English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ S ] / Sneaking around

Sneaking around Çeviri Türkçe

693 parallel translation
The evil spirits of ancient times changed in the medieval folklore to devils, sneaking around and tempting children.
Eski çağlardaki kötü ruhlar Orta Çağ'da etrafta sinsice dolaşıp çocukları kandıran şeytanlara dönüştü.
What are you doing here sneaking around like a ghost?
Burada bir hayalet gibi gizli gizli ne yapıyorsunuz?
I'm getting tired of sneaking around back alleys in order to see you.
Seni görebilmek için arka sokaklarda gezinmekten sıkıldım.
I must say I feel a little like the poor relation, sneaking around through back doors.
Kendimi zavallı bir akraba gibi hissettiğimi söylemeliyim böyle arka kapılardan sıvıştığım için.
Now get out of my sight, and stop sneaking around!
Şimdi çekil gözümün önünden, ortalıkta dolanma!
But I don't like the idea of you sneaking around corners to see Peggy, taking her love on a bootleg basis.
Ama Peggy'i görmek için etrafta dolaşman ve gayriahlaki şekilde onun aşkını kazanman fikri hoşuma gitmiyor.
Do you think I like sneaking around?
Ben böyle gizlenmekten hoşlanıyor muyum?
At least we won't go sneaking around.
Sonunda biz etraflarından sinsice ilerlemeyi bıraktık.
I say you have to watch out more when they got spies sneaking around.
Ben diyorum ki çok dikkatli olun, sizi gözleyen casuslar var.
Say, you weren't by chance sneaking around my room yesterday while I was out?
Söylesene, dün ben dışarıdayken gizlice odamı kolaçan etmedin, değil mi?
I'm tired of sneaking around like this.
Böyle saklanıp durmaktan bıktım.
How long can we go on like this, sneaking around, meeting in cheap joints?
Daha ne kadar böyle devam edebiliriz gizlice ucuz otellerde buluşmaya?
Well, you'd always be imagining a killer was sneaking around or something.
Şey, sen her zaman gizlenmiş bir katil ya da başka bir şey olarak hayal edileceksin
- Stop sneaking around. It invites suspicion.
- Dolanıp durmayın, şüphe çekiyorsunuz!
What am I sneaking around for?
Burası benim evim. Neden gizleniyorum?
I've just come from sneaking around the ghost's castle... and look what I found.
Hayaletin kalesine gizlice sızıp, sonra buraya geldim baksanıza ne buldum.
I know your type, sneaking around to back doors.
Senin gibi tipleri bilirim. Sürünerek arka kapılara gelirsiniz.
But we're sneaking around behind my husband's back.
Ama kocamın arkasından gizli saklı iş çeviriyoruz.
I bet he's sneaking around too, probably even right now. Yes.
- Eminim o da gizli saklı bir şeyler yapıyordur, şu anda bile.
If I find you sneaking around again
Gene etrafta sinsilik yaparken görürsem
I'll take a look if somebody is sneaking around here.
Bakalım etrafta yabancı varmı? Bir göz atacağım.
I know you're out there, sneaking around.
Oralarda bir yerde gizlendiğini biliyorum.
- Because I have too much pride... to go sneaking around corners with a married woman.
- Çünkü kenarda köşelerde evli bir kadınla gizlice görüşemeyecek kadar gururlu biriyim.
Is someone sneaking around?
Orada da kim var?
Sneaking around, it's terrible.
Röntgenci herif! gözüm görmesin!
Why don't you come when somebody calls you, instead of always sneaking around?
Neden biri çağırdığında gelmek yerine sürekli etrafta gizli gizli dolaşıyorsun.
And I say it shall be done in broad daylight... in the open, not sneaking around.
Ben de diyorum ki, bu iş gün ışığında açık olarak yapılmalıdır, gizli saklı değil.
What are you doing here? Colonial Warriors sneaking around a resort like this with your weapons drawn!
Bir tatil yerinde, silahlarını çekmiş koloni savaşçıları.
Colonial Warriors sneaking around a resort like this with your weapons drawn!
Koloni savaşçıları böylesine bir tatil yerine silahlarınızı çekmiş olarak gizlice giriyorsuuz.
I felt so stupid sneaking around spying on him, but I can't talk to him.
Kendimi çok aptal hissettim casus gibi onu izlediğim için, ama onunla konuşamıyorum.
Why are you sneaking around here?
Neden hala yatmadınız?
Hey. Have you been sneaking around again?
Etrafta yeniden sinsice dolaştın mı?
I heard one of the villagers sneaking around looking for the she-dog.
Duyduğuma göre diğer ırgatlar gidip o kaltakla olmuş.
What are you doing sneaking around here?
Gizlice girip burada ne yapıyorsun?
Have you been sneaking around?
Saklanıyor musun?
You're always sneaking around!
Arkamdan işler çeviriyorsun!
- I mean that we go somewhere and someone sneaking around behind us tags right along.
- Demek istediğim, biryerlere gidiyoruz. ve birileri gizlice, tam peşimize takılmış durumda.
What are you sneaking around like this for?
Neden böylece gizlice geldin söylesene?
Why you sneaking around?
Gizli gizli nereye?
I know you've got submarines... sneaking around the coast of America. We have no submarines.
Amerika kıyıları yakınlarında denizaltılarınızın cirit attığınızı biliyorum.
Stop sneaking around, listening at people's doors.
Kapıları dinlemekten vazgeç.
- Why are you sneaking around?
- Neden gizli işler çeviriyorsun, ha?
She saw two guys sneaking around the church and she got scared.
İki adamın kilisenin etrafında dolandığını görüp korkmuş.
What are you doing sneaking around this time of night?
Gecenin bu saatinde ne geziniyorsun buralarda bakayım?
Why are you sneaking around?
Burada ne işin var?
Took me about a week of sneaking around before I could unload the Pittsburgh stuff.
Bir yolunu bulup Pittsburgh'daki malı gizlice getirmem bir haftamı almıştı.
I know how you feel, always sneaking around, never really feeling free.
Ne hissettiğini biliyorum.
Ball goes to Radovitch, swings wide to the left sneaking his way around the weak side.
Top Radoviç'e gidiyor, sola yönlendi zayıf taraftan kendisine bir yol arıyor.
Holly, somebody's sneaking around our porch.
Her türlü insanla karşılaşırsın.
I'd prefer a straight fight to all this sneaking'around.
Saklanmaktansa dövüşmeyi tercih ederim.
All kinds of strangers coming around, sneaking through the alleys.
Her tür yabancı, ara sokaklarda gizlice dolanıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]