Now you can Çeviri Türkçe
26,398 parallel translation
Now you can take a little nap.
Şimdi biraz kestirebilirsin.
First metahumans, then magic, and now you can add into the mix zombies.
İIk olarak meta insanlar, sonra büyü şimdi karışıma bir de zombileri ekleyebilirsin.
If you can't be honest now in this strange place to that hideous chair, how can I trust you with my mind, my breasts and my precious yoni.
Eğer bu tuhaf yerde bu korkunç sandalyeye karşı şimdi dürüst olmazsan ; sana aklım, göğüslerim ve kıymetli yoni'mle birlikteyken nasıl güvenebilirim.
Now, I have given you everything that I can at this juncture.
Bu ortak zeminde yapabileceğim her şeyi yaptım.
Uh-huh, there is a "J." If you can solve the puzzle right now...
J harfi var, şimdi cevabı bulduysanız...
So, um, I guess whatever you wanted to say to me, you can... say it now.
O zaman bana söylemek istediğin ne varsa şimdi söyleyebilirsin.
Look i can't talk right now. Uh wait wu can you get nick a message for me?
- Nick'e benden bir mesaj iletebilir misin?
Now, you can sit on the sidelines and watch the world die... or you can fight.
Şimdi istersen kenarda oturup dünyanın ölmesini izleyebilir ya da çıkıp savaşabilirsin.
You know, Mr. Bennett, there's nothing much more you can do for him now.
Bay Bennett, şu an onun için başka bir şey yapamazsınız.
You can control what you do. And from now on, you are going to.
Eylemlerini kontrol edebilirsin ve bundan böyle edeceksin de.
We can get a warrant for the contents of those boxes, unless you want to hand them over now.
O kutulardakiler için arama izni çıkarabiliriz tabi bize vermezsen.
Now, I can see that you want to know what I did with the hammer.
Şimdi ise gördüğüm şey, çekiçile ona ne yaptığım.
Can anyone see you calling me right now?
Beni aradığını gören biri var mı?
How can you focus on school right now?
Şu anda nasıl okula odaklanabiliyorsun?
Now... can I go back to studying, or do you want to keep annoying me?
Şimdi çalışmaya dönebilir miyim yoksa canımı sıkmaya devam mı edeceksin?
Now, for any of you that just can't get enough Stalin, you are invited to come over to my apartment this Friday night, hang out, and we'll talk a little bit more about this sweetheart of a guy.
Stalin hakkında yeterince anlamadığınız bir şey varsa Cuma akşamı evim davetlisiniz. Takılırız ve bu cici adam hakkında biraz daha konuşuruz.
and now everybody thinks you can just learn to live with it.
İzleyen herkes bununla yaşayabileceğini sanıyor.
If you can't grasp that now, maybe someday you will.
Bu arada, çıkmamız lazım.
I understand the pain you're feeling right now. All we can do is save ourselves, which is why we have to move now.
Tek yapabileceğimiz kendimizi kurtarmak ki bunun için de acilen harekete geçmemiz lazım.
Ralph, you need to link your software program to the satellite. Now, if it can transfer the Library of Congress in 5.9 seconds, then it can get us satellite data in real time.
Kongre Kütüphanesini 5.9 saniyede gönderebiliyorsa uydu verisini de gerçek zamanlı verebilir.
At least now we'll see how well you can keep a secret.
En azından sır saklayıp saklayamayacağını görürüz.
- I'm sorry, buddy. L- - I can't deal with you right now.
Şu an seninle uğraşamam, tamam mı?
Mommy can't take care of you now, you little bitch.
Annen artık sana göz kulak olamaz, seni küçük kaltak.
Now, you can also trigger the alarm by using this app right here.
Artık, bu uygulamayı kullanarak alarmı açabilirsin.
Can you arrest them now?
Onları hemen tutuklayabilir misin?
Can you be my friend right now and not a cop?
Şu an polis olmasan da sadece benim arkadaşım olsan?
Can you be my friend right now and not a cop?
Şu an polis değil de arkadaşım olur musun?
Toby, that's all I can tell you right now, but if you give me a little bit of time, I will fix it and tell you everything, okay?
Toby, sana şu anda tüm söyleyebileceğim bu ama bana biraz vakit verirsen düzeltip sana her şeyi anlatacağım tamam mı?
You told me it looked nice and now I've ruined the receipt and I can't take it back.
Güzel olduğunu söyledin ve fişini mahvettiğim için de iade edemeyeceğim şimdi.
Now, how can I not help you two?
Şimdi. Size nasıl yardımcı olmayabilirim acaba?
Can you understand me now?
Şimdi anlayabiliyor musunuz?
I nearly die learning to shrink, and now, I have to teach you to destroy the very thing, the only thing, that makes me a hero.
Küçülmeyi öğrenirken neredeyse canımdan oluyordum şimdi ise sana, beni kahraman yapan tek şeyi yok etmeyi öğretmek zorundayım.
Now, we can waste time chit-chatting, or you can deal with the explosive my people have secreted inside the State Dining Room.
Gevezelik ederek vaktimizi boşa haracayabiliriz ya da adamlarımın yemek salonuna sakladığı patlayıcıyla uğraşabilirsiniz.
Now you get on that horse and you ride till you feel like you can't ride any further, then... you ride some more.
Şimdi şu ata bin ve mecalin kalmayıncaya kadar sür, sonra da biraz daha sür.
I mean... - Now... you can reset the timeline, you can try to fix it, but no matter how hard you try... it's never gonna be exactly how it was.
- Şimdi zaman çizgisini sıfırlayabilirsin ya da düzeltmeye çalışabilirsin ama ne kadar çabalarsan çabala asla eski haline dönmeyecek.
Now we can understand you.
- Tamam, artık anlayabiliyoruz.
Do you think you can trust me now, or is that not something that you have on this Earth, trust?
Artık bana güvenebilir misin yoksa bu Dünya'da güven diye bir şey yok mu?
I have faith that you can, but either way, now is not a very good time.
Senin halledebileceğine inancım tam fakat her şekilde bu çok iyi bir zaman değil.
Yeah. You can yell at us later, but right now, we're on a bit of a clock.
Bize sonra bağırırsın ama şimdi zamanımız biraz kısıtlı.
Some American castaway will never understand, so you can say all the words that Anatoly feeds you, but you'll never be one of us, and you should know by now what we do to outsiders.
Amerikalı bir serseri hiçbir zaman anlamayacaktır. Yani Anatoly'nin sana öğrettiği tüm lafları söyleyebilirsin ama hiçbir zaman bizden biri olamayacaksın ve burada yabancılara ne yaptığımızı öğrenmişsindir.
You and your socialist friends can end the pain right now.
Sen ve senin Sosyalist arkadaşların acıyı şu anda bitirebilirler.
We're not in right now, but you can leave a message...
Şu anda yokuz ama mesaj bırakabilirsiniz...
But can you just let me have this right now?
Şunun tadını çıkarmama izin verir misin?
It's rudimentary right now- - you can tell if someone's thinking left, right, yes or no by picking up on their brain's unique electrical signals.
Şu anda tam gelişmemiş halde... Birinin beynindeki benzersiz elektriksel sinyalleri yakalayarak birinin sağı, solu, evet ya da hayırı düşünüp düşünmediğini anlayabilirsin.
Now, you can call the authorities if you want, but I'm going after him.
Şimdi, isterseniz yetkilileri arayın ama ben peşinden gidiyorum.
Now stand up slowly so my partner can cuff you.
Şimdi yavaşça ayağa kalk ki ortağım seni kelepçeleyebilsin.
Look, Laurel, I know you hate being told anything but the town has changed ; it's toxic now, and socializing across the aisle - can be misunderstood.
Bak Laurel, biliyorum söylenmekten nefret ediyorsun ama bu şehir değişti, artık zehirli... ve koridolarda sosyalleşmek yanlış anlaşılabilir.
Well, you can't fire her now.
Artık onu kovamazsın.
Mm-hmm. Now, can you push a touch superior and rostrally to the ventricle? Have you worked with a CAT scan before?
Şimdi, karıncığı üstün ve burunsal bir dokunuş yapabilir misin?
I can take you there right now.
Seni hemen oraya götürebilirim.
Someday I'll be able to tell you why I had to leave that night, but I can't now.
Bir gün, o gün neden gitmek zorunda olduğumu sana söyleyebilirim ama şu an söyleyemem.
now you can go 32
now you see me 17
now you're talking 179
now you know 219
now you listen to me 140
now you've done it 48
now you see 59
now you don't 28
now you 250
now you understand 24
now you see me 17
now you're talking 179
now you know 219
now you listen to me 140
now you've done it 48
now you see 59
now you don't 28
now you 250
now you understand 24