English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ S ] / Shake it up

Shake it up Çeviri Türkçe

244 parallel translation
# Then you shake it up and down
#.. bir ileri bir geri sallarsın.
Ali right, kid, shake it up.
Pekala, evlat, kaldır kıçını.
Shake it up.
Acele et.
Shake it up, Taylor.
Kaldýr kýçýný, Taylor.
Shake it up!
Hızlı!
Shake it up here.
Acele edin.
- Shake it up, boys!
- Canlanın, çocuklar!
Well, salt and pepper mixed in with the flour, throw it in a paper bag, toss in the chicken, shake it up.
Tuz ve biberi unla karıştırın, bir kese kâğıdının içine atın ve tavuğu da ekleyip sallayın.
- Shake it up at the front there.
- Hey sen, öndeki! Kaldır kıçını!
Shake it up down there!
Kaldırın kıçınızı!
I want you to look good, but I want you to shake it up.
Güzel görünmeni istiyorum ama acele de et.
Come on, shake it up!
Hadi yürüyün!
Shake it up!
Yürüyün!
Come on, Stella. Let's go. Shake it up!
Hadi Stella, gidelim.
Shake it up, it's got a little oil on it.
Salla, içinde biraz yağ var.
- Maybe you need to shake it up.
- Sanırım biraz çalkalamalısın.
I didn't mean to shake it up like that.
Öyle sallamak istememiştim.
You guys shake it up over there.
Tamam, geliyoruz.
We're runnin'late. Shake it up?
Çocuklar haydi kımıldayın biraz.
Hey, Tolmatchoff. Shake it up!
Hey Tomachoff, görev dağıt!
- Shake it up!
- Acele etsene!
Shake it up!
Çabuk olun!
Shake it up, baby
# Salla kalçanı, bebeğim #
Shake it up, baby Twist and shout
# Salla kalçanı, bebeğim #
We're gonna shake it up.
Acele edeceğiz.
Round up all suspected VC and shake it up!
Bütün şüphelileri toplayın ve acele edin.
You shake it up, and we'll be scraping bodies off the street.
Sarsarsan, sokak cesetlerle dolar.
- Shake it up, come on.
- Sarsacak bir şey, gel hadi.
Shake it up!
Haydi salla bakalım!
Okay, shake it up.
Tamam, çalkala bakalım.
You shake it up and it tells the future.
Sallıyorsun ve sana geleceği söylüyor.
'But I covered it up like a mobster,'because I couldn't shake loose from what I was.
Ama bir gangster yapmış gibi gösterdim... çünkü özümden kurtulamadım.
It's our duty to wake them up, shake them up, give them a conscience.
Bizim görevimiz bu işte. Onları sarsmak, uyandırmak. Onları bilinçlendirmek.
It would shake'em up for an hour anyway.
Yine de onları bir saat sarsmış olurum.
- Give it to me. I woke up and my bed started to shake,
Belki de aradıkları sadece Norvositat'tır.
That engine's rated at 2,000 horsepower... and if I was ever fool enough to let it get started... it'd shake your patched-up pile ofjunk into a thousand pieces... and cut us up into mincemeat with the propeller.
Bu motor, 2,000 beygir gücünde dönüyor şimdiye kadar çalıştırmamış olmanız tek akıllı tarafınız bence... Çalıştırır çalıştırmaz, pervane param parçaya ayrılacaktı. Motorun pervanesi bizi kıyma gibi doğrayacaktı.
- You better shake it up.
Satendi.
But it doesn't shake me up.
Bilmiyordum, ama şaşırmadım.
Vibrate and shake the thing to such a degree... that I used to have to stand behind the columns... holding it up, whilst he fucked it around the front.
O ön tarafta kolonları becerirken... kolonlar o kadar çok sallanırdı ki onlara arkadan dayanıp... destek olmak zorunda kalırdım.
I don't know why you're so anxious to shake things up : Right now, we've got it all :
Niye ortalığı sallayacak kadar gergin olduğunu bilmiyorum, şu anda her şeye sahibiz.
Oka, gang, shake it out a little bit, loosen up, and we'll start from the beginning.
Tamamdır millet, biraz daha çalkalayın ve en baştan alacağız.
It's dangerous to shake up the government with group appearances.
Çarlık idaresi Sosyalist ajitasyon ile terkedildi.
Get up. You got 20 minutes to shake it off.
Kurtulmamız için 20 dakikamız var.
It's part of a big new management shake up, but right now I'm fixing up to meet with old Derek Clark.
Yeni yönetim düzeninin bir parçası. Şu an bizim yaşlı Derek Clark'la buluşmak için hazırlanıyorum.
Transport photon grenades to the next chamber. It wouldn't kill anybody, but it would shake them up a bit.
Minimum güce ayarlanmış bir kaç foton el bombasını, bitişik odalara yollarsak, hem kimseyi öldürmemiş, hem de onları bir süreliğine sarsmış olacağız.
As for my crew, it may be healthy to shake up the status quo at times.
Mürettebatım açısından, bazen statükoyu sarsmak sağlıklı olabilir.
When you're cleaning those bathrooms, what you do is you pick up the towel, and you give it a good shake and a good look, and you say to yourself, "Would I dry myself on this towel?"
Banyoları temizlerken, şöyle yapacaksın : havluyu alıp, ve iyice bir sallayıp bakacaksın, ve kendine şunu soracaksın, "Kendimi bu havluyla kurular mıyım?"
I look forward to it, though the dreams sometimes shake me up.
Bunu sabırsızlıkla bekliyorum, rüyalar bazen beni sarsar.
Shake it up!
Hadi çalkala!
It takes more than a little leg to shake me up.
Beni yolmak için bir bacaktan fazlası gerekir.
And if anyone can shake those boys up, it's you.
O adamları sallayabilecek birisi varsa, o da sensin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]