Resisting arrest Çeviri Türkçe
286 parallel translation
You're officially charged... with picking up girls and resisting arrest.
Kızları kandırdığından ve polise karşı geldiğinden ötürü mahkemeye verileceksin.
Resisting arrest.
Tutuklanmaya karşı koyma.
- Trespass and resisting arrest. - Object, your honor.
Kaçak yolculuk ve tutuklanmaya karşı koyma.
So he gets charged with abduction, imitating a soldier... repairing the morals of a minor, resisting arrest, perjury!
Şimdi adam kaçırma, asker kılığına girme reşit olmayan birinin ahlakını bozma tutuklamaya mani olma ve yalancı şahitlikle suçlanacak!
Striking an officer, resisting arrest, and murder.
Polise saldırmak, tutuklamaya direnmek ve cinayet.
- You resisting arrest?
- Tutuklamaya karşı mı koyuyorsunuz?
You are guilty of resisting arrest... and assaulting a public officer in Genoa.
Tutuklamaya direnmekle ve Cenova'da bir devlet memuruna saldırmakla suçlanıyorsun.
There were 16 of them in the van, and they were resisting arrest, sir.
Rezil durumda. Minibüste 16 kız vardı ve direniyorlardı, efendim.
Luther "Boom Boom" Jackson, the leading punt returner of the league was released on bail after being charged with drunkenness assault and battery, and resisting arrest.
Ligin en iyi atıcılarından, sarhoş olma, saldırı ve polise mukavemet..... suçlarından tutuklanan Luther "Bum Bum" Jackon, bu sabah..... kefaletle serbest bırakıldı.
"Edgar Potter, 302 and resisting arrest."
"Edgar Potter, 302, tutuklamaya karşı koyma."
Indecency, resisting arrest and guerrilla warfare.
Ahlaksızlık, kanundan kaçmak, bu da yetmiyormuş gibi, bir de, gerilla gibi davranıyorlar. Gerçekten, yıkıldım.
I have you for several offences, including... possession of a stolen vehicle, resisting arrest and possession of a stolen tree. Where is it?
Hakkınızda birkaç suçlama var, bunlar... çalıntı araba bulundurma, tutuklamaya karşı koyma ve çalıntı ağaç bulundurma.
You're resisting arrest?
Karşı mı geliyorsun?
Poaching, disorderly, and resisting arrest.
Ruhsatsız avlanma, serserilik ve devlet sistemine karşı gelme.
Are you resisting arrest?
Yoksa tutuklanmaya karşı mı koyacaksın?
Now we got you for stealing a car, drunken driving, drunk in public and resisting arrest.
Araba çalma, içkili araba kullanma, umumi yerde içki içme ve tutuklanmaya karşı gelmekten suçlusun.
destroying property, and resisting arrest.
Kavga etmek, mülkiyete zarar vermek ve polise karşı koymaktan.
Don't add to them by resisting arrest.
Onların arasına tutuklamaya mukavemeti de eklemeyin.
- This is resisting arrest.
- Tutuklamaya karşı koymak.
"Resisting arrest..."
"Memura karşı gelme..."
Resisting arrest.
Görevli memura karşı geliyor.
Booked for vagrancy, resisting arrest and concealing a weapon.
Serserilik, polise karşı gelme ve silah taşıma suçlarından tutuklandı.
- You're resisting arrest...
- Tutuklamaya karşı koyarsanız...
- We'll book him on assault, robbery, and resisting arrest.
- Saldırıdan, hırsızlıktan ve tutuklanmaya karşı çıkmaktan hakkında dava açacağız.
It's all a bit confusing, but it seems she was killed resisting arrest.
Her şey karışık ama tutuklanmaya direnirken öldürülmüş gibi.
Mr. Brewster and Mr. Nolan, you're charged with assault and battery, resisting arrest, and destruction of private property.
Mr Brewster and Mr Nolan, saldırı ve dayak atmaktan suçlanıyorsunuz. - ( Nolan güler ) -.. tutuklanmaya direnir..... ve özel mala zarar vermekten.
Drug dealing, resisting arrest and assaulting police officers.
Uyuşturucu tacirliği, polise mukavemet ve polis memurlarına saldırı.
Your Honor, I'm prepared to plead Mr. Lupik guilty on the armed robbery charge, if the people will reduce the assaults to resisting arrest and agree to suspend sentence.
Sayın Hakim, eğer mahkeme tutuklamaya karşı koyma suçunu düşürürse ve cezayı ertelemeyi kabul ederse Bay Lupik'in silahlı soygun suçlamasını kabule hazırım.
resisting arrest... assault with a deadly weapon.
Araba çalma, tutuklamaya karşı çıkma, ölümcül bir silahla saldırı.
Accessory to assault, resisting arrest, endangering lives.
Şiddet kullanma, tutuklanmaya karşı koyma, ve insanları tehlikeye atmadan.
for crimes of assault and attempted robbery - possession of an offensive weapon and resisting arrest -
Fiili saldırı ve gaspa teşebbüsün yanı sıra - tehlikeli silah bulundurma ve polise karşı direnme suçlarının -
First you're resisting arrest. Now you're taking a hostage.
Önce tutuklamaya karşı çıktın, şimdi de rehine alıyorsun.
Open container, public intoxication, littering, disturbing the peace, resisting arrest...
Dosya aç, kamusal alanda içki içmek, dağıtmak, huzuru bozmak, tutuklanmaya karşı gelmek...
Now, which one of you guys was resisting arrest?
Hanginiz tutuklanmaya direniyordu bakayım?
He was shot resisting arrest near Waterford... where he had stolen a car, and was attempting to flee.
Waterford yakınında tutuklamaya direnince vuruldu... orada bir araç çalmıştı ve kaçmaya çalışıyordu.
I am not resisting arrest! I am not resisting arrest!
Yıpranmış yakalar ya da manşetler yok, saçlar yeni kesilmiş, taze tıraş...
Breaking and entering, vandalism, resisting arrest.
İzinsiz içeri girmek. Tutuklamaya karşı gelmek.
Resisting arrest? Aah!
Resisting arrest?
And resisting arrest.
Ve tutuklanmayakarşı koymaktan.
I just don't think that carrying guns and resisting arrest is very funny.
Ama silah taşıyıp polise direnmenin komik olduğunu sanmıyorum.
By resisting arrest.
- Tutuklamaya direnerek.
Anyone resisting arrest will be shot.
Direnenler vurulacak.
I got six months in Riker's Island for assault, robbery, resisting arrest, and possession of narcotics.
Gasp, soygun, tutuklamaya karşı koymak ve uyuşturucu madde bulundurmaktan Riker Adası'nda altı ay yattım.
Resisting arrest, 20 years!
Tutuklamaya karşı gelme, 20 yıl.
- Resisting arrest.
- Tutuklamaya karşı koyma.
I'm not resisting arrest!
Ben tutuklanmaya karşı gelmiyorum!
So far, it's grand theft auto, speeding', drivin'to endanger. You've got resisting'arrest, threatening'an officer, hindering'an officer in the performance of duty, illegal possession of firearms and assault.
Şimdilik, araba hırsızlığı, aşırı sürat, tehlikeli araç kullanmak... tutuklamaya karşı koymak, polis memurunu tehdit etmek, polisin görevini yapmasına engel olmak, izinsiz silahına el koymak, saldırı.
Tao Li, are you resisting the arrest?
Tao Li, direniyor musun?
- The guy was resisting arrest!
- Ne?
Take him down! I'm not resisting arrest!
Tutuklanmaya karşı gelmiyorum!
I'm not resisting arrest!
Tutuklanmaya karşı gelmiyorum!
arrest 67
arrested 101
arrests 37
arrest me 149
arrest this man 22
arrest her 52
arrest him 216
arrest them 69
resistance 29
resist 35
arrested 101
arrests 37
arrest me 149
arrest this man 22
arrest her 52
arrest him 216
arrest them 69
resistance 29
resist 35