English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ S ] / Say the word

Say the word Çeviri Türkçe

2,056 parallel translation
Now in France, they say the word "stick" like this, bâton.
Fransa'da sopaya şöyle derler : Baton.
- Say the word.
- Söyle o kelimeyi.
Just say the word.
Siz rakamı söyleyin yeter.
Just say the word, and we can have it all back again.
Sen yeter ki olur de ; yine eskisi gibi olalım.
Just say the word and I'll go.
Söylemen yeter giderim.
You say the word, and I will provide you a list of the students... I believe should be rounded up and shipped off immediately.
Sen "evet" de, ben de New York'a postalanacak öğrencilerin bir listesini sana hemen takdim edeyim.
Say the word and I'll disappear.
Bir sözünüzle ortafan kayboluveririm.
What is with you people? ! Say the word, harry!
Sizin sorununuz ne?
This started with an elderly couple being tortured and murdered, and you hearing one of them say the word "foreigner". No!
Bu, yaşlı bir çiftin işkence edilip öldürülmesi ve senin onlardan birinin ağzından yabancı kelimesini duymanla başladı.
- $ 10 if you just say the word "boobs."
- Sadece "meme" dersen de 10 dolar veririm.
Why don't you just say the word?
Niye tam telaffuz etmiyorsun?
Whatever you want, say the word.
Ne istersen sadece söyle.
Did you just say the word "sexpionage"?
Az önce "sekspiyonaj" mı dedin?
If he's touching you, just say the word.
Seni rahatsız ediyorsa, söylemen yeter.
I don't care how I say the word "baggel."
"Simmit" kelimesini nasıl söylediğim umurumda bile değil.
Say the word and I'll rouse them.
Emredin, onları hemen uyandırayım.
- Say the word.
- Söyle.
- Say the word.
- İstediğin an.
It would be cool if I could just say the word, and you could be right there, listening to the birds sing...
O kelimeyi söylesem ve sen de orada olabilsen ne kadar hoş olurdu.
The wind rustling through the trees... the water lapping against the shore. If I could just say the word.
Kuşların şarkısını dinlerdin ağaçların hışırtısını suların kıyıya çarpmasını.
And, listen, if you- - if you don't want us here, then just say the word and we'll go.
Ve eğer bizi burada istemiyorsanız bize o kelimeyi söyleyin gideriz. O kelimeyi söylemeniz yeter.
"say the word." She remembered the picture, associated it with the crime and felt that something was left behind there.
"O kelimeyi söyle." Resmi hatırladı ve suçla birleştirdi ve geride bir şey... -... bırakıldığını hissetti.
You say the word, and I will destroy him.
İstersen onun canına okurum.
Just say the word.
Yeter ki iste.
So you never have to say the word "bomb," right?
Asla "bomba" kelimesini söylemek zorunda değilsiniz değil mi?
Now, you want out, buddy, you just say the word.
Gruptan çıkmak istiyorsan söylemen yeter.
- That's not the word you want to say.
- Öyle bir kelime kullanmak istemezsin.
Yeah, not the best word for her to learn.
Öğrenilecek en iyi kelime sayılmaz.
We won't say a word about the pictures.
Fotoğraflardan kesinlikle söz etmeyeceğiz.
The key word here is "stealth." No one makes a move till I say so.
Buradaki gizli kelimemiz "gizlilik". Ben söyleyene kadar kimse hareket etmesin.
Some people say that he was actually the choirmaster of heaven, for lack of a better word.
Bazı insanlar aslında onun cennettin koro şefi olduğunu söyler. Daha iyi bir kelime aklıma gelmiyor.
Even right now this is the best conversation I've had since the night we didn't say a word to each other.
Şaka mı bu? Şu anda bile, hiç konuşmadığımız geceden beri yaptığım en iyi sohbet.
And the news doesn't say a word about it.
Ama basın bundan söz etmiyor.
The whole way here... She didn't say a single word.
Tüm yol boyunca tek bir kelime etmedi.
- Did you say hoorawed? - That was the word.
- Parmağında oynatmak mı dedin?
But if you don't, well, then all I gotta do is say the magic word,
İndirmezsen sihirli kelimeyi söylerim...
I learned that'le jus'means juice so I can not say that the whole experience was failure. Because the food was one word - povratluk.
Tüm yemeği yedikten sonra kendimi kusmamak için zor tuttum
I really want to say it, but I feel shy saying the word "cock."
O kelimeyi söylemeyi çok istiyorum, ama utanıyorum.
When mom came down to the station, she didn't say a word the whole ride home.
Annem bizi almaya karakola geldiğinde eve gidesiye dek tek kelime konuşmadı.
I'd say that seems about the right word for it.
- Hemen hemen doğru kelime olduğunu, söyleyebilirim.
But you did say you thought she said the word "foreigner".
Ama kadının söylediği "yabancı" kelimesini söylediğini söyledin.
And the ketamine- - was to dope the snakes so they could take'em up the shaft without a fight, and then when we came to the store- - the owner couldn't say a word, otherwise he'd implicate himself in smuggling.
- Yılanları sersemletmek içindi. Onları mücadele vermeden asansöre koyacaklardı. Sonra biz mağazaya gidince- -
Don't worry, don't say a word. I'll do the talking.
Endişelenme, ben konuluşurum, sen sus.
If you say one word to my sister about Ian, I will tell everyone the truth about the Jenna thing.
Kardeşime, Ian'la aramızda olanlardan bahsedersen ben de herkese Jenna olayını anlatırım.
Don't say a word, I'll kill the cunt myself...
Tek kelime etme! O sürtüğü öldüreceğim.
is "ass" the word of the day?
Tam kan sayımında iyi huylu hemoliz gördük.
After everything you've done, all the death and destruction you've caused, you think I'd listen to a word you'd say?
Yaptığın onca şeyden sebep olduğun onca ölüm ve yıkımdan sonra söyleyeceğin herhangi bir şeyi dinler miyim sanıyorsun?
And ever since Obama came on the scene, there is a word that has been sticking in their throats that they would love to say, but they can't.
Obama sahneye ciktigindan beri bir kelime bogazlarina takildi kaldi cok isterlerdi soylemek ama soyleyemiyorlar
Say, bro, we got the permit, we got the word out.
İzni aldık. Duyuruyu yaptık.
There are many Kansans... uh, numerous immigrants, for example... to whom the word "torando" means nothing, and they will be the first to sail away when the mighty winds blow.
Mesela birçok Kansaslı ve çok sayıda göçmen karısga kelimesinden bir şey anlamaz ve denize en yakın onlar olduğu için kasırga ilk önce onları vurabilir.
Say the word and consider it done.
eğer adam çok kontrolden çıkarsa, belki senden onu temizlemeni isteyebiliriz. Emri ver ve olmuş bil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]