English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ O ] / One less

One less Çeviri Türkçe

1,934 parallel translation
One less dial-in on the intergalactic bridge.
Galaksiler arası köprüde bir eksik çevirme.
It'll give J.T. one less thing to fire me for.
Bu, J.T.'ye beni kovması için daha az sebep verir.
One less nightmare.
Kabuslarım bitti.
So that's one less.
O yüzden bir eksik.
My personal life is one less thing they can profile.
Her şey ortada. Özel hayatımın dökümünü de çıkarmayıversinler.
Well, there's one less bomb in the garden now, isn't there?
Neyse, bahçedeki bombalardan birisi eksildi artık, değil mi?
- One less trap to worry about.
- Endişelenecek tuzak sayısı bir azaldı.
Serge is in the bathroom, And when he gets out, There's gonna be one less virgin around
Serge lavabodan çıktığı zaman bakire sayısı bir azalacak.
Ah, you know. What's one less rocket lover in the world,
Bir kamış sevici daha eksilmiş dünyadan.
What, you think the world's gonna mourn one less child killer?
Dünyadan bir çocuk katili eksileceği için yas mı tutuyorsun?
One less cop in our way.
Yolumuz da en az bir polis var.
One less crackhead on the streets Looking to rob some old lady for a fix. Yeah, b-but that girl... Maggie...
Mal alabilmek için sokakta yürüyen yaşlı bir kadını soyan kafası iyi tiplerden biri daha temizleniyordu.
There. One less button.
Sadece bir düğme.
One less of you to worry about.
Endişelenecek kişi sayısı bir azaldı.
One day you're there... and then, all of a sudden... there's less of you,
Birgün burdasın... sonra, birdenbire... senin daha azın burda,
Early in solar system history... the Kuiper Belt had far more larger objects... that may have once had a cumulative mass... of 50 Earths... whereas the current Kuiper Belt mass... is much less than one Earth.
Güneş sisteminin erken zamanlarında Kuiper Kuşağı, 50 Dünya kütlesinde, çok daha büyük nesnelere sahipti. Ama şu an Dünya'nın kütlesinden çok daha az.
We would estimate that there are some fifty billion... maybe sixty billion Earthlike planets... within just our Milky Way galaxy alone... and remember, our Milky Way galaxy... isjust one of hundreds of billions of galaxies out there... more or less like our Milky Way.
Sadece Samanyolu galaksisinde bile 50 milyar belki de 60 milyar Dünya benzeri gezegen olduğunu tahmin ediyoruz. Ve unutmayın ki Samanyolu galaksisi yüzlerce milyar galaksiden sadece biri. Samanyolu galaksisi gibi birçok galaksi var.
The one that'll make me less pissed off.
Beni en az sinirlendirecek olanı.
Cos I feel less guilty if I'm not the one...
Olmaz! Eğer üstüne düşmezsem kendimi daha az suçlu hissederim.
Less blood in that one you got there.
Oradan aldığın parmağın içinde kan yoktur.
Look, man, you're right, it's going to cost you less just to toss it and buy a new one.
Bak adamım haklısın, kaldırıp at ve yenisini al. Senin için daha az maliyetli olur.
And she'll make it her business never to get in one, much less drive one.
O da kendine hiçbir zaman bundan almamak ve kullanmamak için dikkat eder.
Maybe we should consider getting one of those new refrigerators - that uses less energy.
Daha az enerji kullanan şu yeni buzdolaplarından bir tane almayı düşünebiliriz.
Regard less, for time lapse I set it for one frames for minute.
Çekim hızına bakmadan, dakikada bir kareye ayarladım.
For them he's just one idiot less.
Onlara göre Peter aptaldan öteye geçemez.
But I discovered that one thing can make things less imperfect, one thing can bring life close to perfection.
Fakat, bir şeyin eksik olmasının hayatı zorlaştırdığı anladım.
one thing can make things less imperfect, one thing can bring life close to perfection.
Başka bir şey ise, hayatımızı neredeyse mükemmel yapabilir.
For Camino... Fernandez, sister of one of our numeraries, who is at this moment being operated on in Madrid, and for future vocations. And we ask You, Lord, to give us the grace to be, each day, a little less unworthy of You.
Bu arada, şuan Madrid'de ağır hasta durumda bulunan Fernandez kardeşimize gelecekteki başarıları için Tanrı'dan yardım diliyoruz.
Right now, over 12 % of the world's land is protected, yet less than one hundredth of one percent of the ocean is a marine reserve.
Şu anda, dünya karalarının % 12'den fazlası koruma altında, ancak okyanusların % 1'inden daha azı deniz rezervidir.
Touchdown. Arnett Mead takes the lead, with less than two minutes left in this contest.
Arnett Mead bitime 2 dakika kala, öne geçmeyi başarıyor.
Yeah, one with a little less fairy dust on it, please.
Daha az masalsı olsun lütfen.
Now, frequent urination is one of the less dangerous side effects of this stuff.
Sık idrara çıkma, daha az riski olan yan etkilerden biri.
SO EVERY TIME SHE'D LIGHT ONE, I'D SAY, "IT'S 6 MINUTES LESS THAT I GET TO SPEND WITH YOU."
Her sigara yaktığında "Seninle 6 dakika daha az zaman geçireceğiz." derdim.
One was shipped to a Malibu PO box less than a month ago.
- Ve? Bir tanesi bir aydan az bir süre önce gemiyle Malibu'ya yollanmış.
So, listen, the call from Jeff to Pam's apartment came from another pay phone in Long Island City, less than a mile from the one that paged Erica right before she went missing.
Jeff, Pam'in evini yine Long Island'daki bir kulübeden aramış. Erica kaybolmadan önce çağrı bırakan telefondan yaklaşık 1.5 km uzakta.
Plus we tell the kid one less lie.
Ayrıca, çocuğa daha az yalan söylemiş oluruz.
In a one-time offer, I'll trade my beaten-to-a-pulp trauma-palooza of a patient for no less than three of your cadavers.
O yüzden tek sefere mahsus bir öneriyle ezilip travmaya girecek kadar dövülmüş hastamı en az üç kadavrana değişirim.
We could remove the other one, but since it's not killing her, I thought this way was less insane.
Diğer gözünü çıkarabilirdik ama onu öldüren o olmadığına göre bunun daha az çılgınlık olacağını düşündüm.
I can do the Sunday puzzle in less than one hour.
Pazar bulmacasını bir saatten daha kısa sürede bitirebilirim.
Angel... You know, of course, that no-one could be less concerned with worldly wealth and status than myself.
Angel, biliyorsun ki, dünyevi zenginlik ve statüye benim kadar kayıtsız kalacak biri daha yoktur.
There is no one, no one I wish to see less this side of the grave than you.
Dünyada görmek istediğim en son yüz, senin yüzün.
One bug less, is that OK?
Üstü kalsın mı?
One bug less.
1 yuan sadece?
NOW YOU'RE THE RESENTING ONE BECAUSE YOU FEEL LESS THAN SUPER IN THE FACE OF MY BEING SO SUPER-DUPER.
Şu anda kızgın olan sensin çünkü karşında çok süper biri olduğu için kendini az süper hissediyorsun.
There's nothing I can say that will make that fact any less horrible. But perhaps we can bow our heads for a minute and think about Freddy and remember what he meant to us.
Ne dersem diyeyim bu olayın vahameti asla azalamaz ama bir dakikalına da olsa başımızı öne eğip, Freddy'nin bize ne ifade ettiğini düşünebiliriz.
While from 1985 to 2000, those living on less than one dollar a day increased by 18 %.
1985'ten 2000'e kadar, günde 1 doların altında geliri olanların sayısı % 18 arttı.
Einstein was searching for just one set of equations that would work on both planets and particles, nothing less than a theory of everything.
Einstein hem gezegenler hem de parçacıklarda geçerli olacak.. .. bir denklem seti üzerinde çalışıyordu, her şeyin teorisi.
About here, the apes and monkeys, and the whole of human history would occupy a space less than the width of one piano STRING right at the top of the keyboard.
Yaklaşık buralarda, maymunlar, ve tüm insan tarihi tam da klavyenin tepesinde, bir piyano telinin genişliğinden daha az bir yer işgal ederdi.
No, uh, no, I figure I start with one and then, you know, then you'll see how much money you're making'cause my percentage is so much less.
Hayır bir tanesiyle başlayabiliriz, Ne kadar çok para olacağını göreceksin, iyi bir yüzde alırsın.
Boca were paying less money, but by joining them, he was fulfilling a dream dating back to the time he was walking past the Bombonera stadium with his father and promised that one day
Boca daha az para ödüyordu ama onlara katılarak, yıllar öncesinde Bombonera Stadı'nın yanından geçerken babasına günün birinde Boca için binlerce insanın önünde top oynayacağına dair verdiği sözü tutarak bir hayali gerçekleştiriyordu.
One less share, right?
Bir boğaz eksilsin, değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]