English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ S ] / Sober up

Sober up Çeviri Türkçe

462 parallel translation
Then Moore will have enough time to sober up.
Moore'un ayılacak vakti olsun biraz.
When you sober up, come in and talk to me.
Ayıldığında gel de beni bir gör.
Sober up.
Ayılın.
- To the beach, to sober up.
Sahile, ayılmaya!
Took time to sober up.
Ayılmam zaman aldı.
Looks like Dempsey got real soft. You and your men have three days to get drunk and sober up, then report back to the ranch ready for work.
Görünüşe göre Dempsey gerçek yumuşaklıktı.
Get out of here till you sober up.
Ayılana kadar geri gelme.
If you're drunk, you'd better sober up quick.
Sarhoşsanız, bir an önce gitseniz iyi olur.
- Go to the office and sober up at once.
- Ofise git ve bir an önce ayıl.
I'm waiting for him to sober up.
Ayılmasını bekliyorum.
Plenty of time to sober up.
Ayılmak için yeterli vaktimiz var.
Sober up, you pair of drunken hunks!
Ayılın, sizi sarhoş et yığınları!
Sober up!
Ayıl!
Well, you gotta sober up somewhere. I would lock you up, but the three of you'd be kind of cramped in ourjohn.
Araba anahtarlarını sizin için kontağa bırakacağım beyler.
Look, after we sober up, how do we get out of here?
Bizi bu ormanda bırakmayacaksın, değil mi?
Go stick your head in the water trough and sober up for lunch.
Git kafanı su yalağına sok, öğle yemeğine kadar ayıl.
Please hurry, before I sober up.
Lütfen acele edin, ayılmadan önce getirin.
You sober up and be ready to move out when I give you the word or you're Mr. Wichowsky.
Hemen ayılıyosun ve ben söylediğimde buradan çıkmak için hazırlanıyorsun ya da ben seni dışarı atıyorum, Bay Wichowsky.
Sober up before you accuse me.
Beni suçlamadan önce ayılmaya çalış.
And when you sober up don't come crawling back, because Roxie's had it up to here.
Ve ayıldığında sakın gelipde yalvarma, çünkü Roxienin şurasına geldi.
You're going to sober up quickly when he saw the guns.
Makineli tüfek ve toplarla gelen bir alay asker seni ayıltır.
And if I ever sober up again, I'm headin'for the Rockies.
- Ayıldığım zaman da Rockies dağlarının yolunu tutacağım.
You sober up, you dirty bastard or I'll kill you!
Ayıl ulan, seni pis piç, yoksa seni gebertirim!
Sober up, Choctaw!
Kendine gel, Choctaw!
What a way to sober up.
Ayılmak için ne yol!
And then we'd get her home and my father would put her to bed and she'd sober up and it was over.
Ve sonra onu eve götürdük babam onu yatırdı, ve o ayıldı ve hepsi buydu.
Sober up, Grogan, and fly right!
Ayıl artık, Grogan, ve düz uçuşa geç!
I hope the responsibilities of marriage will sober you up.
Umarım evliliğin verdiği sorumluluklar seni uslandırır.
I'm trying to sober her up.
Onu ayıltmaya çalışıyorum.
Give them some black coffee. That'll sober them up.
Üstlerine sade kahve dökün, ayılırlar.
Sober them up.
- Ayıltın şunları.
Try to act sober. There's a policeman up there.
Ciddi durmaya çalış, yukarıda bir polis memuru var.
- Goodnight, sleep tight, wake up sober.
- İyi akşamlar! İyi uyuyun, ayık uyanın!
Sober them up and take them to the pirate ship.
AyıIt onları ve korsan gemisine götür.
Now... why is it that when a man goes to great effort and expense to get drunk, his friends, instead of respecting this endeavor, do everything they can to sober him up?
Neden bir erkek sarhoş olmak için çok güç ve para harcadığında, arkadaşları ona saygı göstermez ve onu ayıltmak için her şeyi yapar. - Neden?
They're trying to sober him up with coffee now.
Ona yardım etmeye çalıştığımı bile düşünebilir.
Sober him up on that stuff before the MPs get to him.
Subaylar onu bulmadan ayıltın onu şu meretten.
He'll fight a man when he's liquored up, but not when he's sober.
Ancak sarhoşken birisiyle kavga edebilir o. Ayıkken değil.
That pistol-whipping ought to sober him up.
Silahla başına aldığı darbe aklını başına getirse iyi olur.
Charlie, take him down and sober him up and get him out of town.
Charlie, onu götürüp ayilmasini bekle, sonra kasabadan at.
The cold air will sober him up.
Soğuk hava onu ayıltır.
Here, somebody take him to the washroom and sober him up.
Buraya bakın. Bunu birisi banyoya götürüp, ayıltsın
Sober you up, and then have some dinner.
Seni ayıltır. Sonra da yemek yeriz.
Parson, round up a couple of the men, fairly sober, and meet us out in the street.
Parson, bir kaç adam ayarla, diğerlerini uyandırma, benimle gel.
I guess I'd better try to sober them up. Now you stay here, Holly.
Senin peşindeler.
Sober the men up.
Adamları ayılt.
Either one of you know a fast way to sober a man up?
Bir adamı ayıltmanın hızlı bir yolunu biliyor musunuz?
Well, get Billy Roy out of Miss Tracey's saloon, sober him up, come back up here, and watch which way they go.
Billy Roy'u Bayan Tracey'in salonundan çıkaracağız. buraya döneceğiz ve ne yapacaklarına bakacağız.
It'll sober you up a bit.
Bu sizi bir parça ayıltacaktır.
If I catch you, I'll throw you in the fountain and sober you up.
Seni yakalarsam, seni çeşmenin içine sokar ve seni ayıltırdım.
Maybe this'll sober him up some.
Belki bu onu biraz ayıltır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]