Rise up Çeviri Türkçe
952 parallel translation
RISE UP!
" Kalkın!
RISE UP!
Kalkın! "
Make it rise up to the skies And hypnotize the moon
Bu müzikle arşa varalım Ay dedeyi uyutalım
Men like yourself — German, or of German ancestry — rise up with all the might and power of the great German people behind you conscious of the sacred duty that binds us all together... and in the knowledge that he who doesn't forget his people... will not by his people be forgotten.
Sizin gibi insanlar — Alman ya da Alman soyundan gelenler — bütün büyük Alman halkının gücü ve kuvvetini arkanıza alarak bizi bir araya getiren korkunç görevlerin bilinciyle... onun halkını unutmayacağını ve ve halkının da onu unutmayacağını bilerek.. ayaklanın.
it will rise up and smite me on the head like a hammer.
Manzara beni çarpacak adeta.
Let your hearts, delivered from fear, rise up toward jesus to thank Him for His special grace.
Korkulardan arınmış kalplerinizi, özel merhametine teşekkür etmek için İsa'ya yönlendirin.
Good. You know, even if the spirit of adventure should rise up before me and beckon, even in the form of that alluring young woman in the window next door, I'm afraid that all I'll do is clutch my coat a little tighter, mutter something idiotic and run like the devil.
Macera ruhu karşıma çıkıp beni çağırsa bile, hatta yan dairenin penceresindeki çekici, genç bir kadın şeklinde bile olsa sanırım sadece paltomu biraz daha sıkı örter, aptalca bir iki söz fısıldar...
His children and his children's children will rise up and call him blessed.
Çocukları ve çocuklarının çocukları büyüyüp adını kutsayarak anacaklar.
If hell can rise up in a matron's bones, to flaming youth let virtue be as wax.
Yaşlı bir kadının kurumuş damarlarını böyle azdırıp tutuşturabiliyorsan, bırakalım fazilet, namus balmumuna dönsün coşkun gençliğin elinde.
Do you think we're foolish enough to let France rise up again?
Fransa'nın tekrar ayağa kalkmasına müsaade edecek kadar aptal olduğumuzu mu sanıyorsunuz?
At dawn, you rise up with the lark
Şafak sökerken uyanırsın tarlakuşu sesiyle
But now I'm going to rise up and do something worthy of a human being.
Ama şimdi başımı kaldırıp insan olmaya değer bir şey yapacağım.
Rise up against Nahreeb?
Nahreeb'ın yükselişi aleyhine?
Rise up!
Ayağa kalk!
That was to see you rise up.
O da senin büyüdüğünü görmekti.
Then the so-called spirit would rise up and out of this meaningless cadaver.
O zaman bu ruh denen şey şu anlamsız kadavradan ayrılıp yükselebilecek.
Entire cities rise up in anger.
Koca koca kentler öfkeyle ayaklanıyorlar.
But against whom do they rise up in anger?
Kime karşı ayaklanıyor bu koca koca kentler?
The priests and the people would rise up against Solomon.
Rahipler ve insanlar Süleyman'a karşı ayaklanacak.
Al Denton, who would probably give an arm or a leg or a part of his soul to have another chance. To be able to rise up and shake the dirt from his body and the bad dreams that infest his consciousness.
Bir şansa daha sahip olmak ayağa kalkıp üzerindeki ölü toprağını silkeleyip atmak ve bilincinin etrafını saran kabuslardan kurtulmak için bir bacağını, kolunu ya da ruhunun bir parçasını bile verebilecek olan Al Denton.
But if the full penalty of the law is meted out to Bertram Cates, the faithful the whole world over, who are watching us here and listening to our every word, will rise up and call this courtroom blessed.
Ama Bertram Cates'e hak ettiği ceza verilirse dünyanın her yerinde bizi seyreden ve ağzımızdan çıkan her lafı dinleyen müminler ayağa kalkıp, bu mahkemeyi kutsayacaklardır!
BUT NOW AS YOU BEGIN TO FLOAT FREELY THEY START TO RISE UP WITHIN YOU.
Ama şimdi özgürce hareket etmeye başlayarak onlar seninle birlikte uyanıyorlar.
" Defend me from them that rise up against me.
Koru beni düşmanlarıma karşı ey Tanrım.
Rise up and stand upon your legs.
Ayaklan ve bacaklarının üstünde dur.
"Woe unto them that rise up early in the morning, that they may follow strong drink."
"Keder onlara ki sabah erkenden kalkan ve güçlü içkileri takip ederler."
Rise up, you dead, slain of the Hydra.
Ayağa kalk Hydra'nın ölüsü ve kemikleri.
If we carry out these orders, we risk having the entire East rise up against Rome.
Eğer bu emirleri uygularsak, tüm Doğu'nun Roma'ya karşı... ayaklanması riskiyle karşı karşıya kalırız.
But in the name of justice, wherever a single person goes... thousands more will rise up.
Ama adalet için, her nerede bir kişi yola çıkarsa binlercesi daha ayaklanacak.
And when there are no more people, then the stones will rise up.
İnsanlar bittiğindeyse taşlar ayaklanacak.
Cardiff Castle will be demolished, allowing the Blaidd Drwg Project to rise up, tall and proud, a monument to Welsh industry.
Cardiff Şato'su yıkılacak ve Blaidd Drwg Projesi yükselecek övünerek, gururla. Galler sanayisi için dev bir yapıt.
He'll rise up out of that pumpkin patch and he'll fly through the air with his bag of toys.
O balkabağı tarlasından yükselecek ve oyuncaklarla dolu çantasıyla gökyüzüne yükselecek.
Our people will rise up from one end of the country to the other and push the French back into the sea.
Halkımız ülkenin bir ucundan diğerine ayaklanıp... Fransızları denize sürecek.
Rise up and spread my word.
Kalkın ve sözlerimi yayın.
Rise up and fight my fight.
Kalkın ve benim kavgam için savaşın.
Rise up and fight for what I say is right.
Kalkın ve sözlerimin doğruluğu için savaşın.
When the people of Latvia rise up and call for help my organisation with all its resources will be right there.
Letonya halkı ayaklanıp, yardım istediğinde organizasyonumuz, bütün kaynaklarıyla onlara yardım edecek.
The priest's prayers rise up to the clouds.
Papazın duaları bulutlara kadar ulaşır.
The sun that was crumpled down below is now saying how she wants to rise high up in the sun and shine brilliantly.
Yerin altındaki güneş şimdi çok yükseklere çıkıp parlamak istediğini söylüyor.
Young lady, would you get up so I can see the son rise?
Genç bayan, ayağa kalkın, oğlumun üstünde oturuyorsunuz!
But were I Brutus, and Brutus Antony, there were an Antony would ruffle up your spirits, and put a tongue in every wound of Caesar that should move the stones of Rome to rise and mutiny.
Ama ben Brutus olsaydım, ya da Brutus Antonius'un yerinde olaydı öyle bir Antonius olurdu ki akıllarınızı başlarınızdan alır Sezar'ın her bir yarasını bir dile çevirip Roma'nın taşlarını yerinden oynatır, ayaklandırırdı sizi!
Up on top of that rise.
Yukarıya bakacağım.
I saw you come up over that rise.
Yukarıdan gelişinizi gördüm.
Rise and shine. Up and at'em.
Ayağa kalkın, görev yerine!
Get up on that rise.
kaldır kıçını.
Then he started to rise. As he did so, perhaps halfway up he felt a sudden tug - the knife holding his coattail.
Yarıya kadar kalktığı bir anda, mantosu saplı olduğu için düşmüş.
As surely as the village of Arkham... has risen up against me... so shall I rise from the dead against the village of Arkham.
Şu kesinki Arkham köyü bana karşı isyan çıkartmıştır. Ben de Arkham'dan intikamımı almak için ölüler diyarından döneceğim.
And these will give him up into the hands of the Gentiles, to be mocked scourged and crucified but on the third day he will rise again.
Alay etmeleri, kamçılayıp çarmıha germeleri için onu ulusların eline teslim edecekler. Ama o, üçüncü gün dirilecek.
There's one coming up over the rise.
Tepeden biri geliyor.
They rise up from deep in the valleys... blowing up the young green leaves.
Yeşil genç yaprakları sarsarlar.
It was in a high-rise going up in a wealthy suburb.
Zengin muhitteki bir apartmanda büyük bir daireydi.
"Horsey, get your tail up Why don't you make it rise"
"Küçük at, dik kuyruğunu havaya Hadi, hadi, kaldırsana"
upsy 47
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up and at' em 72
up guy 119
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up now 50
up high 87
up against the wall 84
up and at' em 72
up guy 119
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up now 50
up high 87