English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ R ] / Rounded

Rounded Çeviri Türkçe

646 parallel translation
I mean, we can clearly see the pebbles, you can see them rounded, and of course, we can see the heavy mineral concentration at the bottom of the beds.
Demek istediğim, çakılları açıkça görebiliyorsunuz ; yuvarlaklaştıklarını görebilirsiniz ve elbette yatağın dibindeki ağır mineral konsantrelerini de görebiliriz.
And this sort of rock, which geologists call a conglomerate, were formed at a beach or a shoreline and the erosion by water has rounded these pebbles and it shows without any doubt that water existed at the surface of the Earth 3,800 million years ago, which at that time came as a complete surprise.
Bu jeologların, konglomera dedikleri kaya türü bir kumsalda ya da sahil şeridinde oluşur ve suyun aşındırması bu çakıl taşlarını yuvarlar ve bu şüpheye yer bırakmaksızın gösteriyor ki 3.800 milyon yıl önce Dünya'nın yüzeyinde su vardı ki bu bilgi o zamanlar tam bir sürprizdi.
Wade Harper has rounded up some of the men.
Wade Harper adamlardan birazını topladı.
- Who so magnificently symbolizes the full and rounded life of glorious emancipation of womanhood in this country.
- Evet. - Bu ülkede kadınların özgürlük zaferinin karmaşık sürecini olağanüstü bir biçimde simgeleyen bir kadın.
It's a well with nine feet of water in it... and a rounded stone... just big enough for a man to stand upon... or drown.
Burada, içerisinde yaklaşık 3 metre su ve bir insanın ayağa dikilebileceği ya da boğulabileceği büyüklükte yuvarlak taş olan bir kuyu varmış.
- I figured that's why you rounded'em up.
Onları bu yüzden bir araya topladığını anlamıştım.
All right, we rounded up some of your stock... some of Diego's, and some of everybody else's around here.
Pekala, hayvanlarının bir kısmını topladık. Diego'nun ve daha başkalarının da. Yani?
You wanted a gang of outlaws rounded up, well, there they are.
Kanun kaçaklarının yakalanmasını istemiştin. İşte oradalar.
We rounded up ever man connected with the ambush.
Pusuyla ilgisi olan herkesi topladık.
Looks like he's rounded up the whole tribe.
O etrafta tüm kabilesiyle dolaşıyor gibi görünüyor
All rounded up and tallied, Bourke.
Hesabi kitabi yaptim Bourke.
Longer than average torso, small waist, well-rounded hips. Well-mannered and good tempered.
Belinde gür bir yuvarlaklık olmalı güzel, çan şeklinde kalçalar.
We rounded out our apprenticeship at an exclusive dramatics academy.
Stajımızı seçkin bir tiyatro akademisinde tamamladık. AMATÖRLER GECESİ
We've rounded up about eight families back there, that's all there are left.
Geride etrafta sekiz aile daha var, Onları kaybetmişte olabiliriz.
We ran into one when we rounded a bend.
Kayalık bir kıyıdan geçerken, başkalarını da gördük.
So I rounded up some kisses to delight her and she roped me tighter and tighter and the moon grew brighter and brighter.
Onu memnun etmek için bazı öpücükler toplamıştım. Ve bana daha sıkı ve sıkı ip verdi Ay parlaklaştı ve parlaklaştı.
I rounded up your horse for you.
Atını bulup getirdim.
You think those cows just rounded themselves up... then trotted themselves to a butcher and said...
Sığırların aralarında toplanıp... bir kasaba kendilerini teslim edip...
members of the resistance rounded up in Compiegne, the masses, taken by surprise, by error or by chance begin their journey to the camps.
Vel-d'Hiv'de yakalanıyor, direnişçi üyeleri Compiegne'toplanıyorlar, baskınla, yanlışlıkla ve sanssızlıkla alınan kalabalıklar, Toplama kamplarına doğru yolculuklarına başlıyorlar.
Try and get things rounded up for the day.
O gün yapılacak işleri konuşuruz.
South, past the unseen sprawl of Africa... until we rounded the Cape of Storms and steered a bold course east and northeast... for the Indian Ocean and beyond.
Fırtına Burnunun etrafından dolaşana kadar, keşfedilmemiş boylu boyunca uzanan Afrika'nın yanından güneye indik. Sonra çetin bir güzergah olan doğuya, kuzeydoğuya doğru Hint Okyanusuna ve ötesine ilerledik.
They have rounded backs, a body that looks like a tired balloon, pointed red feet with no toes, and long colored legs.
Yuvarlak sırtları, inmiş balona benzeyen bedenleri, başparmakları olmayan sivri kırmızı ayakları ve uzun renkli bacakları var.
We work straight through till we get that herd rounded up.
Sürüyü bir araya getirene kadar durmadan çalışacağız.
We rounded up all the herd we could find.
Bulabildiğimiz tüm hayvanları toparladık.
Sergeant Muecke rounded it up!
Çavuş Muecke dağıttırdı!
Blue eyes, fair hair, pretty nose a mouth for kisses high breasts, rounded hips.
Mavi gözler, sarı saçlar, güzel bir burun, öpülesi dudaklar, muhteşem göğüsler, dolgun kalçalar.
I wanted to see if those well-rounded hips that had clinched my proposal of marriage...
Bu mükemmel kalçalarının... evliliğimizi perçinlemesini istemiştim.
Rounded that tree well.
Ağacın dibinden geçtik.
My hips are rounded and well apart.
Kalçalarım yuvarlak ve geniş.
If it turns out they're Norwegians, I want a hundred hostages rounded up and shot.
Eğer onların Norveçli olduğunu ortaya çıkarsa... 100 kişinin toplanıp vurulmasını istiyorum!
Look, we're just waiting to be rounded up.
Bak, tam da toparlanmayı bekliyordur.
They polarise out as rounded metal bits.
Küre metaller biçiminde dışa dönük ve kutuplaşmışlar.
Police rounded up still another group of dissidents.
.. bir grup ayrılıkcı muhalif daha tutuldu.
Rounded.
Yuvarlak çeneli.
I'm just well-rounded.
Ben sadece etine dolgunum.
So he rounded up the entire population, Began to interrogate... and execute each of them one by one.
Herkesi bir araya toplayıp sorgulamaya ve birer birer idam etmeye başladı.
It's the rounded part, understand?
Yuvarlak tarafı, anladın mı?
We've rounded up 10 more.
10 fazla topladık.
The surviving Indian warriors were being rounded up by the US Army.
Hayatta kalan yerli savaşçıları ordu topluyordu.
Rounded'em up, tied rocks around their feet, and threw'em in the lake.
Onları biraraya topladılar, ayaklarına taşlar bağladılar ve göle attılar.
Someone as skilled as you should learn to read her soul, not just her soft lines and rounded curves.
Senin gibi yetenekli biri, yalnızca onun yuvarlak ve yumuşak hatlarını değil... ruhunu okumayı da öğrenmeli.
Until they've been rounded up by the police, all citizens are requested to remain indoors.
Polis tarafından yakalanana kadar tüm vatandaşlardan, evlerinde kalmaları istenmektedir.
Catch that brush pile here and get it rounded up.
Buradaki çalıları da alıp toplayın.
I told you to keep everybody rounded up!
Sana herkesin yukarıda toplanmasını sağlamanı söylemiştim.
All the citizens are being rounded up.
Tüm yaşayanların etrafları sarıldı.
- They haven't rounded up the entire team yet, sir.
- Henüz herkesi toparlayamamışlar efendim.
This so-called brainstem consists of the midbrain, a rounded protrusion called the pons, and a stalk tapering downwards called the medulla oblongata which passes out of the skull through the foramen magnum and becomes, of course, the spinal cord.
Buna aynı zamanda, ortabeyin denir ki, bu da yuvarlak bir çıkıntı olan pons, foramen magnum aracılığı ile kafatasını terk eden medulla oblangata ve elbette spinal korddan ibarettir.
Virgins with freshly rounded breasts.
Taze yuvarlak göğüsleri ile bakireler!
Rounded gums.
Dişetleri yuvarlak.
Rounded time turns in a circle throughout infinity.
Etrafı sarıImış zaman sonsuzluk süresince bir çemberin içinde dönüyor.
I understand ella and that soldier boy have rounded up enough cattle to hang on for another year.
Görünen o ki, Ella ve asker çocuk bir yıl daha dayanmalarını sağlayacak kadar sığır toplamış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]