So many times Çeviri Türkçe
1,470 parallel translation
I wondered that so many times.
Bunu birçok kere düşündüm.
- So many times.
- Hemde bir çok kez.
God, I've practiced this in front of a mirror so many times.
Tanrım, çoğu kereler ayna karşısında bunun pratiğini yapmıştım.
You think I would after walking in on you and mom so many times.
Annemle seni onca kez bastıktan sonra mı söylüyorsun?
I tried to say this to you so many times before, but couldn't do it.
Yapmak istediğim, en son şeydi. Defalarca bunu sana, söylemeye çalıştım.
I mean, we've talked about this so many times. I totally understand.
Yani, bunu seninle defalarca konuştuk.
Haven't you told me so many times?
Pek çok kez bana böyle demedin mi?
There were so many times i wanted to tell you.
Sana anlatmak istediğim çok zamanlar oldu.
( Well, I've cancelled on her so many times.
( Onu birçok defa ihmal ettim.
That would explain them hooking up so soon after the first wife's death. Because they'd hooked up so many times before.
İlk eşin ölümünden sonra nasıl bu kadar kısa sürede birlikte oldukları şimdi anlaşıldı.
I wanted to tell you so many times but the way that you are with him, and you're such a good father... I didn't wanna hurt you. I just didn't see the point.
Birçok kez söylemek istedim ama onunla olan birlikteliğin, çok iyi bir baba olman seni incitmek istemedim.
You've practiced this so many times in the shower.
Duşta bunu provasını birçok defa yaptın.
We have been called from Africa so many times.
Birçok kez Afrika'dan arandık.
I made Mom read me that book so many times.
Defalarca da anneme o kitabı okuttum.
You know, like, so many times, I was this close to saying,
Çok defasında şöyle demeye yaklaşmıştım...
You know, we've got in trouble so many times together.
Bir çok kez başımız belaya girdi.
I've replayed it so many times.
Bu çok fazla tekrar etti.
I should be complaining. I called so many times and you didn't return any.
Ben, şikayet ediyor olmalıydım.O kadar çok zaman aradım, ve sen, herhangi birisine dönmedin.
I've done the Hammer dance so many times, I never shit in my pants.
Hammer dansını çok yaptım ve altımı kirletmedim.
I told you so many times.
Bunu defalarca söyledim.
You have warned me so many times and you have yet to fire me.
Beni bir çok kez uyardınız ve çoktan kovabilirdiniz.
I mean when I think about it now, he tried to tell me so many times.
Yani şimdi düşününce, bir çok kez bana söylemeye çalıştı.
"In this hell-hole, " I've had my ass kicked so many times "my shit has footprints in it."
"Bu cehennemde kıçıma o kadar çok tekme yedim ki, bokumda ayak izleri var."
It's happened so many times that my mom's developed... a very mature reaction,
O kadar çok kere oldu ki, annem çok olgun bir tepki geliştirdi.
I've told you so many times, no side roles.
Sana daha önce rol olmadığını söylemiştim.
I thought you were nuts so many times I can't recall the exact one.
Kaçık olduğunu o kadar çok düşündüm ki, hangisi olduğunu anımsayamıyorum.
You can only cheat death so many times, and I've used every trick I know.
Kefeni sadece birkaç kez yırtabilirsin ve ben bildiğim tüm hileleri kullandım.
I said it so many times.
Bak, en azından bugün iyi bir konumda. En azından bu konuda mutlu olmalıydın?
She said so many times. Is there any doubt in your mind that Mrs. Myerson wanted to end her life?
Bayan Myerson'ın hayatına son verdiğinden şüphe ediyor musunuz?
Can you explain? I called Hayden so many times that my battery died.
Ben Hayden'i okadar çok aradım ki telefonun pili bitti.
He's counseled me so many times.
Çoğu zaman bana yol göstermiştir.
What we're about to watch will make her say "that's so funny" so many times that eventually it's not gonna bother you.
Seyredeceğimiz şeyde o kadar çok "Bu çok komik" diyecek ki artık seni rahatsız etmeyecek.
Clark... A heart beats only so many times in a life.
Clark... bir kalp krizi çok az atlatılan bir şeydir.
Only time I've heard the word "potential" used so many times is when they was talking about your skinny ass.
"Potansiyel" kelimesinin bu kadar sık kullanıldığına bir tek öğretmenleri ondan bahsederken tanık oldum.
I mean, I've said that so many times myself I've lost count. You know?
Yani bunu kendi kendime o kadar çok söyledim ki sayısını bile unuttum.
I've climbed these stairs so many times before... why do they seem steeper than ever?
Bu merdivenleri daha önce bir çok kez çıkmıştım. Neden gözüme olduğundan daha dik görünüyorlar?
I warned her there's only so many times you could die before you stay that way.
O kadar uzun süre kalırsan ölürsün diye defalarca uyardım.
Okay, check this out. See that guy with the red hair? The moron said the wrong line so many times they took them all away.
Şu kırmızı kafalı adamı görüyorsun ya gerzek herif repliklerini o kadar yanlış söyledi ki, sonunda sözlerini çıkardılar.
Have you ever been dragged through the mud so many times by a guy that you... lash out in an inappropriate way?
Herkesin içinde aşağılandınız mı? Bunu o kadar çok yapmıştı ki uygunsuz bir şekilde ona saldırdım.
You've been abandoned and betrayed so many times... how could you know that I wouldn't be next?
O kadar çok terk edilip ihanete uğradın ki. Benimde onlardan biri olmadığımı nereden bilebilirdin ki?
So how many times did this robot man hit you with that sign?
Benim Adım Earl Sezon 1 - Bölüm 9 O robot adam sana tabelayla kaç kere vurdu?
Fucking been fucked in the ass so many fucking times her ass looks like a science experiment.
Kıçından o kadar çok düzülmüş ki kıçı artık bilimsel deneye benziyor.
There's so many influences in my life that are telling me at times quite literally that I should come here and bring you these but I'm doing this because I want you.
Hayatımda, buraya gelip size bunları vermemi bana mütemâdiyen ve açıkça söyleyen birçok neden var, ancak benim bunu yapmamın tek nedeni, sizi istiyor olmam.
So, baby, how many times?
Eee, bebek, kaç kere?
I've read it so many fucking times, I got it memorized.
O kadar çok okudum ki, ezberledim.
I fell so many times
birçok kere.
I think we've already insulted our brand new CO one too many times Alex so don't push it.
Yorum yok. Bence yeni komutanımızı zaten... bir kaç defa incittik Alex, o yüzden de ısrar etme.
We had so many good times in here, forget it.
O kadar güzel zamanlardı ki. Bunu unutun. Hector çok espriliydi.
You have said this so many times and not let the boat go into the waters since a week.
Sana söylediler, bu yüzden birçok defa ve tekne içine bir haftadan beri su girmesine müsaade ettin.
So until the end as many times as many times as it took I would go and try to kill him.
Durmak istemiyordum. Sürekli olarak tekrar tekrar tekrar onu öldürebileceğimi düşündüm.
One type of random number generator experiment... that's been conducted many, many times - hundreds of times over the past four decades or so since around the 1 960s - has been a random generator that only produces sequences of random bits.
Rasgele sayı yaratıcı deneylerden, son 40 yılda yapılan yüzlercesinden bir çeşidi sadece parçalar üretmek üzerineydi.
so many people 67
so many memories 19
so many 87
so many questions 44
so many things 62
so many years 16
so many of them 24
many times 271
times 1964
times square 22
so many memories 19
so many 87
so many questions 44
so many things 62
so many years 16
so many of them 24
many times 271
times 1964
times square 22