Really pretty Çeviri Türkçe
1,636 parallel translation
Mr Clennam, is she really pretty?
Bay Clennam, o gerçekten güzel mi?
She is really pretty..
O gerçekten güzel.
Wow, really pretty.
Wow, gerçekten güzel.
That's really pretty.
Bu gerçekten güzel.
It's really pretty.
Çok güzel oldu.
It's a really pretty thingy.
Gerçekten güzel bir şey.
It's really pretty.
Gerçekten güzel.
- Wow, you are really pretty.
- Gerçekten çok tatlısın.
She's really pretty.
Annen çok güzel.
She's really pretty.
O gerçekten çok hoş.
She looked really pretty today.
Bugün gerçekten çok hoş görünüyordu.
I like that. It's really pretty.
Hoşuma gitti.Gerçekten hoş.
You're really pretty.
Sen harbiden güzelsin.
She's, like, really pretty.
Oldukça güzel.
You look really pretty.
Çok güzelsin.
They, like, make her really pretty and glowy... and her hair looks amazing.
Bu onu güzelleştiriyor, alımlı yapıyor ve saçları bir harika oluyor.
He takes things that normally we would associate with ugliness and, you know, nastiness, like cancer, and then he makes them into something really pretty and beautiful.
Bizim çirkin ve iğrenç dediğimiz, mesela kanser gibi şeyleri normal bir şeymiş gibi karşılıyor ve sonra onları gerçekten hoş ve güzel şeylere dönüştürüyor.
You're looking really pretty today.
Bugün gerçekten çok hoş görünüyorsun.
Really pretty big foot
Gerçekten bayağı büyük ayağın
You look really pretty..
Çok hoşsun.
I found a really pretty girl that I knew he'd like, and I unlocked the window, and we went in.
Seveceğini bildiğim gerçekten güzel bir kız buldum, pencere kilidini açtım ve içeri girdik.
But you, you look really pretty tonight.
Selam, tatlım.
You have a really pretty shop.
Cidden güzel bir dükkânın var.
We're seeing each other for what we really are and it's not pretty.
Birbirimizin aslında ne olduğunu şimdi görüyoruz ve bu hiç hoş değil.
We're seeing each other for what we really are and it's not pretty.
Birbirimizin gerçekte ne olduğunu görüyoruz ve bu hiç hoş değil.
She really pretty?
Gerçekten güzel mi?
Is your fiancée really as pretty as my Dale here?
Nişanlın benim Dale'im kadar güzel mi?
It's really pretty.
Çok güzel.
You, uh-You're pretty crowded out here. I haven't been here much at all really.
Burası epey kalabalıkmış aslında daha önce hiç gelmemiştim.
Well, yeah, I guess, you know... if you want to, you can take a picture of me, but I'm... really not that pretty.
Evet, Sanırım, biliyorsunuz... İstiyorsanız, bir kaç fotograf çekebilirsiniz fakat pek öyle hoş biri sayılmam.
Really makes a guy feel pretty small.
İnsana kendini küçük hissettiriyor.
Look, I'm really happy that you're marrying Mel. I mean, I always wanted a brother... but unfortunately my mother died when I was pretty young.
Bak, Mel'le evlendiğin için gerçekten mutluyum yani, daima bir kardeş istedim ama ben yakışıklı bir gençken, annem öldü...
- Really. Why can't I, pretty little rich girl?
Neden yapamazmışım zengin kızı?
He's flirting with me pretty heavily outside of the Handy Mart and, you know, everything just kind of lines up, it's really magical.
Handy Mart'ın çıkışında benimle açıkça flört ediyor... Her şey çok iyi, hatta olağanüstü gidiyor.
It's pretty simple, really.
Çok basit aslında.
- Pretty comfortable. My glasses are really dirty.
Gözlüğüm oldukça kirlenmiş.
It's a pretty straight run, really.
Dümdüz gidiyorsun esasen.
Really very pretty!
Gerçekten çok güzel!
Um, I'm really sorry that it's taken me so long to get this together for you, but it's, it's pretty standard, Mr. Wilson.
Bunu bir araya getirmem bu kadar uzun sürdüğü için üzgünüm ama Washington eyaleti kanunlarına göre, Bay Wilson, standarttır.
They're pretty superficial. Well, whatever happened to him really knocked him out.
Her ne olduysa, bu onu kesinlikle nakavt etmiş.
I really truly worried about the rest of the family, because I felt pretty sure that some of you were struggling with the same thing I was.
Ailenin kalanı için çok endişelendim, çünkü bazılarınızın mal sattığından çok emindim bunu ben de yapmıştım.
My dad left, like, pretty soon after I was born, so I don't really know him.
Ben doğduktan sonra babam bizi terk etti. Onu hiç tanımıyorum.
I really was pretty good on the high wire.
Cambaz ipinde gerçekten oldukça iyiyimdir.
I think we really got off on the wrong foot here, and, truth be told, I'm a pretty smart guy and a hard worker and I'm a great number two for the office.
Bana sorarsan, oldukça zeki birisiyim. Çok çalışkanım ve ofis için harika bir, iki numarayım.
I think what you're saying is that this isn't a casual matter for you, that the stakes are... pretty high and that before you "invest" your time in this, you want to be sure that I really can help you, all right?
Sanırım bunun sizin için o kadar kolay olmadığını söylemeye çalışıyorsunuz. Size çok pahalıya patladığı için buna vaktinizi ayırmadan önce size gerçekten yardım edebileceğimden emin olmak istiyorsunuz. Değil mi?
When she boarded, it was pretty obvious, so I went to her bag to get her some breath mints, but it didn't really help.
Evet, dün. Uçağa geldiğinde çok belliydi. Çantasından nane şekeri alıp verdim ama faydası olmadı.
YOU KNOW, MOST PEOPLE AROUND HERE WOULD BE PRETTY EXCITED ABOUT THIS PLAIN OLD BURGER HERE. BUT, UH, IT'S REALLY NOTHIN'SPECIAL.
Buradaki çoğu kişi eski tarz köftelerden hoşlanır ama hiç de matah bir şey değil aslında.
Well, it's a good thing that you came by because he has a really important meeting today, and it would be pretty embarrassing and not at all funny if he were to show up not wearing pants.
Uğrayıp vermen iyi oldu çünkü bugün çok önemli bir toplantısı vardı ve pantolonsuz olması oldukça utandırıcı ve hiç de komik olmayacaktı.
But really pretty.
Eminim Sierra Leone'da sömürülen maden işçileri de sana bir beşlik çakarlardı tabii hâlâ tüm parmakları yerindeyse. Gerçekten çok hoşlarmış.
Partners, don't be afraid to really massage those neck muscles.'cause hours of pushing makes for some pretty tight shoulders.
Eşler, boyun kaslarına masaj yapmaktan çekinmeyin. Çünkü saatlerce masaj yapmak gergin omuzlara çok iyi gelir.
I really ate all my food pretty much at restaurants... or out of take-out containers.
Lokantadaki veya yanımda götürdüğüm bütün yemekleri hep güzelce yedim.
pretty 763
pretty please 116
pretty girl 128
pretty little liars 50
pretty little thing 17
pretty cool 211
pretty bird 24
pretty boy 183
pretty sure 147
pretty good 760
pretty please 116
pretty girl 128
pretty little liars 50
pretty little thing 17
pretty cool 211
pretty bird 24
pretty boy 183
pretty sure 147
pretty good 760
pretty lady 91
pretty one 24
pretty bad 77
pretty amazing 49
pretty nice 37
pretty awesome 32
pretty soon 246
pretty impressive 59
pretty well 90
pretty big 22
pretty one 24
pretty bad 77
pretty amazing 49
pretty nice 37
pretty awesome 32
pretty soon 246
pretty impressive 59
pretty well 90
pretty big 22