Pe Çeviri Türkçe
487 parallel translation
LEAVE TOWN POLICE are PEÞÝN Jim
KASABAYI TERKET POLİSLER PEŞİNDE JIM
- Oh, no. Money on the line, or out you go.
Para peºin, yoksa diºari.
He walked out, we followed.
Kendi çikti, peºinden geldik.
You know how hard it is for us to get along on that small pe That guy has a comfortable business.
Ayrıca, aylığımla yaşamanın bizim için ne kadara zor olduğunu biliyorsun.
Suppose you'd known before our marriage that I meant to go after Merritt. Would you have married me?
Merritt'in peºinden gidecegimi evlenmeden önce de bilseydin... yine de benimle evlenir miydin?
You can have Laurie by lifting your finger if you wanted, and now Nan.
Istedigin an Laurie'ye sahip olabilirdin. ªimdi de Nan'in peºindesin.
You know, Mr. Isham, when you're hunting a man that can shoot like Owen Merritt... go losing your head, and you might lose your head.
Owen Merritt gibi iyi niºanci bir adamin peºindeyseniz... saglikli düºünmezseniz, sagliginizi hepten kaybedebilirsiniz.
- How are you, Fa...
- Nasılsınız, pe... Doktor...
- Where'd you pick up our trail?
- Nereden beri peºimizdesin?
As soon as Red Cloud buries his dead, he'll be hot on your trail again.
KiziI Bulut, ölülerini gömer gömmez sizin peºinize düºecektir.
Go ahead. Go after him if you want to.
Haydi, onun peºinden gitmek istiyorsan git.
Bope-bope-pe-do to you!
Bop-bop-pi-du sana da!
I can't pronounce my P's or my M's.
Pe ve be'yi telaffuz edemiyorum.
C'mon, Pe'! C'mon.
hadi be, hadi..
DARLING, DON'T YOU WANT TO SMOKE YOUR P I PE?
Senin için seve seve alıştırırım. Sen ofisteyken gün boyu içerim...
During ru-rush hours, pe-people walk all over you!
Son zamanlarda,... Bütün insanlar oradan geçiyor ve bize selam veriyorlar!
Cada pe rsona es un mmhundo.
"Her insan kendi içinde bir dünyadır."
Just wait'til I tell the folks back home I met some real movie pe...
Memlekete döndüğümde gerçek film yıldızlarıyla tanıştığımı millete...
Why he didn't come to PE.
Beden Eğitimi'ne neden gelmedi?
My mother keeps it in mind when my PE finishes.
Beden Eğitimi'nin bitiş saati annemin hep aklındadır.
Wi-pe... yo-ur...
A-yak-la-rı...
I'II become a clown, a sad clown replace old pe're Julien
Yaşlı Pére Julien'in yerine geçmek için palyaço, üzgün bir palyaço olacağım.
Pune mâinile pe masã!
Ellerini masanın üzerine koy!
Ideea e cã trebuie sã îti pãstrezi bilele tale pe masã si sã le dai afarã pe toate ale adversarului.
Amaç, kendi toplarını masanın üzerinde tutarken, diğerlerini düşürebilmek.
Împreunã pe drumuri...
Yola birlikte çıktık.
De ce ati ales "Winterland", în San Francisco din moment ce timp de 16 ani ati fost tot pe drumuri?
16 yıldır yollarda olduğunuz halde konseri neden San Francisco, Winterland'de veriyorsunuz.
Am mers la supermarket si câtiva dintre noi au vrut sã cumpere pâine pentru cã era cel mai ieftin lucru pe care-l puteai cumpãra.
Süpermarkete giderdik. Aramızdan bir kaç kişi biraz ekmek alırdı. Çünkü ekmek alabileceğiniz en ucuz şeydi.
Restul dintre noi clocoteam pe culoar, fãcând tot felul de prostii.
Ve geri kalanlar markette dolaşıp bir şeyler daha alırdık, salam gibi şeyler.
Când trebuia sã plecãm, tipul cu pâinea trebuia sã treacã pe la casã si îi spuneam : " Ne întâlnim în masinã.
Çıkma zamanı gelince, elinde ekmek olan kasaya giderdi ve biz de : " Seninle arabada buluşuruz.
"Pe când tânãrul soare nu traversase nici jumãtate din semnul Berbecului,"
Koç takım yıldızı yolun yarısına geldiğinde
Îl stiti toti pe Doctor John?
Herkes Doktor John'u tanıyor mu?
Dupã cum spuneam, înainte de a începe, as dori sã spun cã e o mare onoare faptul cã mã aflu pe aceastã scenã alãturi de acesti oameni, în seara asta.
Başlamadan önce, bu gece bu insanlarla aynı sahneyi paylaşmanın hayatımda yaşadığım en büyük zevklerden biri olduğunu söylemek istiyorum.
Vreau sã zic, 16 ani pe drumuri...
Yani, 16 yılımız yollarda geçmişti.
N-as putea trãi cu povara a 20 de ani pe drumuri...
20. yılımda da yollarda olamazdım.
Stãteam la hotelul Times Square, pe strada 42.
42. Caddedeki Times Square Otel'inde kaldık.
Toate aceste femei încântãtoare ce se plimbau pe strãzi...
Sokaklarda bir aşağı bir yukarı dolaşan cana yakın kadınlar vardı.
Pe acea vreme, compozitorii îsi aveau, si ei, partea lor de glorie.
O zamanlar bir şarkı sözü yazarının totem heykelinin en altında olması haksızlık sayılırdı.
Asta fãcea doar parte dintr-un stil de viatã pe care am învãtat sã-l iubim la Woodstock.
Bu bizim Woodstock'ta sevdiğimiz yaşam tarzımızın bir parçasıydı.
Acesta trebuie sã fi fost motivul pentru care, probabil, ne aflam mereu pe drumuri.
Sanırım yola çıkma nedenimiz de buydu.
ai ne-am fãcut planuri mãrete pentru viitor, tot felul de lucruri pe care le vom face...
Hep birlikte gelecek için büyük planlar yapmıştık. Yapacağımız tüm o şeyleri konuştuk.
Am auzit câteva anecdote pe tema asta.
Bu konuda birkaç komik hikaye duydum, dostum.
Nu întotdeauna pe scenã se petrecea totul.
Ama her zaman sahnede değildi.
ai a trebuit sã-i plãtim, fiecare, 10 $ pe sãptãmânã pentru lectiile de muzicã.
Bu müzik dersleri için ona haftada adambaşı 10 dolar ödememiz gerekiyordu.
Dar, în realitate, cei mai mari apostoli de pe Strada 52 si de pe strãzile din New York erau muzicienii.
Ama aslında 52. Cadde'deki harika rahipler ve New York City'deki en iyi müzisyenler de onlar en iyi şifacılardı.
Era ca o atractie localã pe care toti mergeau sã o vadã.
Bu herkesin izleyeceği yerel bir eğlence olayına benziyordu.
mãcar de trei ori pe zi.
Günde en az üç kez bunu hissedelim.
ai ne iartã nouã rãtãcirile pe sfântul tãrâm al iubirii.
Ve aşkın gölgesine izinsiz geçtiğimiz zamanlarda bizi affet.
N-au rãmas multe lucruri pe care sã le putem lua cu noi, de pe stradã.
Yollardan alabileceğimiz fazla bir şey kalmadı.
This is patrol craft PE-332, out of Pesetra Base.
Mayday. Burası devriye gemisi PE-332. Pesetra Üssü civarındayım.
This will suit you. What do you say, want to Treis or want to pe aèi ?
Aşağı, yukarı bu sorunu çözecektir.
Movie pe...
Film ins...