Save the day Çeviri Türkçe
567 parallel translation
I called the English to save the day There goes the windshield, clean away
İngiliz'i çağırdım, günü kurtarsın diye İşte gitti silecek, indirdi mideye
Marc Antony will save the day!
Marc Antony günü kurtaracak!
Looks like I'll have to save the day once again.
Yeniden bir günü daha kurtaracağım gibi görünüyor.
Bache'll come in and save the day.
Bache'nin devreye girip günü kurtaracağını söylüyor. Ya?
You know, kind of save the day.
Biliyorsun zaman saklama zamanı,
Buck the Wonder Dog will save the day.
Mucize köpek Buck günü kurtaracak.
And then I will step in and save the day.
Sonra ben devreye gireceğim ve günü kurtaracağım.
And the city wants me to pay all the cleanup expenses... for a leak that I had completely under control... until Superman decided to save the day.
Ve şehir, Süpermen günü kurtarmaya kalkana kadar... tamamen kontrolümde olan sızıntının... temizleme masraflarını ödememi istiyor.
That's not quite the way it happened? This jilted lover holds Buddy hostage, beats him, tortures him, and you ride in and save the day. Shit!
Tam olarak öyle olmadı mı?
I wanted to be the one to save the day.
Günü kurtaran adam olmak istedim.
- After she tears into him, I'll rush in and save the day.
- Kadın bağırıp çağırmaya başladığında, gelip günü kurtaracağım.
They pay you day in, day out for years so that one day, when called upon you can respond, your training at its peak and save the day!
Yıllardır sana her gün para öderler böylece o bir gün, seni aradıklarında sen yanıt verebilirsin, eğitimin doruktadır ve günü kurtarırsın!
And we always defeat them and save the day.
Ve biz de onları her zaman yenip günü kurtarıyoruz.
- I go to the Bronze and save the day.
- Bronze'a gidip, günü kurtaracağım.
Only socialized medicine Will save the day
Ancak toplumcu tıp çözer bu işi
Call it single payer or Canadian Way Socialized medicine will save the day
Sosyal sigorta veya Kanada sistemi Ancak toplumcu tıp çözer bu işi
Every now and then, I want to go out and try and save the day.
Ara sıra çıkıp denemek ve günü kurtarmak istiyorum.
... and since I was the only crew member who could survive the corrosive atmosphere, it was up to me to retrieve the data module and save the day.
Altyazı Bülent Aydemir ©... ve ben, aşındırıcı atmosferde yaşayabilen tek mürettebat üyesi olmamdan beri, veri modülünü geri getirmek ve günü kurtarmak bana kalmıştı.
But Captain Proton's not going to be able to save the day this time, is he?
Ama Kaptan Proton bu sefer günü kurtaramıyacak, değil mi?
What's to become of you if you don't try and save the day?
Bir şeyler yapmazsan, senin geleceğin ne olacak?
We may need it to save the day again.
Tekrar günü kurtarmak zorunda kalabilirsin.
Bullwinkle surfed the information super highway on his way to save the day.
Bull winkle bilgileri sörf yaptı onun yöntemiyle günü kurtarmak için.
Just us to save the day.
Günü biz kurtaracağız.
- We'll save the day - And make a splash
- # Günü kurtaracağız # - # Ve fiyaka yapacağız #
We're here to save the day.
Günü kurtarmak için buradayız.
It's okay, the man is here to save the day.
Artık geçti, erkek günü kurtarmaya geldi.
It's the woman's job to save the day.
Günü kurtarmak kadının işi.
But the way Montoya froze just now, that's exactly the way he froze the other day when he and Hector entered the ring in order to save Curro from the bull.
Fakat hemen şu anda Montoya'nın donup kalması, geçen gün Hector'le birlikte Curro'yu boğadan kurtarmak için arenaya girdiklerinde onun donup kalmasıyla aynı.
And I will save the court's time my lord, by stating under oath that, to this day I believe noncooperation with evil is a duty and that British rule of India is evil.
Efendim, mahkeme zaman kaybetmesin. İnancım şu : Kötü ile işbirliği etmemek bir görevdir.
Mr. Holmes, no one is ever permitted to enter that room save the housemaid in the morning, and my valet during the rest of the day.
Bay Holmes, sabahları hizmetçi kadının bulunduğu, günün geri kalanında ise erkek uşağın kaldığı, odaya kimsenin girmesine izin verilmedi.
" Their silver and gold cannot save them on the day of the Lord's wrath.
Gümüş ve altın, Tanrı'nın gazabından koruyamayacak.
Lightfeather Duncan, save the perusal of literature for a rainy day.
Hafif Tüy Duncan, edebi okumanı yağmurlu bir güne ayır.
The only way to save this, this final Bundy Sunday Fun Day is to watch my only son suffer as I have suffered.
Bu son Bundy Pazar eğlencesi Günü'nü kurtarmanın tek yolu tek oğlumun da benim çektiğim acıları çekmesini izlemek.
- No, really, to get the u.N. To finally... she can't save the world every day.
- Burada bir arada olmak için - - Her gün dünyayı kurtaramaz ki.
He teaches science by day, and, I don't know, tries to save the wetlands by night.
Sabahları fen dersi verip akşamları bataklığı kurtarmaya çalışıyor.
Some day this boy's going to save the world.
Bu çocuk bir gün dünyayı kurtaracak.
Save the comments for another day.
Yorumlarını başka güne sakla.
To save our brother, D'Arcy from the fire-breathing, lipless beak of his wife on the day when all married men need their friends the most :
Kardeşimiz D'Arcy'i kurtarmak için. Karısının ateş nefesinden, dudaksız gagasından. Bütün evli erkeklerin arkadaşlarına en çok ihtiyaç duyduğu gün hangisidir.
Considering that the average, is four marks a day... and there are 300,000 patients, how much would the state save... if these individuals, were eliminated?
Günde ortalama 4 mark olduğuna ve 300.000 hasta olduğuna göre, bu hastalar ortadan kaldırıldığında sizce devlet ne kadar kâr eder?
I'm gonna save the fuckin'day.
Bu boktan günü kurtaracağım.
Today's the day we save some lives.
Bugün hayat kurtarma günümüz.
Every day, the rooster crows. Joxer walks in...,... the horseshoe falls, I save the old man, stop a duel and then the whole thing starts all over again.
Hergün, horoz ötüyor, Joxer içeriye geliyor... at nalı düşüyor, yaşlı adamı kurtarıyorum... bir düelloyu durduruyorum ve sonra bütün herşey tekrar en baştan başlıyor.
You realize I can save the world and make boxing history in one day? You realize I can save the world and make boxing history in one day?
Dünyayı kurtarıp bir günde boks tarihi yazabilirim, farkında mısın?
The knowledge she possesses could one day save your world.
Sahip olduğu bilgi bir gün dünyanızı kurtarabilir.
The day your out-of-whack libido lands you in so deep that not even Daddy can save your ass don't call me as a character witness.
O bozuk libidonun seni batırdığı gün babacığın bile yardım edemezse sakın beni tanık olarak çağırma.
I'd hate to save your life and kick your ass on the same day.
Aynı gün içinde hem hayatını kurtarıp hem de kıçını tekmelemek hoşuma gitmez.
Maybe you'd like to save the rest for another day.
Belki de geri kalanını başka bir gün için saklamak istersiniz.
Now that we can cross the river, it'll save us at least a day's travel.
Şimdi nehri geçebiliriz, bizi en az bir günlük seyahat etmeden kurtaracak. - İyi.
Deep down I knew it might one day help me save the world.
İçerlerde bir yerde bunun beni Dünyayı kurtarmama yardımcı olacağını biliyordum.
They have grown and are now practising the sort of agile moves which may one day save their lives.
Büyüdüler ve şimdi bir kaç çeviklik antrenmanı yapıyorlar, ileride hayatlarını kurtarabilecek olan.
I'd like to put some of it into a T-bill, some into stocks and the rest I'd just like to save for a rainy day.
Bir kısmını hazine bonosuna, bir kısmını borsaya yatırmak kalanını da zor günler için saklamak istiyorum.
save the world 62
save them 34
save the cheerleader 18
the day before yesterday 39
the day 56
the day after tomorrow 108
the day before 49
the day after 57
the day she died 19
the day after that 18
save them 34
save the cheerleader 18
the day before yesterday 39
the day 56
the day after tomorrow 108
the day before 49
the day after 57
the day she died 19
the day after that 18
days 2668
daybreak 32
daylight 32
daya 50
dayana 20
days left 44
dayna 86
days ago 298
day off 18
days remain 20
daybreak 32
daylight 32
daya 50
dayana 20
days left 44
dayna 86
days ago 298
day off 18
days remain 20
days a year 35
days now 26
days and 46
day two 29
days later 66
day before yesterday 18
days a week 26
day in and day out 25
day out 85
day in 57
days now 26
days and 46
day two 29
days later 66
day before yesterday 18
days a week 26
day in and day out 25
day out 85
day in 57
day one 66
day by day 66
day basis 16
day suspension 16
day after tomorrow 77
day or night 97
day three 20
day and night 151
day weekend 17
day after day 123
day by day 66
day basis 16
day suspension 16
day after tomorrow 77
day or night 97
day three 20
day and night 151
day weekend 17
day after day 123