Not work Çeviri Türkçe
11,438 parallel translation
That did not work at all.
İşe yaramadı.
He says he did not work his jab efficiently in the first fight.
İlk dövüşte küçük, direkt yumruklarının verimli biçimde işe yaramadığını söylüyor.
It does not work.
İstemiyorlar.
Law does not work.
Sağa dönüş yok.
Erik, heck, it does not work out nothing shouting.
Erik, kahrolası, bağırarak hiçbir şeyi halledemezsin.
Lots of metal. Cell phone do not work up here.
Cep telefonları burada çalışmaz.
- It did not work.
- İşe yaramadı.
Look, I'm not saying your work is not important.
Bak, Senin işinin önemli olmadığını söylemiyorum.
The cost of shed construction was not part of the course work at Quantico.
Bu tip yapıları inşasının ne kadar tutacağı FBI eğitiminde pek tabii öğretilmiyor.
The Thomas Gale House is important, not only because it showcases the earlier work of Frank Lloyd Wright, but it also hints at his architectural potential.
Thomas Gale'in Evi, Frank Lloyd Wright'ın erken dönem çalışmalarının bir örneği olması yanı sıra, aynı zamanda mimari anlamda da büyük önem taşır.
It's not going to work.
İşe yaramayacak.
To be honest with you, chief, judging from your work, you're not.
İyiyim ben. Dürüst olmak gerekirse şef, yaptığın işi sorguluyorum, seni değil.
Don't tell me you dragged me all the way here to ghetto valley to tell me that it's not gonna work.
Beni buraya kadar sürüklediğini söyleme. Getto vadisine, işe yaramayacağını söylemek için.
You're not going to work here.
Burada çalışmayacaksın.
But I found the eye was always closed, and so it was impossible to do the work, for it was not the old man who vexed me, but his evil eye.
Ama göz hep kapalıydı ; bu yüzden işime devam etmem imkansızdı, çünkü benim canımı asıl sıkan ihtiyar değil, o akbaba kem gözüydü.
It's not my best work, but it gets the point across.
Bu en iyi çalışmam değil ama amaç anlaşılabiliyor.
Not sure that I could make that work.
Bunu yapabilceğimden emin değilim.
Saturday is my sabbath so I'm not allowed to work then.
Cumartesi, benim Sebt günüm. O gün çalışmama izin yok.
You work at IKEA, do not question me!
Git IKEA'da çalış, bana soru sorma!
But that's not how high-frequency trading is supposed to work, is it?
Ama yüksek frekanslı ticaret bu şekilde işlemez, değil mi?
Okay, so, not only did "cold spots" work... But it yielded a much more interesting development.
Pekala, sonuçta, "Soğuk Bölgeler" sadece işe yaramakla kalmadı, çok daha enteresan bir gelişmeye yol açtı.
I don't work here. It's not like I have a map of this place.
Burada çalışmıyorum yani elimde buranın haritası yok.
That's not going to work, we can't do that.
Bu işe yaramayacak, bunu yapamayız.
That way, once the situation's been thoroughly and properly assessed, then we can talk about hours and materials and scope of work in a manner that's not been pulled directly out of our asses.
Bu şekilde, durum bir kere ele alıp uygun ücreti belirleriz. O zaman saatler ve malzemeler hakkında konuşabiliriz, işin kapsamı bir şekilde sorunsuz halederiz.
And what I'd also like is to agree on a deadline, which, if not met, means revisiting the terms of our contract with the probability of penalties paid to us by you for each day of work exceeding the original agreement.
Ayrıca işin bitiş zamanını da kararlaştırmak isterim ki... Karşılaşılamayan bir tarihte,... anlaşma sağlanamadığı takdirde sözleşme esasları orijinal anlaşmadaki belirlenen günü aşan her gün için bize para cezası ödemeniz olasılığına karşın yeniden değerlendirilecektir.
"But I must confess that the genuine classics of every language " are the work of men, not of women.
"Ancak itiraf etmeliyim ki her dilde gerçek klasikler erkek işidir, kadın işi değildir."
Honestly, it's not gonna work.
İşe yaramaz. Bu bir hata.
- It's not gonna work.
- İşe yaramaz.
This is not gonna work unless you're serious.
Ciddi olmazsan bu işe yaramaz.
Until then, my work is not done.
O zamana kadar işim bitmedi.
That's because they are trying to work out if I'm one of them or not.
Çünkü onlardan biri olup olmadığımı anlamaya çalışıyorlardı.
It's about you not knowing how serious this work is.
Mesele bu işin ne kadar ciddi olduğunu bilmemen.
You're not at work, Olga?
İşe gitmedin mi, Olga?
In my line of work, there's not many people you can trust for advice.
Benim iş çevremde tavsiyelerine güvenebileceğiniz pek insan yoktur.
Yeah, that's not gonna work.
Evet, bu iş görmeyecek.
Finding you're not at work and then thinking you're still inside that building.
Seni işte bulamamak ve seni o binanın içinde sanmak.
Everything I've done, every bit of work and study since I was 11 was to stop death, not cause it.
11 yaşımdan beri yaptığım tüm çalışmalarım ölümü durdurmak içindi ölüme yol açmak için değil.
Not my best work.
En iyi işim sayılmaz.
Your phone's not gonna work, baby.
Telefonun burada çekmez tatlım.
Do you know what? You have taught me that I'm not cut out for this kind of work.
Biliyor musun böyle işlere uygun olmadığımı senin sayende anladım!
And this little ploy you have of stalling me while your friends screw over my employer? Not gonna work.
Ayrıca çevirdiğin şu dalavere yani arkadaşların patronumu hallederken beni oyalama taktiğin bende işe yaramaz.
Um, in this case, not particularly, but at the same time, you know, you go where the money goes because you can't ever guarantee when the next lot of work's gonna come in.
Bu işi pek istemiyoruz ama insan para neredeyse oraya gidiyor çünkü bir sonraki işin ne zaman geleceği belli değil.
Hey, mom, no, I'm on my lunch break, but I just wanted to call and tell you that work is going much better than it was, and I don't want you to worry about me not liking my job,
Hey, anne, hayır, öğlen yemeğimdeyim. Ama ben sadece arayıp sana söylemek istedim Bu eser bundan çok daha iyi gidiyor,
Not gonna work, not gonna work.
Olmayacak.
It's amazing, but we're definitely not getting any work done.
Çok güzel ama hiçbir işi doğru düzgün yapamıyoruz.
Not my finest work.
En iyi zamanlarım değildi.
- It's not going to work.
- İşe yaramayacak.
I work for a bank, not a charity.
Ben banka için çalışıyorum, bir hayır kurumuna değil.
Whether they will be returning to their usual work is not yet...
Eski işlerine dönüp dönemeyecekleri konusu ise...
The devil's work is not right.
Şeytanın işi olan şey, de helâl olmaz.
I do not want to work with you anymore.
Seninle çalışmak istemiyorum. Hayır, bekle.
not working 52
work 1509
works 73
workers 297
working 544
worker 183
worked 56
work in progress 22
works like a charm 20
work it 115
work 1509
works 73
workers 297
working 544
worker 183
worked 56
work in progress 22
works like a charm 20
work it 115
work your magic 26
work for you 20
work stuff 34
works for me 181
working late 62
work here 19
work it out 99
working hard 48
working together 81
work hard 130
work for you 20
work stuff 34
works for me 181
working late 62
work here 19
work it out 99
working hard 48
working together 81
work hard 130
working on it 161
work with me 70
working girl 21
working out 31
work faster 33
work harder 35
work with me here 27
work together 45
work is work 17
work out 27
work with me 70
working girl 21
working out 31
work faster 33
work harder 35
work with me here 27
work together 45
work is work 17
work out 27