far 81
not so bad 126
not so fast 809
not soon enough 36
not so good 271
not so hard 43
not so well 25
not so loud 139
not so much 570
not so far 81
not so bad 126
not so fast 809
not soon enough 36
not so good 271
not so hard 43
not so well 25
not so loud 139
not so long ago 54
not so much anymore 20
not someone 19
not so hot 16
not so 123
not so great 49
not so easy 32
not so tough now 16
not so tight 17
not so rough 19
not so much anymore 20
not someone 19
not so hot 16
not so 123
not so great 49
not so easy 32
not so tough now 16
not so tight 17
not so rough 19
not so sure 21
so close 218
closet 47
close 700
closed 242
closer 395
closes 126
closets 45
closely 21
close the window 34
so close 218
closet 47
close 700
closed 242
closer 395
closes 126
closets 45
closely 21
close the window 34
close your mouth 50
close your eyes 1096
close one 17
close enough 217
close range 54
close the gate 44
close the door 763
close the door behind you 29
close friends 22
close it 165
close your eyes 1096
close one 17
close enough 217
close range 54
close the gate 44
close the door 763
close the door behind you 29
close friends 22
close it 165