English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ A ] / Arrest her

Arrest her Çeviri Türkçe

849 parallel translation
- Arrest her.
- Tutuklayın.
Well, if she's a spy, why don't you arrest her?
Madem o bir casus, öyleyse neden tutuklamıyorsunuz?
We've got to arrest her.
Tutuklamamız gerek.
You can't arrest her.
Onu tutuklayamazsın.
Arrest her!
Tutuklayın onu!
She can't wear it or they'll arrest her.
Onu takarsa tutuklanır.
Arrest her!
Tutuklayın!
She wanted us to arrest her.
Onu tutuklamamızı istiyordu.
They can't arrest her.
Sizi tutuklayamazlar ki!
They can't arrest her, she's expecting!
- Onu tutuklayamıyorlar!
They can't arrest her, get it?
Karnı yüzünden! - Nasıl? Onu tutuklayamıyorlar!
Have you heard? They can't arrest her.
Tutuklayamıyorlar!
We want you to find the criminal and to arrest her.
Sizden caniyi bulmanızı ve onu tutuklamanızı istiyoruz.
And why did they arrest her?
- Neden tutuklandı?
If he's involved, I guess the corpse was planted there as an excuse to arrest her.
Eğer o dâhilse, ceset kadını tutuklamak için oraya konulmuştur.
Arrest her!
POLİS : Dur! Ayırın şunları!
I would be delighted to arrest her, yes! On what charge?
Onu tutuklamaktan zevk duyarım ama hangi suçtan?
- Let's arrest her.
- Tutuklayalım kızı.
I'll do YOU a deal - you tell me everything you know, and I won't arrest you for obstructing a police investigation.
Ben bir anlaşma önereyim - siz bildiğiniz her şeyi anlatın, ben de polis soruşturmasını engellemekten sizi tutuklamayayım.
Mr. James or Mr. Allen or whatever your name is... I have a warrant for your arrest.
Bay James veya Bay Allen ya da isminiz her neyse elimde tutuklanmanız için bir emir var.
Will she tell us under what condition she learned from Commandant Dort of her husband's arrest?
Kocasının, Komutan Dort tarafından tutuklandığını nasıl öğrendiğini söyleyebilir mi bize?
He'd use anything to make an arrest... just so he can be a big shot in the headlines.
Sırf bir tutuklamada bulunup gazete başlıklarında yer alabilmek için her şeyi yapabilir.
I have a warrant for your arrest and it is my duty to warn you that you need not say anything, but what you say will be taken down and may be used in evidence upon your trial.
- Sizi tutuklamam için yetkim var. Sizi uyarıyorum, hiçbir şey söylemeyebilirsiniz. Söyleyeceğiniz her şey mahkemede delil olarak kullanılabilir.
You will remember at all times that you are in arrest and deport yourself accordingly.
Sizden gözaltında olduğunuzu her zaman hatırlamanızı ve ona göre davranmanızı istiyoruz.
Even if you have to put her under arrest.
Tutuklamak zorunda kalsanız bile dediğimi yapın.
Each of you is to select one man from your company... place him under arrest and have him appear before a general court martial... no later than 1500 hours this afternoon.
Her biriniz bölüklerinizden birer adam seçeceksiniz... onu tutuklayacak ve bu öğlenden sonra 15 : 00'da yapılacak... askeri mahkemeye çıkartacaksınız.
Handle her gently, especially when you tell her of the arrest.
Özellikle tutuklanma haberini verirken çok nazik ol.
I * ll be back at ten with a warrant for her arrest on the charge of murder.
Saat onda tutuklanma emri ve cinayet suçlamasıyla geleceğim.
- Any moment now, they may arrest us.
- Her an bizi tutuklayabilirler.
It's against you, and a certain Ana de Ara, I have a warrant for your arrest.
Her şey aleyhinize, ve elimde... Ana de Ara için kesinleşmiş bir tutuklama emri var.
Take her back, under arrest on my charges :
Onu da şu suçlardan tutuklu olarak götür :
You are under arrest unless you renounce her.
Onu inkâr etmezsen tutuklanacaksın.
You're both under arrest.
Her ikiniz de tutuklusunuz.
How is it they didn't arrest her then?
Öyleyse nasıl olduda tutuklamadılar Onu?
He didn't expect it to turn thins way and wanted to stop the case, but couldn't. King himself gave order to arrest.
O her şeyi durdurmaya çalıştı, ancak Kral büyücülük suçlamasını onamıştır.
"'I hate you,'the fiendish Huguette told her lover in the car that led to the killers'arrest.
Katili yakalatan arabanın içinde acımasız Huguette'Senden nefret ediyorum,'dedi.
Now I am to arrest Wolsey who began it all.
Her şeye neden olan Wolsey'i tutuklayacağım.
Suppose I leave one man alone, I don't arrest him, don't bother him, but let him suspect that I know everything and am watching him day and night, then he will break, and will come himself.
Düşünün ki bir insanı rahat bırakıyorum, tutuklamıyorum, rahatsız etmiyorum ancak her şeyi bildiğimden haberi olmasını sağlıyorum... Gece gündüz gözetleye gözetleye sonunda dayanamıyor ve kendiliğinden gelip teslim oluyor.
With this arrest, everything will be sorted out.
Bu tutuklamayla her şey gün yüzüne çıkacak.
To president Gottwald, soon after the arrest of my husband with all that I had shared in his life I believed he was a victim of traitors that hid their criminal activities inside the Party.
Cumhurbaşkanı Gottwald'a, Kocamın tutuklanmasının hemen ardından hayatı boyunca paylaştığım her unsuru, her eylemini düşünerek kendisinin, Parti içindeki menfur amaçlarını saklayan hainlerin kurbanı olduğuna inanıyordum.
Arrest every man who opposes me?
Her muhalifimi tutuklamamı mı?
Well, when are you going to arrest this Mr Robinson, or Rusk, or whatever he's called?
Şu Bay Robinson ya da Rusk adı her neyse, onu ne zaman tutuklayacaksın?
I told you to arrest and hold her.
Bayan Bonacieux mi? Onları yakalayıp tutuklamalısın demiştim.
Let's get a warrant for her arrest.
Evelyn Mulwray için tutuklama emri çkarttralm.
We can arrest Ransui anytime.
Ransui'yi her an yakalayabiliriz.
- I expect an arrest any moment now.
- Her an bir tutuklama bekliyorum.
It could be embarrassing if I go to her and say, "I arrest you in the name of the law." She says "On what charge?" I do not have the answer.
Yani benim için utanç verici olabilir, gidip ona "Leydi Litton, kanun namına sizi tutukluyorum," diyip "Hangi suçtan?" dediğinde, cevabım olmazsa!
Sir Charles Litton, I arrest you in the name of the law, and I warn you that anything you say will be...
Sör Charles Litton, kanun namına sizi tutukluyor ve uyarıyorum, söyleyeceğiniz her şey...
If the judges looked into all the dirty money, arrest warrants would be sent all over Italy!
Hakimler bütün kara paraları araştırsaydı İtalya'nın her yerine yakalama emirleri gönderilirdi!
You're both under arrest... by the order of Her Majesty, Queen Carlotta.
Kraliçe hazretleri... Carlotta'nın emriyle ikinizi de tutukluyoruz.
You're under arrest by order of Her Highness... the Queen Carlotta.
Yüce Kraliçe Carlotta'nın... emriyle tutuklusun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]