Rich man Çeviri Türkçe
1,295 parallel translation
It's a funny room for a rich man to choose as his study, isn't it, with that great ugly blank wall right outside?
Zengin bir adamın çalışma odası olarak burayı seçmesi garip, değil mi? Tam karşısında kocaman, çirkin bir duvar var.
Vietnam's a white man's war, a rich man's war.
Vietnam beyaz adamın savaşı, zenginlerin savaşı.
- Mr. Pesheles is a rich man.
Bay Pesheles zengin bir beyefendi.
Yes, sir, you are gonna to be a rich man.
Evet bayım, zengin bir adam olacaksın.
At the price I'm paying for this stock, - you are going to be a very rich man.
Bu hisseler için ödeyeceğim parayla çok zengin bir adam olacaksınız.
I made you a very rich man doing exactly what you loved.
Seni hep sevdiğin şeyleri yaparak çok zengin ettim.
You're not a rich man.
Zengin bir adam değilsin.
He was a very rich man.
Çok zengin bir adamdı.
Now go leave me alone. Ah, Bamu. I'm a rich man, Bamu.
Git başımdan, beni rahat bırak.
I'm going to be a rich man.
Ben cesur ve cesaretli bir adamım.
Rich man, poor man, beggar man, thief.
Zengin, fakir, dilenci, hırsız.
You mean this rich man!
Bu zengin adamın kızını mı istiyorsunuz.
Looks like a rich man
Efendim önemli birine benziyor.
Genie, I've decided on my first important act as a rich man.
Cin, zengin bir adam olarak, yapacağım ilk önemli şeye karar verdim.
And now she's married a rich man.
Şimdi de zengin bir adamla evli.
Four more units to vacate, Jessie, and I'm a rich man.
Dört ünite daha, Jessie, ve ben zengin bir adamım.
Why not marry a rich man?
Niçin zengin bir erkek olmasın?
Marry a rich man and you'll only be his concubine.
Zengin bir adamla evlenerek onun sadece kuması olabilirsin.
A rich man's daughter won't travel in a local bus.
Zengin bir adamın kızı, yerel bir otobüste yolculuk yapmaz.
Spoilt child of a rich man?
Zengin bir adamın şımarık kızı mı?
I'll make you a rich man.
Seni çok zengin edeceğim.
The rich man in Hawaii means nothing to me.
Hawaii'deki zengin adamın | benim için hiçbir anlamı yok.
If I had a nickel for every time some piece of shit pointed a gun at me, I'd be a rich man.
Bana her silah doğrultulğunda, kenara para koysaydım çoktan zengin olmuştum.
You made him a rich man.
Onu zengin ettin.
On All Fools'Day, neither rich man, nor poor... on the guises may close his door... or laughter and joy will be his nevermore.
Nisan Bir günü, ne zengin ne de fakir kimse kapısını kapayamaz. ... yoksa mutluluk ve neşeye asla sahip olamaz.
" There was a rich man from Nottingham Who tried to cross the river
"Nottinghamlı bir zengin adam varmış Nehri geçmek istemiş"
Beg for mercy, rich man!
Merhamet dilen zengin adam!
I was a rich man's son.
Zengin bir adamın oğluydum.
You're a very rich man.
Çok zengin bir adamsınız.
Make me a rich man?
Beni zengin bir adam mı yapacak?
When the time comes, you'll parachute out a rich man.
Buddy, sen yine başkan olacaksın. Zamanı gelince zengin bir adam olacaksın.
I told her how I'd traveled the world and had become a very rich man.
Ona nasıl Dünya'yı gezdiğimi ve nasıl çok zengin bir adam olduğumu anlattım.
Vernon Lodge, the large house, he's a rich man.
Vernon Lodge, Büyük bir ev, Zengin bir adam.
You're a rich man. You can't forget it.
Unutamazsın zaten.
Discover the murderer, Poirot and I will do from you a very rich man.
Katili bulursan seni hayal edemeyeceğin kadar zengin ederim, Poirot.
The inventor I admire is not a rich man or a famous man, or even a smart man.
Hayran olduğum mucit zengin biri değil, ya da ünlü biri ya da çok zeki biri değil.
You're going to be a rich man, Moe.
Zengin bir adam oluyorsun Moe.
When you save a rich man's life, he showers you with riches.
Zengin birinin hayatını kurtardığında, seni servete boğar.
You're a rich fucking man now, you happy?
Zengin oldun. Şimdi mutlu musun?
He's a big man, he's a rich fucking man!
Büyük adam oldu. Herif zengin oldu.
You are gonna to be a rich man.
Zengin bir adam olacaksın.
I sit next to a very rich man.
Çok zengin bir adama bakıyorum şu an.
A man with the courage to portray people who play with others'lives, the rich who are indifferent to the needs of the poor... simple needs which are mainly material.
Başkalarının hayatlarıyla oynayan fakirlerin, çoğu maddesel olan basit ihtiyaçlarına kayıtsız kalan zenginleri sergilemeye cesareti olan bir insan.
It's about the old man who's so rich and lives in this big house all by himself.
Çok zengin olan ve büyük bir evde ailesiyle yaşayan yaşlı bir adamla ilgili.
Oh, man, do I hate the rich.
Zenginlerden iğreniyorum.
He's a good-looking, rich, athletic man.
O çok yakışıklı, zengin ve atletik vücuda sahip bir erkek.
A rich old man, Gene. A rich old man.
Ama zengin bir yaşlı olacaksın Gene.
Somebody comes along, some rich white people in a rich white man's car and wham!
Birileri geliyor, zengin bir beyaz adam! Zengin beyazlar için yapılan bir arabayla geliyor ve küt!
And I come to the rich, happy, free man... to ask help anybody would give. I beg, bring back all my love... and he turns me away for 3,000 francs!
Şimdi o satırları yazan adama koşup, imdadıma yetiş dediğimde, başkasının esirgemeyeceği yardımı, özgür, zengin ve mutlu olmasına rağmen reddediyor çünkü bu ona üç bin franka mal olacak!
We give you one of those rich man's accounts.
Sana zengin bir adamın hesabını veriyoruz... ve sen bana berbat bir konut yeri için onun seni DK'leyeceğini söylüyorsun.
Riches don't make a man rich, they only make him busier.
İnsanı zengin yapan mal mülk değil, onlar sadece bir meşguliyet!