Saying good Çeviri Türkçe
1,662 parallel translation
I'm just saying good bye.
Sadece hoşçakal diyordum.
We're finally saying good-bye to Misa-Misa...
Galiba bu Misa Misa'yla bir daha görüşemeyeceğimiz anlamına geliyor.
I felt funny leaving without saying good-bye.
Sana veda etmeden gitmek garip geldi.
You felt funny leaving without saying good-bye. Yeah.
Veda etmeden gitmek tuhaf geldi.
I'm not done saying good-bye.
Daha veda etmedim.
- If Calo talked... he'd die after saying good morning.
- Ötmüş olsaydı günaydın diyemeden ölürdü.
No. I'm saying good-looking kid.
Yani iyi görünen bir çocuk.
Which means I don't have to leave without saying good-bye.
Yani hoşçakal demeden gitmek zorunda değilim.
- I'm saying good-bye to my paintings.
- Resimlerimle vedalaşıyorum.
Just saying good-bye to a wonderful part of my past.
Hayatımın en muhteşem kısmına veda ediyordum sadece.
Most of the women in this book just don't seem like the type to leave - without saying good-bye.
Bu kitaptaki kadınlar hoşçakal demeden ayrılacak türden görünmüyor.
He's been making A big deal out of saying Good-bye to jordan In all of his e-mails.
E-postalarda Jordan'a hoşça kal derken hiç kısaltma kullanmamış.
I didn't want to take off without saying good-bye.
Sana veda etmeden gitmek istemedim.
As the saying goes, good things begets more good things.
Bir deyiş vardır, iyi şeyler devamında iyi şeyler getirir.
Right, well, all I'm saying is food costs money and rent costs money and a salary gives you money, so that can be a good thing.
- Doğru. Ben de diyorum ki yemek ve kira para ister. Maaş da para sağlar.
No, I'm just saying... she's good at climbing into people's heads.
- Yo, demek istediğim insanların kafasına girmede iyidir.
I'm not saying that's good or right.
Bunun iyi ya da doğru olduğunu söylemiyorum...
You're gonna leave Without saying good-bye?
Hayır.
I'm not saying that he wasn't a good man.
İyi bir adam olmadığını söylemiyorum.
You having a good time saying "I told you so"?
"Sana söylemiştim" demek, kendini iyi hissettiriyor mu?
But he wasn't saying anything good.
Meğer iyi bir şey değilmiş söylediği.
She's always saying how her daughter's got a good job.
Sürekli kızının nasıl iyi bir işe sahip olduğundan bahsediyor.
That's not enough for you. You need them to feel good about saying yes.
Bu benim için yeterli değil.
Well good news is that what you're saying is checking out at the crime scene.
İyi haber şu, suç mahalliyle ilgili söylediklerin doğru çıktı.
- I'm just saying if you could get... - good luck, mr.Mahone.
- Sadece getirebilir misin diye... - İyi şanslar, Bay Mahone.
Mommy doesn't like people saying she can't make a bed. Because, trust me, nobody makes a bed as good as your mommy.
Ve annen yatağı düzeltemediğini söyleyen insanları sevmez çünkü... bana güven hiç kimse annenden daha iyi yatak düzeltemez.
I'm just saying you look good. Besides, I'm not that much older than you.
Hem senden çok da büyük sayılmam.
People have to stop saying Bud Johnson is good for democracy.
İnsanlar Bud Johnson demokrasi için iyidir demekten vazgeçmeliler.
I'm just saying, you know, it might be good if you had a talk with him, because he does not have a male role model in his world.
Ben sadece, onunla bir konuşsan iyi olur diyorum, çünkü kendisine örnek alabileceği bir erkek rol modeli hiç olmamış.
I know for a fact that you can arrest her just for saying that and keep her for 24 hours without even pressing charges or letting her call her kids to say good night.
Oldukça eminim ki, sırf bunu söylediği için onu tutuklatıp, dava açmadan ve çocuklarını iyi geceler demek için aramasına izin vermeden 24 saat içeride tutabilirsiniz.
Wanna get there before all the good T-A-l-L is taken, know what I'm saying?
Bütün iyi H-A-T-U-N'lar kapılmadan orada olayım, anlatabildim mi?
I'm not saying it's a good one.
İyi bir plan demiyorum.
- I was just saying Miguel is a good...
- Miguel iyi birisi diyorum...
If its her, it would be best to think twice. I'm saying this for your good.
Eğer O ise, sana tavsiyem bu kararını tekrar değerlendir.
That's a very good thing, because I'm not saying you shouldn't love your husband, but there's also my feelings for you because I feel for you.
Çok güzel bir şey. Kocanı sevmemen gerektiğini söylemiyorum. Ama benim sana karşı olan duygularım da söz konusu.
My good friends, please join me in saying farewell to brother Marcus Hooks.
Dostlarım. Lütfen kardeşim Marcus Hooks'a veda ederken siz de bana katılın.
I'm just saying that it's good for them to get organized.
ben sadece bir düzen kurmanın onlar için iyi olduğunu söylüyorum.
No. What I'm saying is Leonard might be different in a good way.
Söylemek istediğim Leonard farklı bir yönden iyi olabilir.
As I was saying we came to you in good faith.
Söylediğim gibi sana iyi niyetle gelmiştik.
I'm just saying that I wish I was as good as you are walking the tightrope that is college.
Bazen diyorum ki, keşke bu üniversite denilen ince ip'te yürürken senin kadar iyi olabilsem.
I remember saying to myself if she's gonna get involved at her age at least he's a good choice.
Kendime söylediğimi hatırlıyorum eğer kız, onun yaşında yaşamış olsaydı en azından o çocuk iyi bir seçim olurdu.
Women are good at saying the opposite of what they feel.
Kadınlar, hissettiklerinin aksini söylemede iyilerdir.
I overheard a couple of these kids talking shit about me... saying that I - - I might be good on the simulators but they'd kick my ass on the obstacle course.
Birkaç çocuğun benim hakkımda konuşmalarına kulak misafiri oldum simülatörlerin üzerinde iyi olabilirmişim ama engelli koşu parkurunda benim kıçımı tekmelerlermiş.
It was a telegram saying Choose good or evil.
İyiyle kötü arasında tercih yapmamı söyleyen bir telgraftı.
It's really nice to have company, but if what you're saying is true, what good does it do me?
Arkadaşlık ediyor olman güzel, ama dediklerin doğruysa, bana ne faydan dokunabilir ki?
I would prefer not saying precisely. You see this is really the last population of the golden frog left in the wild. And historically the locals have been collecting out these animals as good-luck talismans.
Yerini tam olarak söylemek istemiyorum çünkü bu, gerçekten doğada kalan son altın kurbağa nüfusu ve tarih boyunca yerliler bu hayvanları iyi şans tılsımı olarak topluyordu.
Stop saying "good night" and not going anywhere.
Bir yere gitmiyorken iyi geceler deyip durma.
All I'm saying is, so much for us being in chief Vick's good graces.
Tek söylediğim, Şef Vick'in gözüne girmek için çok uğraştık.
I'm just saying, you look good.
- Sadece, iyi görünüyorsun demek istedim.
saying, " Yeah, Regis,'Madagascar 2'is real good, man.
Şöyle diyorum, " Evet, Regis, Madagascar 2 gerçekten iyi, dostum.
Well, I donít have to agree with you, Sam, in order to say that itís a very good thing youíre saying that sort of thing, because it shows that, as you say, religion is not
Çünkü dinin, maneviyat konusunda senin söylediğin gibi, tek alan olmadığını fark etmemizi sağlıyor.
good 48980
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
goody 261
good morning to you 106
goodness 671
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
goody 261
good morning to you 106
goodness 671
good job 2434
goodspeed 27
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
good luck tomorrow 38
goodwin 111
good afternoon 2327
good morning to you too 27
good to see you 2547
goodspeed 27
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
good luck tomorrow 38
goodwin 111
good afternoon 2327
good morning to you too 27
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good one 705
good luck to you all 17
good work today 50
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good one 705
good luck to you all 17
good work today 50