So it does Çeviri Türkçe
2,381 parallel translation
So it does not concern us.
O yüzden, bu konu bizi ilgilendirmiyor
- So it does.
Evet öyle.
So gentle the way he does it.
Bunu çok nazik bir şekilde yapıyor.
So, Lee, tell me, how does it all work?
Lee, anlatsana, nasıl oluyor?
So again, as it does with all men.
Ta ki her adamın başına geleceği gibi, geri dönene kadar.
So why does it have to be me?
Niye ben oluyorum peki?
So, how does it feel?
Nasıl hissediyorsun?
Hey, Sam. So how does it feel to be a fugitive again?
Merhaba, Sam.
So what if it does?
- Olursa olur.
So, Mr. Kord, does this mean you'll be able to remove it from him?
Bay Kord bu onu bundan çıkarabilirsiniz demek mi?
So how does it feel to be Hetty's asset in Yemen?
Anlatsana, Hetty için Yemen'de çalışıyor olmak nasıl?
Dan does love to dance, but he's terrible at it, so no laughing, and your feet won't hurt as long as you have just the right amount of champagne.
Dan dans etmeye bayılır, ama hiç beceremez o yüzden gülmek yok, ve şampanyanın ayarını iyi tutturursan ayakların ağrımaz.
So, Jayne, Arlo, K43221, manslaughter how does it feel to be a free man?
Jayne, Arlo, K43221, kazara adam öldürme suçlusu özgür bir adam olmak nasıl bir duygu?
That about does it, so I think it's time for you to choose.
Sanırım bu kadar, artık seçme vaktin geldi.
- So how does it work?
- Nasıl çalışıyor peki? - Bilmem.
First of all, in your implied contract with this man there is nothing that allows you to restrict what he does with your product after he purchases it, so he can do whatever wants with the food.
Öncelikle, belirtilen sözleşmede satmış olduğunuz ürünü aldıktan sonra müşterinizin yemekle ne yapacağına karışmanıza olanak veren hiçbir madde bulunmuyor.
Yeah, it doesn't feel so great, does it?
Hoş olmuyormuş değil mi?
So, uh, how many polacks does it take to change a light bulb, huh?
Bir ampulü değiştirmek için kaç tane Leh gerekiyor?
It's a tiny word, my darling, but it does matter. So we'll...
Küçük bir kelime ama epey önemli, tatlım.
- It does! - So good.
- İyi hissediyorsun, değil mi?
Nick insisted I borrow his car. I figured you take cars pretty seriously, so I took him up on it. Does that mean I get to drive?
Nick ısrar etti onun arabasını ödünç aldım arabalara çok meraklı olduğunu düşündüm, bende onun bu önerisini kabul ettim benim kullanabileceğim anlamına mı geliyor?
- So how does it look?
- masıl gözüküyor?
You don't see that every day, so when doctors, they hear that, they take it very seriously, as do we, as does the FBI.
Sık karşılaşılmaz. Yani doktorlar bunu duyduğunda olayı çok ciddiye aldılar. Biz de öyle tabii.
Cate, you don't... know what it's like to feel so... broken inside that no matter what you do, no matter what anyone else does, it... it can't be fixed.
Cate, sen öyle olmayı bilmiyorsun, o kırık şeyin içinde ne yaparsan yap,... ve diğerlerinin yaptıklarının bir önemi yok. Düzelemiyorum.
When our time comes, and our time must come, it does so without warning or explanation.
Vaktimiz dolduğunda zaman geldiğinde bunu uyarı olmaksızın yapar.
Why does it have to be so hard?
Neden bu kadar zor olmak zorunda ki?
Right? So when you guys are 69ing it, Does captain caveman crank it in the corner?
Siz birbirinizle takılırken bu Kaptan Mağara adamı kılıklı da köşede sizi izleyip limon mu sıkıyor?
So how does it feel to be saved by filthy goatherders?
Pis davar çobanlarınca kurtarılmak nasıl bir hismiş?
Why does it bother you so much, Glen?
Neden bu kadar takıyorsun, Glen?
So, how does it feel be a father at 60?
60 yaşında baba olmak nasıl bir his?
- So where does it come from?
- Nereden geliyor peki?
Does it have to be so hot in here?
Burası çok sıcak değil mi?
Eli has warned them to expect us, but it seems that a radio signal does not reach across a nine chevron connection, so I'll go first to warn them that we're on our way.
Eli, onları bizi beklemeleri konusunda uyardı. Ama öyle görünüyor ki dokuzuncu sembol bağlantısı sırasında telsiz sinyalleri ulaşmıyor. Bu yüzden yolda olduğumuzu bildirmek için önden ben gideceğim.
There's no other money, no payments, going in or out of these accounts, so it's clearly used for one purpose - except... then he does this.
Başka para yok, ödeme ya da hesaplara giriş çıkış yok. Paranın bir amaç için kullanıldığı aşikar. Şöyle bir şey yapmış.
But it does mean we've missed out on a whole load of checks and stuff, so we've got some catching up to do.
Ama bu bir ton testi kaçırdığımız anlamına geliyor, yani arayı kapatmamız gerek.
Yeah, it does seem overwhelming sometimes, especially now that he's getting so much bigger.
Bazen katlanılmaz görünebiliyor özellikle şu sıralar daha da büyüyor.
So, why does it have to be ash? I don't know.
Niye kül olmalı ki?
- So far it does not.
- Henüz yok.
So, how does it work?
Nasıl yapıyorsunuz peki?
So... What does it look like?
Tamam... nasıl bir şey?
Ah, why does it smell so sour in a human's home?
Ah, bir insanın evi nasıl böyle ekşi kokar?
Why does it smell so sour? So sour...
Neden bu kadar ekşi kokuyor?
What kind of nutrition does radish have that you want it so bad...?
Bu kadar çok istediğin turpun içinde nasıl bir besin var?
But, advertising has its value so this is advertising for me, so the question is how much does it cost me to be in your movie?
Ama reklamın bir değeri vardır ki bu da benim için bir reklamdır. Yani asıl soru, filminde yer almam bana ne kadara mâl olacak?
I try to do things to change the city so that Sao Paulo can be seen in the world as something different since it does not have natural beauty.
Doğal güzelliği olmayan Sao Paulo'nun dünyada farklı bir özelliği ile bilinmesini sağlayacak şeyler yapmaya çalıştım.
Why does it feel so real?
O zaman niye bu kadar gerçekçiydi?
But it's gotta have a lot of story. Not a lot of style bullshit. So tell me, how does this execution bit play out?
Bi sürü hikaye var bu konuda Anlat nasıl olacak bu
Okay, so we just need to figure out what it does, so we can find out who built it.
Bunun nasıl olduğunu bulmamız gerekiyor, ya da bunu kimin yaptığını.
We don't know why, but it does work, so.
Nedenini bilmiyoruz ama işe yarıyor işte.
So, if all this debt was to be repaid right now not only would there not be one dollar left in circulation there would be a gigantic amount of money owed that is literally impossible to pay back, for it does not exist.
Yani, tüm borçlar bir anda ödense dolaşımda tek bir dolar kalmadığı gibi bir de ; varolmadığı için ödenmesi imkansız olan muazzam borçlar olacaktır.
So, how does it feel being out of the uniform?
- Üniforma giymemek nasıl bir his? - Tuhaf.
so it doesn't matter 23
so it's done 19
so it's a win 16
so it goes 27
so it is 192
so it would seem 69
so it is true 19
so it's up to you 22
so it's over 58
so it seems 95
so it's done 19
so it's a win 16
so it goes 27
so it is 192
so it would seem 69
so it is true 19
so it's up to you 22
so it's over 58
so it seems 95
so it was you 44
so it's 240
so it's fine 24
so it's like 40
so it's true 182
so it's okay 41
so it's your fault 19
so it's you 54
so it was 29
so it's official 29
so it's 240
so it's fine 24
so it's like 40
so it's true 182
so it's okay 41
so it's your fault 19
so it's you 54
so it was 29
so it's official 29
so it's settled 30
so it 43
so it's my fault 51
so it's possible 18
so it's not 23
so it would appear 17
it doesn't matter 3827
it doesn't hurt 114
it doesn't fit 43
it doesn't exist 124
so it 43
so it's my fault 51
so it's possible 18
so it's not 23
so it would appear 17
it doesn't matter 3827
it doesn't hurt 114
it doesn't fit 43
it doesn't exist 124
it does 1969
it doesn't make sense 437
it doesn't suit you 52
it doesn't even matter 37
it doesn't bother me 71
it doesn't work 306
it doesn't matter to me 71
it doesn't help 45
it doesn't add up 72
it doesn't matter anymore 84
it doesn't make sense 437
it doesn't suit you 52
it doesn't even matter 37
it doesn't bother me 71
it doesn't work 306
it doesn't matter to me 71
it doesn't help 45
it doesn't add up 72
it doesn't matter anymore 84