Same m Çeviri Türkçe
21,852 parallel translation
Don't make the same mistake I did.
Benim yaptığım hatayı yapmayın.
I'm not going to make the same mistake again.
Aynı hataya tekrar düşmeyeceğim.
Twice, I have seen the same man - once in Kirkuk, at the bank, do you remember?
Aynı adamı ikinci defa görüyorum. İlk seferinde Kerkük'teki bankadaydı, hatırladın mı?
Look, I'm not gonna do it the same way.
Dinle, aynısını yapmayacağım.
I thought it was an impressive thing, like, you're the D.A.'s assistant, but there's a bunch of you all doing the same thing.
Etkileyici bir şey sanmıştım. Savcının tek asistanı gibi. Ama senin gibi bir sürü kişi aynı işi yapıyor.
Same one?
Aynı rüya mı?
The same one?
Aynı rüya mıydı?
Can you hate yourself and frost at the same time?
Kendinden nefret ederken pastayı da kaplar mısın?
[chuckles] I'm not the same spoiled little rich girl that I was.
O eski zengin şımarık kız değilim ben.
- Did we come up with the same answers?
- Aynı cevaplara mı ulaştık?
I don't care if it's Barbara fucking Walters, the answer's gonna be the same.
Barbara Walters bile olsa fark etmez, cevabım değişmeyecek.
Just like you did to me... can you guarantee that you won't do the same to Dog Fur?
Bana yaptıklarını Köpek Kürkü'ne yapmayacağının garantisi var mı?
I thought, with my sister's help, I could keep my secret and give my baby a decent home at the same time.
Kız kardeşimin yardımıyla sırrımı saklayabilir ve aynı zamanda bebeğime edepli bir yuva verebilirim sanmıştım.
I start touching myself, and I let my- - my own sounds drowned out his, and I assume that he's doing the same, but of course, I don't know, I don't know.
Kendime dokunmaya başladım ve kendi sesimin onun sesini bastırmasını sağladım. Onun da aynı şeyi yaptığını sanıyorum. Ama elbette emin değilim.
Well, that's the same reason I'm talking to you.
Ben de aynı sebepten dolayı seninle konuşmayı seçtim.
- I made the same excellent point.
Ben de bu noktaya parmak bastım.
You intended for Dad's eyebrow and my forearm to be the same length?
Babamın kaşının ön kolum kadar olmasını mı istedin?
- Is it spelled the same?
- Evet. - Aynı mı yazılıyor?
Look, can't we just keep the plans the same?
Bak, planlar aynı kalsa olmaz mı?
I would have done the same thing.
Ben de olsam aynı şeyi yapardım.
He's just doing Sibelius the same as he's doing Mozart, the same as he's doing the Ravel, and I resent him for that.
Mozart'la Sibelius'u aynı şekilde çalıyor Ravel'i de aynı şekilde çalıyor. Bu yüzden ona kızgınım.
In high school, I dated the same guy all four years, and I missed out on a ton of stuff.
Lisedeyken dört yıl aynı çocukla çıkmış ve bir sürü şey kaçırmıştım.
This could be the story I tell my kids someday when they ask me the same question.
Bir gün ayı soruyu bana sorduklarında çocuklarıma anlatacağım hikaye bu olabilir.
Do you seriously think that other essays in that database contain the same family history?
Gerçekten de veritabanındaki diğer denemelerin aynı aile geçmişine sahip olduklarını mı düşünüyorsunuz?
Same reason why I couldn't get a license to operate a crane.
Aynı nedenle ben de vinç kullanma ehliyeti alamamıştım.
Yeah, I'm thinking the same.
- Ben de isterim.
If our lives and our livelihoods, which in truth are the same thing, depend on it... then yes.
Eğer bizim hayatlarımız ve geçim kaynaklarımız ki bunlar aynı şey, buna bağlıysa o zaman evet.
No but at the same time, I never even really knew my parents.
Öyle ama aynı zamanda, ailemi hiç tanımadım aslında.
I'm just saying he may not see things the same way you do.
Ben yalnızca olayları senin gördüğün şekilde görmeyebilir diyorum.
So what this is really about, Pierce, is the same thing we both want... better lives for our patients.
Bütün bunların asıl nedeni Pierce ikimizin de istediğimiz tek şey. Hastalarımıza daha iyi bir hayat sunmak.
Do you have the same surname as your partner?
Hayat arkadaşınızla aynı soyadına mı sahipsiniz?
... to ensure you that the same American dream shared by our fathers, our mothers, and their fathers and...
anne babalarımız.. hatta onların da anne-babaları ile.. paylaştığımız..
Have the same opportunities, the same success.
Aynı fırsatlara, aynı başarılara sahip olalım istiyorsun.
I gather that there's a way that we can do it to each other at the same time.
Aynı şeyi birbirimize aynı anda yapmamızın bir yolu olduğunu anladım.
I realize it's not a coincidence my impotence began at the same time.
İktidarsızlığımın da aynı zamanda başlamasının bir tesadüf olmadığının farkındayım.
We should be observing homosexuals exactly the same way we did heterosexuals.
Tıpkı heteroseksüellere yaptığımız gibi homoseksüelleri de gözlemlemeliyiz.
The Toplins'intake questionnaire was nearly word-for-word the same as ours, as was their protocol for ejaculatory incompetence.
Toplinler'in anket soruları bizimkiyle neredeyse kelimesi kelimesine aynıydı boşalma yetersizliğinde uyguladığımız protokol de öyleydi.
Frankly, I'm not sure I'd be achieving the same results with Bill and Virginia.
Açıkçası ben Bill ve Virginia ile aynı sonuçları alacağımızdan emin değilim.
And would be prepared to offer your charming establishment the same generous protection, so long as a fair percentage flows towards the brothel's new benefactor... i.e. myself.
Ve sizin çekici kuruluşunuza da aynı cömert korumayı teklif etmeye hazırım. Genelevin gelirinin adil bir oranı yeni hayırsevere verildiği sürece... diğer bir deyişle bana.
And meat, cooked in certain ways... kind of piggybacks on that... [stammering] and picks up some of the same chemical compounds that we're hardwired to like.
Ve belirli bir tarzda pişirilmiş et bu mantığa dayanır. Ve sevmeye programlandığımız kimyasal bileşimleri içeriğine dahil eder.
Maybe we know some of the same people.
Belki ortak arkadaşlarımız vardır.
Sit down. I feel the same way about my dog, but I'm not giving her away.
Aynı şeyi köpeğim için hissediyorum ama onu vermiyorum.
I'm not the same Hexenbiest I was.
Eski Hexenbiest değilim.
So if there's only one soft spot to sneak in, wouldn't she just try to sneak back out the same way?
Yani içeri girmek için sadece bir zayıf nokta varsa dışarı çıkmak için de o yolu kullanmaz mı?
I'm not sure that's the same thing.
İkisinin aynı şey olduğundan emin değilim.
It's the same if I say it's the same! OK?
Ben sana "aynısı" diyorsam aynısı olur ama, tamam mı?
Whose grandmother you murdered? That same daughter?
Büyükannesini öldürdüğün kızla aynı mı?
And on a personal note, I'll never be the same.
Kişisel bir not, bir daha eskisi gibi olmayacağım.
If I were in your situation, I probably would've done the same.
Aynı durumda ben kalsam muhtemelen ben de aynısını yapardım.
- Wynonna, my plan is the same as it was the day I crawled out of that well.
Wynonna, planım, o kuyudan sürünerek çıktığım günden beri aynı.
I would have done the same thing if it was mine.
Benim olsaydı ben de aynısını yapardım.