On the plus side Çeviri Türkçe
223 parallel translation
On the plus side, you, Mrs. Harper are actually working!
Artı hanesinde, siz Bayan Harper... gerçekten çalışıyorsunuz!
On the plus side, I met this really cute guard... not that that at all makes it worthwhile on any level.
Ayrıca, gerçekten hoş olan güvenlikle tanıştım bütün aşamaları değerli yapacak.
But on the plus side, I knocked over the sun sphere.
İyi tarafından bakarsak, güneş küresini devirdim.
WELL, ON THE PLUS SIDE, THIS WHOLE COMMITMENT THING TURNED OUT TO BE A LOT EASIER THAN WE EXPECTED.
İşin iyi tarafı bütün bu bağlılık olayı umduğumuzdan daha kolay oldu.
WELL, ON THE PLUS SIDE, WHEN THE DEDICATION'S OVER, HE CAN JUST TAKE IT HOME WITH HIM.
Peki, bardağın dolu tarafından bakarsak bu ithaf olayı bittikten sonra fıskiyeyi alıp evine götürebilir.
Yeah, but on the plus side, no monsters or stuff.
Evet, ama iyi tarafı, canavarlar filan yok.
- Well... On the plus side, it does divert the eye from the blueberries in your teeth.
İnsan onu görünce, dişindeki yaban mersinine dikkat etmiyor.
Well, on the plus side, he does do somethin'every once in a while... that feels worth waitin'for.
Olaya pozitif bir açıdan bakarsak, arada bir beklediğime değdiğini hissettiren bir hareket yapıyor.
On the plus side, you killed the bench, which was looking shifty.
İyi tarafından bak. Hilekar görünen bir bankı öldürdün.
Yeah, and on the plus side... you walk into a liquor store carrying a baby, man... they'll sell you beer.
Baba olacağım. Evet iyi olan tarafıysa içki dükkanına bir bebekle girdiğinde dostum... Birayı sana vereceklerdir.
Yeah, but on the plus side... she won't understand a word you're saying!
Bir de iyi tarafından bak. Söylediklerinin tek kelimesini bile anlamıyor!
But on the plus side, this place has a new smell now.
Tebrik ederim. Ama diğer taraftan artık buranın yeni bir kokusu var.
okay. on the plus side, though, i've found the key.
İyi tarafından bakalım.
On the plus side...
İşe iyi tarafından bak.
Although, on the plus side,
Olumlu tarafı ;
On the plus side, they totally fell for the "cup of torment" thing just like you thought they would.
İşin iyi tarafı, hepsi Azap Kadehi tongasına düştü. Tıpkı senin düşündüğün gibi.
But on the plus side, we get to wear those white coats.. - and stand behind that really tall counter.
Ama işin güzel yanı, şu beyaz önlükleri giyip uzun bankoların arkasında durmak zorundayız.
Well, on the plus side, his temperature's 99.9, so...
Tabii, iyi tarafından bakarsak, ateşi 38.99 olmuş.
Now, Dr. Brogan will be suspended _ without pay _ for one week, but on the plus side, he gets to run around in my backyard wearing a foam suit so I can see if my dog Baxter's attack classes were worth the money!
Dr. Brogan bir ay ücretsiz uzaklaştırma alacak fakat iyi tarafı, arka bahçemde köpükten bir elbiseyle koşacak ben de Baxter'ın saldırı derslerinin işe yarayıp yaramadığını öğreneceğim!
On the plus side, his temperature's 99.9, so sayonara, Mr Bober.
Tabi iyi tarafından bakarsak, ateşi 38.99 olmuş. Sayanora Bay Bobber!
Yeah, on the plus side,
Artı tarafında,
Yeah, but on the plus side, you got punched in the face.
Evet, ama iyi tarafından bakarsan, yüzüne yumruğu yapıştırdın.
- Well, you know, on the plus side, this is a great way for Wyatt to get out and socialise.
O kafayı. - Evet, biliyorum, artı tarafta, bu çıkmak ve sosyalleşmek için Wyatt için harika bir yoldur olduğunu.
On the plus side, we've already had three two-for-one Mai Tais.
Ayrıca, şimdiden iki alana bir tane bedava olan iki Mai Tais içtik.
But on the plus side, there's plenty of moo shu available.
Ama işin iyi tarafından bakarsak, bir sürü mu shu var.
- But on the plus side, you know,
- Ama pozitif nokta ise
On the plus side, the view from up here is exceedingly clear.
Diğer taraftan, buradan görüntü giderek netleşiyor.
On the plus side, you can take him to lunch at the club now.
İyi tarafı, artık onu klüpte öğle yemeğine götürebilirsin.
On the plus side there are all the dead bodies
- İşin iyi tarafı burada çok fazla ceset var.
Well, on the plus side, he is... smart, brave, not to mention... kind of hot.
Artılarını düşünürsek akıllı, cesur, ayrıca biraz da seksi.
But on the plus side, we've also got a hung jury.
Ama öte yandan, bizde tam adam asmalık bir jüri var.
But, on the plus side, I'm up ten quid and a Party Seven.
Fakat, diğer yandan on pound ve birasına iddiaya girerim.
But on the plus side, he's tidy and has a decent job.
Artıları ise, düzenli ve iyi bir işi var.
On the plus side, we've got good evidence, relatively undamaged.
İyi taraftan bakarsak, elimizde sağlam bir kanıt var.
On the plus side, she could medal in luge.
İyi tarafından bakılırsa kızakçı madalyası kazanabilir.
Although, on the plus side, I am learning a great deal about the tackiness of the canary diamond.
Ama iyi tarafı da sarı elmasın bayağılığı hakkında çok şey öğrenmem.
But on the plus side, i made a pretty good career out of knowing how to smile when i didn't really feel like it. ( sniffles )
Ama iyi yanı şu oldu, hiç içimden gelmese bile nasıl gülebileceğim konusunda çok iyi bir kariyer yaptım.
On the plus side, at least i won the pool.
İşin iyi tarafı ; en azından bahsi ben kazandım.
On the plus side, it was a good kiss, reasonable technique, no extraneous spittle.
Olumlu yönü, güzel bir öpücüktü. Makul bir teknik, amaç dışı salya yok.
Well, on the plus side, I've found us a new location.
İyi bir haberim var, kendimize yeni bir çekim mekanı buldum.
On the plus side, unlike most robberies, we don't have to worry about going to jail if we get caught.
İyi tarafından bakarsak, çoğu soygunda olduğu gibi, yakalanırsak hapse düşmek gibi bir endişemiz yok bu sefer.
On the plus side, any chest congestion I had - is now totally cleared up.
İyi yanından bakarsak, göğsümde bir tıkanıklık varsa bile geçti.
On the plus side, the EMTs seem to think he's going to be just fine and, as you saw, they did admit that I did not cause the heart attack, even if they said it a bit begrudgingly.
Ve ayrıca, doktorlar da onun iyi olacağını ve gördüğünüz gibi, onun kalp krizine benim neden olmadığımı söylediler, bunu istemeyerek söyleseler de.
On the plus side, I'm single.
İşin güzel tarafı böylece bekar oldum.
Of course on the plus side, you do get free cable in here.
Tabii ki ayrıca burada boş bir kablo alman gerek.
Well, on the plus side, you clot well.
Güzel haber şu ki, kanın gayet iyi pıhtılaşıyor.
Plus, the law's on our side.
Ayrıca yasalar da bizim tarafımızda.
Plus a dogcatcher van wouldn't just say "dogcatcher" on the side of it'cause otherwise the dogs would see it and just run away.
Artı bir köpek yakalama minibüsünün üstünde "köpek yakalayıcı" yazmaz. çünkü köpekler yazıyı görüp kaçarlar.
I was one of seventeen Jr. VPs in out division specializing interest derivatives, market risk exposure, plus a little P / L analyses on the side.
Bölümdeki onbeş müdür yardımcısından biriydim piyasa araştırması ve risk tahmini uzmanıydım artı biraz da kar / zarar analizi.
Takes odd jobs on the side, plus those with Toutoune.
İlginç işler bir yandan, diğer yandan Toutoune.
But we would still need to cut billions more from our carbon footprint to stay on the safe side of plus-two degrees.
Ama artı 2 derecenin güvenli tarafında kalmak için karbon ayak izimizi hala milyarlarca ton daha düşürmemiz gerekiyor.
on the whole 55
on the tv 16
on the table 116
on the other hand 1607
on the floor 300
on the 426
on the roof 79
on the ground 440
on the way home 32
on the contrary 1002
on the tv 16
on the table 116
on the other hand 1607
on the floor 300
on the 426
on the roof 79
on the ground 440
on the way home 32
on the contrary 1002
on the other side 107
on the bench 17
on the other 48
on the right 145
on the beach 77
on the house 231
on the dot 66
on the internet 51
on the record 70
on the surface 75
on the bench 17
on the other 48
on the right 145
on the beach 77
on the house 231
on the dot 66
on the internet 51
on the record 70
on the surface 75
on the side 64
on the one hand 116
on there 23
on the street 102
on the sidewalk 17
on their way 28
on the inside 58
on their own 19
on the back 61
on the phone 192
on the one hand 116
on there 23
on the street 102
on the sidewalk 17
on their way 28
on the inside 58
on their own 19
on the back 61
on the phone 192