English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ S ] / She didn't tell me

She didn't tell me Çeviri Türkçe

753 parallel translation
! The last thing she remembers is getting in a fight with you, so you can't come back here and tell me that you didn't touch her!
Son hatırladığı şey seninle kavga ettiği bu yüzden dönüp ona dokunmadığını söyleme!
Didn't you tell me that she's from England?
O kadının İngiltere'den geldiği mi söylemiştin?
Didn't you tell me that Hee Joo wanted to protect her co-conspirator? It's probably why she remained by her side. Tell her to keep doing that if she wants.
Korumaya çalıştığı suç ortağı o kız olmalı.
- Dale didn't tell me she'd met you.
- Dale tanıştığınızı söylemedi.
- She didn't tell me.
- Bana bir şey söylemedi.
- No, she didn't tell me.
- Hayır, söylemedi.
- He didn't steal me! - I tell you, she's mine!
- Söylüyorum size, o benim!
She didn't wait to tell me.
Bana söyleyecek kadar bekleyememiş.
Tell me about Tara, about my mother. She didn't write me.
Tara'dan bahsedin, annemden bahsedin.
You didn't even tell me she was young.
Bana onun genç olduğunu bile söylemedin.
You didn't even tell me she had blue eyes. And deep blue eyes at that.!
Bana onun mavi gözlü olduğunu bile söylemedin, hemde koyu mavi.!
Your sister didn't tell me she had a brother here.
Kardeşiniz burada olduğunuzu söylememişti.
She didn't tell me her name.
- Bilmem. Adını söylemedi.
Why didn't you tell me she had talent, besides being exciting, beautiful...
Yeteneği olduğunu neden söylemedin, heyecan verici olduğunu, muhteşem...
- She didn't tell me at all.
- Bana hiçbir şey söylemedi.
She didn't tell me a thing except that she killed Regan.
Regan'ı öldürmesinden başka hiçbir şey söylemedi.
She didn't tell me about it.
O söylemedi bana.
She wanted me to talk, to tell her, to convince her That I didn't realize what I was doing, That I didn't understand the business I was in,
Ne yaptığımın farkında olmadığımı nasıl bir işin içinde olduğumu anlamadığımı ve kendisini bu konuda ikna etmemi istiyordu.
She didn't tell me much about herself.
Bana kendisinden fazla bahsetmedi.
What she didn't tell you was that she goaded me into doing it.
Ama beni azmettirenin kendisi olduğunu söylememiş.
Yeah, but you didn't tell me she was, uh -
Evet ama bana onun...
You didn't tell me she had a gun and knew how to use it.
Bana bir silahi oldugunu ve kullanabildigini söylemedin.
- She didn't tell me about him.
- Ondan bahsetmedi.
Well, she didn't tell me either.
Bana da söylemedi.
Why didn't she tell me?
Bana neden söylemedi?
She didn't want to tell me about it, that's her business.
Kadın bu konuda bana bir şey söylemedi, kendi bilir.
Hey. You didn't tell me she was staying for dinner.
Yemeğe kalacağını söylemedin.
Why didn't you tell me she had fainted?
Bana bayıldığını niçin söylemedin?
She asked me not to tell you because she didn't want you to worry about her.
Size söylememi istedi çünkü sizin onu merak etmemenizi istiyordu.
But, she didn't tell me about it.
Fakat, bu konuda bana bir şey söylemedi.
She didn't tell me
Bana söylemedi.
But why didn't she tell me?
Ama bana neden söylemedi?
She didn't tell me.
Bana söylemedi.
But why, why didn't she tell me?
Ama neden bana söylemedi?
Why didn't she come tell me?
Neden gelip bana söylemedi?
You didn't tell me she was put together like that.
Bu kadar güzel olduğunu söylememiştin.
She didn't tell me that.
Bana bir şey söylemedi.
She didn't tell me until she knew she was dying.
Öleceğini anlayana kadar bana söylemedi.
Oh, luckily she had some change with her, a miraculous occurrence that she didn't tell me about.
Üstünde bozuk olması büyük şans. Bir mucize. Doğrusu bana hiç söylememişti.
Why didn't she tell me?
Niye bana söylemedi?
Why didn't you tell me she had eight kids?
8 çocuğu olduğunu neden söylemedin?
- She didn't tell me.
- Bana söylemedi.
Tell me what she didn't say.
Ne söylemediğini söyle.
Why didn't she tell me?
Neden bana söylemedi?
I waited for her to tell me when to stop, but she didn't.
Bana ne zaman duracağımı söylemesini bekledim ; ama söylemedi.
She didn't tell me.
Bana söylememişti.
She didn't tell me the gentlemen were -
Bana centilmenlerin olduğunu söylemedi.
- She didn't tell me.
- Bana bahsetmedi.
- No, she didn't tell me.
- Hayır anlatmadı.
She didn't have to tell me.
- Buna gerek yok ki.
She didn't tell me anything.
Hiçbir şey söylemedi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]