Six hours Çeviri Türkçe
2,437 parallel translation
And you have six hours and 21 minutes to get him here.
Yani senin, onu buraya getirmek için tam olarak 6 saat 21 dakikan var.
- Michael's been assigned six hours of mandatory counseling With a trained professional.
Michael, sertifikalı bir profesyonelden, altı saat zorunlu rehberlik hizmeti alacak.
I know my rights, all I had to do Is sit here for six hours.
Haklarımı biliyorum, tek yapmam gereken burada altı saat geçirmek.
It's gonna be light in six hours, and we have to deliver to the whole rest of the world!
Yaklaşık 6 saat sonra hava aydınlanacak, ve bizim dünyanın geri kalanına teslim etmemiz gereken hediyeler var!
Well, we have an example here of a state-funded Jewish faith school, where in Year Seven, that's the first form in secondary school, pupils have eight hours of religious instruction every fortnight, which compares with six hours per fortnight for science and far outweighs any subject in the secular curriculum.
Evet, elimizde devlet destekli Yahudi dini okulunun bir örneği var, 7. yılda, ki bu ortaöğretimin ilk yılıdır, her iki haftada öğrencilerin bilim için altı saate karşılık kefede laik müfredattaki her konuya oldukça ağır basan sekiz saat dini eğitimi var.
Less than six hours from now.
Altı saatten az var.
Another six hours, max.
En fazla altı saat daha.
Cuddy will be home from work in six hours.
Cuddy altı saat sonra işten eve dönmüş olur.
A woman in Baltimore forgot her baby in a minivan for six hours and...
Baltimore'da bir kadın, bebeğini 6 saat arabasında unutmuş ve- -
Sometimes even just daily life overwhelms you, but you don't forget your child for six minutes, let alone six hours...
Bazen günlük işler bile size çok ağır gelir ama altı dakikalığına bile çocuğunuzu unutmazsınız bırakın altı saati.
Six hours.
Altı saat diyoruz.
He's six hours ahead.
Bizden altı saat ilerde.
So far, we have determined that your brain is more powerful than an n.S.A. Supercomputer, but right now you can only hold the information you process for about six hours, so basically you're like..
Şu ana kadar beyninin Ulusal Güvenlik Teşkilatı bilgisayarından daha güçlü olduğunu anladık. Ama şu an için bilgileri yalnızca altı saatliğine aklında tutabiliyorsun.
You get six hours to change your mind.
Altı saat fikir değiştirme şansın var.
If she was at the fire station for the last six hours, how is it still wet?
- Çarşafta salyası var. 6 saattir itfaiyedeyse, nasıl hala ıslak oluyor?
Six hours a day, dad, 95-degree heat.
Gazete dağıtma işimi yayan yapmak zorunda kalmıştım. Günde altı saat baba, 35 derece sıcakta.
At this rate, it will hit a town in the next six hours.
Bu hızla, altı saat içinde kasabaya ulaşacaktır.
Statistically speaking, one person commits suicide every six hours.
İstatistiksel konuşursak, her altı saatte bir kişi intihar eder.
she enters the club dances for six hours in a row to raise a few bucks
Kulübe girer... Biraz para için striptiz çubuğunda 6 saat dans eder.
The days were a mere six hours long, because at that time the Earth was spinning much faster on its axis than it does today.
Günler sadece 6 saat uzunluğundaydı. Çünkü o zamanda.. .. dünya ekseninden bugün olduğundan çok daha hızlı dönüyordu.
Yeah, six hours ago.
Evet altı saat önce.
Looks like it's just you, me and six hours in frigid international waters.
Altı saat boyunca buz gibi uluslararası sularda baş başa kaldık gibi görünüyor.
Perfect is that I get Grace for six hours on Christmas day.
Noel gününde altı saat boyunca Grace'le olacak olmam.
Okay? Six hours, just her and I alone in my apartment, okay?
Altı saat boyunca, evimde ikimiz baş başa olacağız, tamam mı?
I was in the mall for six hours today! The only thing I bought
Bugün neredeyse 6 saat alışveriş merkezindeydim!
They'll reach you there in six hours.
Altı saat içerisinde orada olurlar.
- Six hours?
- Altı saat mi?
Back then, the Earth was rotating so fast, a day lasted just six hours.
O zamanlar Dünya çok hızlı dönüyordu. Bir günü sadece altı saat kadardı.
... and six hours later I woke up in a hospital where they had removed my testicles.
... altı saat sonra bir hastanede uyandım bana testislerimi almak zorunda kaldıklarını söylediler.
But according to my digital readout here, we've still got another six hours before we reach our final destination of Los Angeles where the weather is expected to be warm and sunny after three days of rain.
Ama buradaki dijital göstergelere göre, son durağımız olan Los Angeles'e varmamıza hâlâ 6 saatlik bir yolumuz var havanın, üç günlük bir yağmurdan sonra güneşli ve sıcak olması bekleniyor.
Gives us five or six hours.
Bu bize 5-6 saat verir.
Mr. Kovak, your father was declared dead about six hours ago. I was a witness.
Bay Kovak, babanızın 6 saat önce kesin ölümünün gerçekleşmesine tanık oldum.
- Huh? - What? Guys, the show's in six hours, and we're barely rehearsed, and, well, I...
- Gösteriye 6 saat kaldı ve çok az prova yapabildik çocuklar...
I hadn't had a cigarette in six hours, hadn't eaten, so... abstemious and tidy?
Dağınıklığımı yok etmiş 6 saattir sigara içirmemiş ve yemek yedirmemişti. Kanaatkâr ve düzenli olmuştum.
Yeah, I won't be able to move the arm for another six hours.
Altı saat kolumu kıpırdatamayacağım.
It took me six hours.
Altı saatimi aldı.
Um, because the day you got shot there were like 16 shootings in six hours.
6 saat içinde 16 vurulma olayi daha oldu
It'll take me six hours, I'll be there.
Altı saate orada olacağım.
Thirty-six hours without contact, she'll never speak to him again.
36 saat aramayacak, Elise de bir daha onunla konuşmayacak.
Six hours primary candidates exterminated.
Saat 06 : 00 da bir numaralı da imha edildi.
I waited six hours for you.
Seni altı saat bekledim.
It's been two months, thirteen days and six hours since our last client.
Son müşterinin üzerinden iki ay, 13 gün ve altı saat geçti.
Just to sit down for six hours without doing anything.
Hiçbir şey yapmadan altı saat boyunca oturacaksınız.
Once you've locked the door, you sit here, and you do whatever you want for six hours.
Kapıyı kilitledikten sonra buraya oturacaksınız ve 6 saat boyunca ne isterseniz onu yapabileceksiniz.
Give your word not to open for six hours.
6 saat boyunca açmayacağına söz ver.
I promised not to open this for six hours.
6 Saat boyunca açmayacağıma söz verdim.
I wanna do all six hours today.
Altı saati bugün tamamlamak istiyorum.
I said we need six to seven hours a day minimum for the next week.
Gelecek hafta için günde en aşağı 6-7 saat çalışmalıyız demiştim.
As your boss, you just got six more clinic hours next week.
Patronun olarak, önümüzdeki hafta fazladan 6 saat poliklinik yapacaksın.
We have six more hours, then we're going in with a scope and pulling it out.
Tamam, altı saat daha bekleyeceğiz olmazsa kolonoskopla çıkaracağız.
According to Stonefield's payroll department, starting six months ago, Alena Maybrook went from working under 40 hours a week to over 70.
Stonefield'ın muhasebe bölümüne göre, altı ay öncesinden başlayarak Alena Maybrook, haftada 40 saatten az olan çalışma saatlerini bir anda haftada... -... 70 saatten fazlaya çıkarmış.
hours 6338
hours ago 400
hours left 40
hours later 138
hours earlier 17
hours from now 39
hours to go 16
hours straight 73
hours a week 59
hours now 24
hours ago 400
hours left 40
hours later 138
hours earlier 17
hours from now 39
hours to go 16
hours straight 73
hours a week 59
hours now 24