English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ S ] / Saw what

Saw what Çeviri Türkçe

10,590 parallel translation
But you saw what they wrote.
Ama ne yazdıklarını gördün.
You saw what we did to her.
Onu ne hâle getirdiğimizi gördün.
You saw what you wanted to see.
Sen görmek istediğini gördün.
You saw what, Dad?
Neyi gördün baba?
You saw what happened to your last coach.
Önceki koçuna ne olduğunu gördün.
I saw what you'd become.
Neye dönüşeceğini gördüm.
He tried to stop you... because he saw what I could not see until now.
o ben değil yaptıklarını gördüm çünkü şimdiye kadar, seni durdurmaya çalıştı.
I doubted miss Ivy league corporate law would come back when she saw what she was getting into.
Ivy birliği şirket yasasını özlediğinden kuşkuluyum Onun aldığını gördüğünde geri gelirdi..
You saw what happened.
Neler olduğunu gördün.
You all saw what he did!
Ne yaptığını gördünüz!
You saw what King and his bunch did in Birmingham.
King ve güruhunun Birmingham'de yaptıklarını gördün.
You saw what you were supposed to see!
Görmeyi beklediğin şeyi gördün!
He saw that what could be given could also be taken.
Verilebilen şeylerin aynı zamanda geri alınabileceğini de fark etmişti.
I saw it on Homeland! What do you me...
O lafı Homeland'de duymuştum!
What if we saw some of these places for real?
Bu yerlerden bazılarını görsek mi?
Do you remember what you saw?
Ne gördüğünü hatırlıyor musun?
I think I saw... Jack, I know what I saw.
- Gördüğümü sanmıyorum Jack.
We'll call the forestry, we tell them what you saw
Orman yetkililerini ararız, onlara gördüklerini söyleriz.
Did you tell anyone what you saw today?
Bugün gördüklerini kimseye söyledin mi?
" Dear Steve, guess what I saw today?
Sevgili Steve, tahmin et bugün ne gördüm.
I don't believe what I just fucking saw.
Gördüğüme inanamıyorum.
Sir, I know what I saw.
Efendim, ben ne gördüğümü bilirim.
Conchita, my dear. If we are correct, then, the Primitive Man, at this time had the ability to describe what he saw in paint.
Conchita, canım eğer doğru isek ilkel adamın, o zamanda gördüğünü çizebilecek kabiliyeti vardı diyebiliriz.
And from what I saw, that woman has domestic help.
Ve gördüğüm kadarıyla kadının evinde hizmetçisi var.
What I saw you do today, I've never seen anything like it.
Bugün yaptığını gördüğüm şeyi hayatımda hiç görmedim.
The color, the columns, exactly what we saw in the video.
Renk, sütunlar, tam videoda gördüğümüz gibi.
What did you see? I saw you. What do you mean, me?
seni gördüm ne demek beni gördün?
- What do you mean you just saw Dylan?
- Ne demek Dylan'ı gördüm?
Oh, what, the big one? Yeah, we saw her.
Şişkoyu mu kastediyorsun?
What about her? Well, if she ever lived in it, she'd be the most beautiful thing the real world ever saw, but... Yeah, she's hard to work out, I guess.
Ne hakkında ama... görmek daha zor.
I saw her. What'd she do, say no?
- Ne yaptı, olmaz mı dedi?
What time it was when you saw them, as you put it, rubbing up against each other?
Onları senin deyişinle koyun koyuna gördüğünde saat kaçtı?
When I saw for the first time not I knew what to say and what to do.
Seni ilk gördüğümde, ne diyeceğimi ya da ne konuşacağımı bilememiştim.
What we're seeing is a magnetic phenomenon... on a much larger scale than what we saw at Auschwitz.
Manyetik bir fenomenle karşı karşıyayız... Auschwitz'te gördüğümüzün kat kat büyüğü.
What she saw, she carried that all by herself.
Gördüğü şeyi tek başına taşıdı.
David never wanted you to see what you saw, out on the fringe.
David, Eşik'te gördüklerini görmeni istememişti.
What did he say to you when you saw him?
Onu gördüğünüzde size ne demişti?
You ain't seen what I saw.
Benim ne gördüğümü, sen görmedin.
Now tell us, please, what you saw.
Şimdi anlat bize, lütfen, ne gördün.
That's what Blue saw and was barking at.
Mavi'nin görüp havladığı şey buydu.
Is that really what you saw?
Bu gerçekten gördüğün şey miydi?
- I know what I saw.
- Neyi gördüğümü biliyorum.
And all the human beans would be rummaging and wiffling for the giant what you saw and getting wildly excited, and then they'd be locking me up in a cage to be looked at with all the squiggling you know, hypo-dumplings and croco-down-dillies and gigi-raffes.
Sonra da tüm insanlar devlerin varlığından haberdar olup, başımıza üşüşeceklerdi. Bizleri kafeslere kapatıp, hayatımızın sonuna kadar tutsak ederlerdi. Bize bakmak için gürültücü çocuklarını da alıp gelirlerdi.
What I didn't tell you is on the third night I saw an opportunity and took it.
Sana söylemediğim üçüncü gecede kaldı bir fırsat gördüm ve aldı.
She saw my face, what else could we do?
Yüzümü gördü. Başka ne yapabiliriz ki?
- Saw that famous chick. - What famous chick?
- Hangi ünlü fıstık?
What I can't figure out is how you saw him from all the way up there.
Sid'i ta yukarıdan nasıl görebildiğini bir türlü anlayamıyorum.
What do you mean, you saw that jacket?
- Ne demek o ceketi gördüm?
I need you to show us exactly what you saw.
Bize tam olarak ne gördüğünüzü göstermenizi istiyorum.
So what she saw was a movie?
- Yani gördüğü bir film miydi?
She is doing what she saw as a child.
Bir çocuk olarak, büyüklerinden gördüğü şeyleri yapıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]