English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ P ] / Pm

Pm Çeviri Türkçe

2,711 parallel translation
Saturday 3 pm, Jussieu.
Cumartesi saat 15 : 00'da, Jussieu.
Rackham the Red, 5 pm, the St. James.
Kızıl Korsan, 17 : 00, St. James.
Molly Morris called in again about Ian, said he went missing on one of his hunting trips yesterday.
Molly Morris, yine Ian için yardım istedi, dün çıktığı avdan beridir kayıpmış.
8 PM.
Sekizde.
" The Orient Express departs at 9 PM for Venice.
"Venedik'e hareket eden akşam 9 treni. Gondol gezintisine hazır mısın?"
It seems his girlfriend has gone missing.
Anlaşılan kız arkadaşı kayıpmış.
Make sure you're ready, because your aunt comes to pick you up at 4 : 00 PM.
Emin ol hazır olmalısın, çünkü teyzen seni almak için saat 4 te burada olacak.
9 pm. "Like the firefly.."
Ateş böceği gibi.
Tonight, 23 pm : La Aviary. What is that?
Bu gece, "La Voliére"...
Dr Walsh is missing.
Doktor Walsh kayıpmış.
He also said that there's a shift change with the troopers guarding her at 11 : 00 PM every night.
Ayrıca, her gece saat 11'de nöbet tutan polislerin vardiya değişimi yaptığını söyledi.
Gwen Eaton, 8 : 37 PM, October 5th.
Gwen Eaton, 5 Ekim, 20 : 37.
Rosie didn't take a ferry from her house at 11 : 45 PM to come up here and bust a lung.
Rosie buraya sigara içmek için evinden ayrılıp gece 11.45 feribotuna binmedi.
As I say, so few people knowing the PM was returning that way, renders an attack less likely, but don't rule it out.
Söylemeye çalıştığım gibi başbakanın bu uçakla geleceğini çok az kişi biliyordu bir saldırı olması pek muhtemel değil ama tamamen elemiyoruz.
They're telling me I'll have to quit if I become PM.
Başbakan olmaktan vazgeçmemi istiyorlar.
You won't have time to smoke when you're PM.
Başbakan olduğunda sigara içecek vaktin olmayacak.
The last photos of the PM alive.
Başbakanın canlı çekilmiş son resimleri.
The PM's aide, Sayed Khan - His cousin was released last week.
Başbakanın yardımcısı Sayed Khan'ın kuzeni geçen hafta salıverildi.
Too close to the PM.
Başbakana çok yakın.
Anthony Fossett's close to the PM.
Anthony Fossett de çok yakın.
He's very close to the PM, and perhaps we shouldn't be monitoring him.
Başbakana çok yakın ve muhtemelen onu izlememeliyiz.
Now, listen, whatever you're doing at 6 : 00 pm, in exactly one hour, hit the deck.
Şimdi, dinle 18.00 de ne yaparsan yap bir saat içinde, güverteye vur.
The PM maintains his optimism and stresses the necessity of reducing expenditure in all comers of society.
Hükümetin yeni kemer sıkma politikaları konusunda Başbakan iyimserliğini koruyor. Ama bu önlemlerin toplumun tüm katmanları için geçerli olduğunun da altını çiziyor.
But so far the PM and Zeeland remain silent on the matter...
Şimdiye dek ne Zeeland, ne de Başbakan konu hakkında yorumda bulunmadı.
The PM's staff want a clarification of the article.
Şu haber hakkında yorumda bulunmamız konusunda Başbakanın adamları çok ısrar ediyor.
And yet, today's paper tells us that not even the business sector, which the PM's party caters to, has confidence in this policy.
Buna karşın, gazeteler bugün bize Başbakanın özel sektöre yaltaklanmasına rağmen onların da kendisine güvenmediğini söylüyor.
Can the PM guarantee that the rumors will not result in more discount for Zeeland?
Ama acaba Başbakan bu tehditlerin Zeeland'e yeni indirimler sağlamayacağına söz verebilir mi?
On the very day the PM is going to visit?
Hem de Başbakanın limanı ziyaret edeceği günde.
- So the PM isn't all that popular. - I'll pass it on to the group leader.
Bak, takdirnamemi alır almaz durumu ekip amirine bildiririm.
Special Branch is involved, so I suppose it's about the PM and a potential threat.
Özel Birim çağrıldı. Başbakan için tehdit olması ihtimali varmış.
- Against the PM?
- Başbakan için mi?
Also, the PM's office is impatient for our rebuttal of the article -.
Liderlerine yöneltilen ciddi tehlikeye rağmen Başbakanın ofisi haberi inkâr etmemizi istiyor. Tekrar tekrar.
Why would the perpetrator be interested in a sailor if he's after the PM'? It doesn't make sense.
Adam Başbakanın peşindeyse, rastgele bir denizciyi neden umursasın?
If the PM caves in, fine. Then we'll postpone it a few years.
Başbakan gün içinde bir anlaşma sunarsa, o zaman tamam birkaç yıl daha erteleyebiliriz.
Sure, if we're talking about the PM's office.
Başbakanlık dışında ne olabilir ki?
The PM is calling a press conference when we return from the dock.
Başbakan limandan dönüşte basın toplantısı yapmak istiyor. Benim. O yüzden hazırlıklara başla.
Damn it, I've given the go-ahead to the PM at the dock.
Kahretsin Sarah. Başbakana limanı ziyaret edebilirsiniz dedim.
The PM will address your questions at the press conference.
Başbakanın hemen gitmesi lazım. Sorularınızı basın toplantısına saklayın lütfen.
I had to see what the PM had to say.
Ama Başbakanın diyeceklerini dinlemem gerekiyordu.
Rosa and the Centre Party will point to me as PM.
Sorun yok. Rosa ve Merkez Parti beni Başbakan olarak destekleyecek.
Why would someone come here and go berserk because of the PM?
Biri neden Başbakan yüzünden cinnet geçirsin ki?
- Give the PM a chit.
- Başbakanı hafife alma.
... A couple were missing, they said.
... Bir çift kayıpmış dediler.
- The 4 pm.
- Akşam 4 otobüsüyle.
DROP RS. 7,000 AT THE POST OFFICE AT 11 PM.
SAAT 11 : 00'DE POSTANEYE 7000 RUPİ BIRAKIN
BRING RS. 100,000 TO LONA KUKUR BRIDGE AT 11 PM.
LONA KUKUR KÖPRÜSÜNE SAAT 11 : 00'DE 100.000 RUPİ GETİRİN.
Lona Kukur bridge at 11 pm.
Lona Kukur köprüsüne gelin.
So the Senior Inspector and Mr. Chatterjee... went to the bridge at 11 pm sharp.
Böylece Başkomiser ve Bay Chatterjee... tam saat 11 : 00'de köprüye gittiler.
Provence, France 5 : 03 pm
Provence, Fransa Saat 05 : 03
- I think the PM should...
- Selam.
It's 2 : 30 pm.
Şey ben... saat 2 : 30

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]