Of the population Çeviri Türkçe
1,374 parallel translation
Instead of controlling the environment for the benefit of the population, perhaps it's time we control the population to allow the survival of the environment.
Nüfus için çevreyi kontrol etme çabası yerine belki de çevrenin yaşayabilmesi için nüfusumuzu kontrol etmenin zamanı gelmiştir.
There are an estimated 20 million Sikhs in India - 2 % of the population.
Tahminen Hindistan'da 20 milyon Sih bulunuyor. Toplam nüfusun % 2'si.
In America, a third of the population is obese.
Amerika'da, nüfusın üçte biri obvez.
The majority of sex offenders in our prisons have nothing in their histories different from the rest of the population.
Hapishanelerimizdeki seks suçlularının çoğunluğunun geçmişlerinde nüfusun geri kalanından farklı hiçbir şey yok.
I don't believe that "toxic" is too strong a word, either, because an epidemic of obesity where 60 % of the population is suffering and record numbers of children are having this is a crisis by any standard.
Bence "zehirli" kelimesi bunu anlatmak için yeterli değil. Çünkü obezite hastalığı nüfusun % 60'ını ve çocukların da pek çoğunu etkileyen büyük bir kriz.
We're only 10 % % of the population, we're 90 % % of the Final Four, OK?
" Bak birader şuna bak, satılık 2 sayfam var. Iki sayfam var, bi'göz at birader bak.
Less than five percent of the population has it.
Nüfusun % 5'inden azında vardır.
As you are no doubt aware, I am in possession of enough of the virus to decimate a good portion of the population of this country.
Hiç şüphe yok ki farkındasınız, bu ülkenin nüfusunun büyük bir kısmını yok edebilecek yeterli virüse sahibim.
But he controls enough of the virus to wipe out a significant portion of the population.
Ama bu ülkenin nüfusunun büyük bir kısmını yok etmeye yeterli virüsü kontrol ediyor.
Two percent of the population.
Nüfusun yüzde ikisi.
You know, Tommy, I read a statistic that said 10 percent of the population is gay.
Tommy, bir istatistik okumuştum, nufüsün % 10'u gaymiş.
That's three-quarters of the population.
Bu nüfusun dörtte üçü demek.
Heading back to the city would only endanger the rest of the population.
Şehre geri dönmek sadece nüfusun tamamını tehlikeye atacaktır.
Until then, you are a threat to the rest of the population.
O zamana kadar, nüfusun geri kalanı için bir tehditsin.
About a tenth of a percent of the population had the opposite reaction to the Pax.
Nüfusun binde birinde... Pax'ın yan etkisi görüldü.
Using his burgeoning intelligence, this most successful of all mammals has exploited the environment to produce food for an ever-increasing population.
Yeşeren zekâsını kullanan bu memelilerin en başarılısı artan nüfusunu beslemek için çevreyi sömürdü.
The size of the world-wide population of rats is incalculable.
Tüm dünyadaki fare sayısını hesaplamak mümkün değildir.
We have learned how to create our own food resources, so our population is no longer limited by the quantity of food that occurs naturally.
Kendi gıda kaynaklarımızı yaratmayı öğrendik ve bu sayede artık nüfusumuz doğal olarak bulunan yiyecekle sınırlanmıyor.
Yeah, and so has half the population of Nevada.
Evet, ve böylece yarım nüfusa sahiptir Nevada.
Only 1 percent of the American population has set foot on an airliner.
Bugüne kadar nüfusun sadece % 1'i uçağa bindi.
But after that, the hundred crore population of this country will no longer believe in the Law and Order of this country.
Ancak nundan sonra bu ülkenin insanları uzun bir süre hukuka ve yargıçlara güvenmeyecek.
The infrastructure that the Government has is not enough to cope with even... 1 / 4th of the existing population,
Hükümetin sahip olduğu altyapı nüfusun çeyreğinin ihtiyaçlarını bile karşılamaya yeterli değil.
So you know the exact population of Japan?
Japonya'nın tam nüfusunu biliyor musun?
The site is far away from centers of population.
Arazi, nüfusun yoğun olduğu bölgeden oldukça uzak.
That's more than the entire population of Spain.
Bu, İspanya nüfusundan daha fazla.
And so it was done under the noses of the Iraki population.
Ve bu Irak nüfusunun burunlarının dibinde yapılmıştı.
The population of animals decreases in the North Because there are more and fewer hunters.
Kutup kuzeyinde bugünkü problem hayvanların sayısının azalması dolayısıyla birkaç avcının kalmasıdır.
The population of some species will increase. Others will disappear if there is nobody to regulate.
Dolayısıyla bir kısım hayvan sayısı artarken diğerleri yok olacak.
Enemies of the General, the legislative institute and administrative institute have begun to confront each other on the issues of Bioroid population increasing, etc.
Generalin düşmanları, Yaşam Enstitüsü ve Yönetim Enstitüsü birbirlerine karşı gelmeye başladılar. Bioroid nüfusunun artması sebebi gibi şeylerden.
Tom, what's the weekday population of the Square Mile?
Tom, hafta içinde Square Mile'ın nüfusu ne kadar?
It's the poorest place in Soul Society, but also the freest, and has the largest population of souls in Soul Society.
Burası Soul Society'nin en serbest, en fakir ve en çok ruhun yaşadığı yerdir.
I've calculated the rate of consumption regarding basic foodstuffs... for the civilian population.
Sivil nüfusun temel yiyecek tüketim oranı için bir hesaplama yaptım.
The current civilian population of 45,265... will require, at minimum... 82 tons of grain, 85 tons of meat... 119 tons of fruit, 304 tons of vegetables...
45.265 kişilik sivil nüfusun minimum gereksinimi şöyle. 82 ton tahıl, 85 ton et 119 ton meyve, 304 ton sebze...
And I don't know which is worse, honestly- - the heartlessness of a society that has such little regard for its aging population, or the rejection of one's own family.
Hangisi daha kötü bilmiyorum. Yaşlılara karşı bu kadar kalpsiz davranan bir cemiyet mi yoksa insanın kendi ailesinin onları istememesi mi?
Like there's some all-powerful entity manipulating... the entire population of Israel. Right.
Evet.
I should go. Do you know that if the entire population of China walked by... the line would never end because of the rate of population increase?
Çin'in bütün nüfusu tek sıra yürürse, nüfus artış oranı yüzünden sıranın asla bitmeyeceğini biliyor muydun?
This guy's got photos of himself... with half the population of Sing Sing.
Bu adam kendini... Sing Sing'in yarı nüfusuyla fotoğraflatmış.
Only nine percent of the world's population is left-handed.
Dünya nüfusunun sadece yüzde dokuzu solaktır.
You've charmed half of the female population of Miami.
Miami'deki kadınların yarısını kendine hayran bıraktın.
And right now, she's telling him of her plan to help the indigent population of some depressed country.
Şu anda, ona planlarından bahsediyor zordaki bir ülkenin insanlarına yardım etmekle ilgili planlarından.
Not to mention a certain segment of the male population.
Erkek nüfusundaki belirgin kitleyi de küçümseme.
Yeah, plus, it keeps the population of Jersey in check, which I think we're all in favor of.
Artı, bu Jersey'in nüfusunu kontrol altında tutuyor ki bu hepimize yarıyor.
However, last year the effect of an alien device broke containment and found its way into the civilian population.
Geçen yıl, bir uzaylı cihazından kaynaklanan bir etki.. ... kutusundan çıkıp bir sivil yerleşime yöneldi.
But if the population got much larger, the kids may move out of the field and become susceptible to a Wraith attack.
Ama nüfus şu an olduğundan biraz daha büyürse çocukların alan dışına taşınma ihtimali var. ve Wraith saldırısına hedef olabilirler.
I was able to boost the coverage by over 50 % without much of a power increase. That should be enough for a sizeable population growth.
Fazla güç harcaması olmadan kapladığı alanı yüzde elli kadar arttırabildim yani belli bir miktar nüfus artışına yetecek.
Peterson obviously isn't thinking straight, and he's endangering the entire population of the city.
Peterson doğru düzgün düşünemiyor demek ki, şehrin bütün nüfusunu tehlikeye atıyor.
The entire population of Atlantis?
Atlantis'in bütün nüfusu mu?
After the Professor went through the portal, he was attacked by one of the planet's indigenous population.
Profesör geçitten geçtikten sonra gezegenin yerlileri tarafından saldırıya uğradı.
General, I think you should control the movements of your population.
General bence nüfus hareketinizi kontrol altında tutmalısınız.
Today, we, the citizens of Cuba, are being persecuted by a tyrant and his reign of terror, meted out to our population by his police, and especially by a certain colonel in the force whose name has become synonymous with sudden death.
"Bugün, biz Küba vatandaşları... "... zalimin ve onun zulüm dolu... "... rejiminin gadrine uğramışız.
When a country has 5 percent of the world's population but does 50 percent of its military spending then the persuasive powers of that country are on the decline.
Bir ülke, dünya nüfusunun yüzde beşini barındırır silah harcamalarının yüzde ellisini yaparsa o ülkenin otoriter güçleri yolundan sapmış demektir.
of the 218
of them 508
of these 67
of the world 21
of the time 135
of the penal code 23
of the vote 33
population 70
of that i have no doubt 18
of this 39
of them 508
of these 67
of the world 21
of the time 135
of the penal code 23
of the vote 33
population 70
of that i have no doubt 18
of this 39