English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ L ] / Less than

Less than Çeviri Türkçe

12,070 parallel translation
We're not less than you.
Bizler sizden daha ucuz değiliz.
Actually, you know less than nothing.
Aslında o kadar bile bilmiyorsunuz.
- Sacramento. Back in less than three weeks.
- Sacramento'da. 3 haftaya dönecek.
Donahues are less than a mile.
Donahuelar'la aramız 1 km. bile değil.
Does he hate me more or less than he hates the rest of the world today?
Bugün benden dünyanın geri kalanından daha mı fazla yoksa az mı nefret ediyor?
Unchecked population growth will overtake food production in less than 50 years, leading to famine and war.
Kontrolsüz nüfus artışı. yıldan kısa bir sürede kıtlığa, Açlık ve savaşa yol açıyor.
- Less than 300 calories. - Mmm.
- 300 kaloriden az.
- Less than an hour. I'll be right back.
- Bir saatten önce dönerim.
I'll be in Scotland in less than seven.
Yedi saatten kısa sürede İskoçya'da olurum.
I have no less than three lethal katas I would like to demonstrate for you today.
Bugün size göstermek istediğim, en az üç ölümcül hareketim var.
But the fact is in division one, less than 2 % of scholarship players ever go pro.
Ama ligin gerçeği, Burslu oyuncuların ancak % 2 si profesyonel olabiliyor.
You have any felony convictions less than three years ago?
Son üç yıldır ağır suç kapsamına girecek bir suçlamanız oldu mu?
It's less than an hour and a half.
Bir buçuk saatten daha yakında.
There's nothing in the cave less than ten thousand years old.
Mağarada on bin yılın altında hiçbir şey yok.
Less than 12 hours.
12 saat içinde yapacak.
And I have less than eight hours to find this pathogen.
Virüsü bulmak için sekiz saatten az vaktim var.
All within the span of less than an hour?
Hem de tüm bunlar bir saatten kısa sürede vuku buldu?
You may have to, when your wife, distressed with news of your affair, operates on someone with less than her usual skill.
Karın onu aldattığı haberiyle sarsıldığı sırada hiç beklenmedik bir hastayı ameliyat ederse evinizi cidden satmak durumunda kalabilirsiniz.
No, actually it means less than absolutely nothing.
Hatta "yok" tan da öte.
# You've got slightly less than that If I were you I'd pray
Senin biraz daha az zamanın kaldı Dua ederdim yerinde olsaydım
"Carries less than $ 30 cash," and, like, put it on my bike, you know,'cause then people would know not to rob me.
"30 dolardan daha az nakit para taşır" ve Bisikletime koy, Biliyor musun, çünkü insanlar beni soymayacaklarını biliyorlardı.
Nothing less than my soul will sate their hunger.
Benim ruhum hariç hiçbir şey açlıklarını gidermeyecektir.
In less than four years, we've cut this state's homicide rate nearly in half.
Dört yıla yakın bir sürede, bu eyaletin cinayet oranının yarıya indirdik.
- He's got less than a minute.
- Bir dakikadan az süresi kaldı.
I have less than 40 seconds.
40 saniyeden az vaktim var.
Less than a day's ride.
Atla, bir günlük yoldan daha az.
I'm no less than Aryan.
Aryan Khanna'dan aşağı kalır bir yanım yok artık.
Anything less than a gold, we will consider a disappointment.
Altın madalyadan azını hüsran olarak sayarız.
He was at our table for less than two minutes.
O masamızda iki dakikadan az kaldı.
And I eat less than you all.
Ve hepinizden daha az yiyorum.
I can give less than two shit about you.
Tek bir şey istiyorum.
So how come in the past couple of days he made less than he ever made in the past year?
Nasıl oluyor da geçtiğimiz bir kaç günde bir yıl içinde yaptığı en az miktarı yapıyor?
What merry blew up with that bomb of hers was nothing less than his life.
Ne mutlu patladılar onunla olan bombalarıyla daha az şey değildi hayatından daha.
And all that remains is to remove the astronauts from the space craft, and carry them less than two miles to the deck of the carrier Yorktown.
Ve geriye kalan tek şey ; astronotları uzay aracından çıkartmak ve 2 milden az mesafede olan Yorktown taşıyıcısının güvertesine taşımak.
Less than two minutes.
İki dakika bile olmaz.
♪ Or it could be less than nothing
Hatta hiçbir şeyden bile ötesi
This bill is nothing less than an assault on the Constitution by the federal government.
Bu yasa, federal hükümet tarafından Anayasaya yapılan bir saldırıdan ibaret.
After 90 days, the percentage of trauma patients who regain consciousness decreases to less than one percent.
90 günden sonra, travma hastalarında bilincin geri gelme yüzdesi 1'den aza iniyor.
This is very intensive work and something like this, I'd say couldn't do it for less than $ 5,000.
Bu çok yoğun bir iş ve böyle bir şeyde 5.000 dolardan aşağısı kurtarmaz derim.
The late Mrs. Ricoletti has returned from the grave and a little skilled make-up and you have nothing less than the wrath of a vengeful ghost.
Merhum Bayan Ricoletti mezardan kalkıp gelmiş ve birazcık iyi bir makyajla elinizde intikama susamış bir hayaletin gazabı oluyor.
No, I cannot accept less than ten sacks of wheat!
Hayır, kabul edemem en az 10 çuval buğday!
That's why, I cannot accept less than 10 sacks of wheat.
Bu yüzden en az 10 torba buğdayla takas ederim.
Only plan I got so far may be a tad less than appetizing.
Şimdilik yaptığım tek plan iştah açıcıdan bir tık aşağıda olabilir.
Hell, they were less cooperative than Toby's attorney.
Toby'nin avukatından daha az yardımcı oldular.
It would appear your mission to Washington was less successful than you made out.
Görünüşe göre Washington'daki görevin, daha başarısız olmuş. / i
You know, our aim is to raise even more money and encourage those less fortunate than ourselves to play rugby and perhaps learn the disciplines of working on a team.
Biliyor musunuz, amacımız daha fazla para toplamaktır. Ve kendimizden daha şanssız olanları rugby oynamaya teşvik edin Ve belki de bir ekip üzerinde çalışma disiplinlerini öğrenirler.
The outcome justifies some portion of vanity, my dear, for the effect was no less favorable than immediate.
Hızla sonuca ulaşmak için yapılan bu gösterinin sonucu, hayatım hiç de küçümsenecek gibi değildi.
There are less than a dozen minds that our government sees fit to keep tabs on, for their safety and ours. Nicole Meeker is one of them and it is my job to bring her in. Hey, I won't stop you.
Nicole Meeker oınalrdan biri ve benim görevim onu içeri tıkmak seni durdurmayacağım burdan sola dön
What? According to no less an authority than Grace Mugabe.
Bu konuda son söz söyleyecek kişi sensin ya.
They feel like they're less civilized than whites.
Beyazlardan daha uygar olmadıklarını hissediyorlar.
"A short, anti-Semite... " with less imagination in his whole "Jew-hating body than I have in the tip of my pee-hole."
"Yahudilerden tiksinen o bedeninin hiçbir yerinde benim pipimin ucundaki kadar bile hayal gücü olmayan bücür bir Yahudi düşmanı."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]