She called him Çeviri Türkçe
322 parallel translation
She called him a dirty old man.
Ona pis yaşlı adam derdi.
Yes, I believe she called him Harvey.
- Sanırım tavşana Harvey diyor.
She called him Harvey.
Tavşana Harvey diyor.
Well, after she called him and broke a date, he went to bed.
Kız arayıp randevusunu iptal ettikten sonra yatmaya gitmiş.
That's what she called him.
- Onu tekrar oraya koy.
She called him a name.
Kız ona laf etti.
She called him "darling"?
Ona "sevgilim" dedi?
That's what she called him.
Ona öyle derdi.
And she called him over and said...
Sonra çocuğu çağırıp şöyle demiş...
She called him George.
Ona George dedi.
Your father used to call her Kate... and she called him Willie.
Babanız, ona Kate dermiş. Annem de ona Willie.
She called him Teddy.
Ona Teddy dedi.
- She called him a chicken...
Ona korkak dedi...
She called him Bogie.
Lauren ona Bogie derdi.
She had known Stolz for a long time, she called him her friend, she liked him because he amused her, but she was a little afraid of him.
Olga uzun zamandır Stolz'u tanıyordu ve ona arkadaşım diye sesleniyordu. Stolz'dan hoşlanıyordu, zira onu eğlendiriyordu fakat Stolz'dan biraz korkuyordu.
Fifty-three times she called him.
Kız 53 kere aramış.
You know, he and Sheila have been speaking, or at least she called him.
Sheila ile hâlâ konuşuyorlarmış yani en azından Sheila onu aramış.
- She called him Rick.
- Ona Rick dedi.
- That's what she called him.
- Bu adı ona psikiyatrist taktı.
At 11 : 41 p. m., she called him again at the Brayton Country Club.
Aynı gece 11 : 41'de adamı kulüpten aramış.
- That's what she called him.
- Moira öyle demişti.
Santiago just said he doesn't have to ask for her permission to drink in his own house. - And she called him a drunkyard!
Santiago sadece kendi evinde içki içmek için, ondan izin alamayacağını söyledi ve o da ona ayyaş dedi!
Miss Stanley called up and said she was gonna use the car and for him not to bother.
Hayır hanımefendi. Bayan Stanley arayıp arabayı kullanacağını Parry'nin zahmet etmemesini söyledi.
She says you called Parry and told him you didn't want the car washed.
Parry'yi arayıp arabanın yıkanmasını istemediğini kendinin kullanacağını söylemişsin.
Then when I called back later to check with him, she told me the doctor went to bring her...
Doktoru sormak için tekrar aradığımda kadın bana, doktorun o adamı...
Now, if he called his wife long distance on the day she left, after she arrived in Merritsville, why did she write a card to him saying that she'd arrived in Merritsville?
Karısını evden ayrıldığı gün, Merritsville'e vardıktan sonra başka bir şehirden aradıysa, kadın neden oraya vardığını söyleyen bir kart yazdı?
Suppose that woman who called him Harry... Suppose she decides she loves him after all.
Ona Harry diyen kadın belki onu sevdiğine karar verir.
She's teaching him an American dance called a fox trot.
Ona fokstrot diye bir Amerikan dansı öğretiyor.
She's living across him and she's called Valeria.
Evinin karşısında, adı Valeria.
The moment you let her know I was double-crossing them, she called Yussef to warn him.
Onlara karşı ikili oynadığımı kadına söylediğin an o da uyarmak için Yussef'i aradı.
She no longer called him a dirty pimp, but said, "Oh, God!"
Artık ona daha fazla godoş pezevenk diyemeyecekti, fakat "Tanrım" dedi.
She's called him because she's been getting bad vibes all night.
Avukatı çağırmıştır, çünkü bütün gece kötü bir his peşini bırakmamıştır.
She only called him because he was late with the alimony.
Kadın onu nafakayı geciktirdi diye aradı.
Maybe she called so you could talk her out of marrying him.
Belki etmemiştir. Belki onu evlilikten caydırman için aramıştır.
She... She kneed you in the nuts and called him faggot in front of everybody. No.
Hayalarına vurdu ve "ibne" dedi.
Well, Mr MacGyver said Amy called him last night and said she thought somebody was trying to kill her.
Bay MacGyver Amy`nin geçen akşam aradığını ve birisinin onu öldürmeye çalıştığını söyledi.
She was stuck on him. He was called "Golden Tonsils". I knew all his tunes.
Ona vurgundu. "Altın Ses" derlerdi, bütün şarkılarını bilirim.
"His name was Westley, but she never called him that."
İsmi Westley'di, ama kız onu hiçbir zaman ismiyle çağırmadı.
When Mr. Manulis called her for a date the next week... she told my mother to tell him she couldn't see him anymore.
Ertesi hafta, Bay Manulis telefon edip, teyzemi yemeğe davet ettiğinde,... teyzem annemden onunla bir daha görüşemeyeceğini.
She recognized him as an extremely good customer called William Derbyshire, with a very dashing young wife with a partiality for expensive dresses. Women!
Onu William Derbyshire adında kısmen pahalı elbiselere düşkün havalı bir genç karısı olan son derece iyi bir müşteri olarak tarif etti.
His teacher called, said she was keeping him after school for detention, said he wrote an obscenity on his paper.
- Öğretmeni aradı, ceza vermek için onu okulda tuttuğunu, defterine edepsizce sözler yazdığını söyledi.
She must have called him John. I don't know.
Onu John diye çağırmış olmalı, bilmiyorum.
She called to tell me Neal was going back to California and that he would appreciate me seeing him off.
Neal'ın California'ya gideceğini ve onu benim de yolcu etmemin iyi olacağını söylemek için aramıştı.
His mother called him Zero, cos she said he'd never amount to nothing. It's too big.
Annesi ona sıfır adını vermişti çünkü hiçbir şey olmayacağını düşünüyordu.
She's a junkie. The only time she ever called Travis was to use him to get money out of me.
Travis'i sadece benden para koparmak için hatırlardı.
No, we know them to me that she is not married! Call, Doctor, it called him a "Lady" for habit or for carelessness?
Söyleyin, doktor alışkanlıktan mı öyle dediniz yoksa diliniz mi sürçtü?
Now, Saturday night at 9 : 37, she called her husband here and got him just before he went out.
Cumartesi akşamı saat 9 : 37'de kocasını aramış. Adam çıkmadan onunla konuşmuş.
I had my cellular phone with me, so when she called Garvin I called Mark Lewyn to give him the upshot of our meeting.
Cep telefonum yanımdaydı, o Bay Garvin'le konuştuğu sırada. Ben de, görüşmemizin özetini vermek için Mark Lewyn'i aradım.
Unfortunately, she didn't make it... because when the Lord called her to Him... he didn't even have a job.
Yazık ki bunu başaramadı. Çünkü Tanrı onu yanına çağırdığında Onun bir işi yoktu.
So he called her... and they had a one-minute conversation... and she let him know... she never wanted to speak to him again.
Böylece onu aradı ve kısacık bir konuşma yaptılar ve kız ona onunla tekrar asla konuşmak istemediğini söyledi.
She called on him to join her because her tribe was too small and weak to defend itself from all its enemies.
O kadın kendisine katılmasını istemiş, çünkü kabilesi, düşmanlarına karşı koyabilecek kadar büyük değilmiş.
she called you 54
she called me 136
she called 104
she called it 18
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
she called me 136
she called 104
she called it 18
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
she comes 18
she chose me 21
she can't 238
she came back 47
she couldn't 58
she can 125
she came 41
she can't do that 47
she came to me 61
she comes 18
she chose me 21
she can't 238
she came back 47
she couldn't 58
she can 125
she came 41
she can't do that 47
she came to me 61