Takes time Çeviri Türkçe
2,343 parallel translation
It takes time, Mrs. Prime Minister. It takes time.
Bu işler zaman alır Sayın Başbakan.
Just takes time, man.
Sadece biraz zaman, adamım.
Because the big-picture challenge takes time.
- Çünkü büyük davalar zaman ister.
I am, but I-it takes time to collect!
Alıyorum, ama bu biraz zaman alır.
I could teach you, but it takes time.
Sana öğretebilirdim ama biraz zaman alır.
It takes time to heal.
İyileşmek zaman alır.
It takes time to form a team.
Takım olmak zaman alır.
no. lt takes time. one person is very serious.
hayir bu zaman alir birinin durumu ciddi.
And proof takes time.
Ve kanıt zaman alır.
Even if it takes time, I'll forget you.
Zaman alacak seni unutacağım.
That takes time and attention.
Bu zaman ve dikkat kaybına neden oluyor.
What the... why is she saying that it takes time?
Neden... bunun biraz zaman alacağını söylüyor?
Takes time, possibly months.
Buna zaman var, belki bir kaç ay sonra.
It takes time.
Bu zaman alır.
Takes time to die.
Ölmek zaman alıyor.
But you know also it takes time.
Ama biliyorsun bu zaman aliyor
Getting my life together takes time.
Hayatimi düzene sokmak zaman aliyor
It takes time for people to find their role... in a new family.
İnsanların yeni bir ailede.. kendi rollerini bulmaları zaman alır.
It takes time for to find their role in a new family... huh?
Yeni bir ailede rolünü bulman biraz zaman alacak
The project takes time.
Projenin tamamlanması zaman alacak.
It takes time.
Zaman alıyor.
It takes time to get a court order, okay, Bones?
Artık mahkeme kararı çıkarmalıyız Bones.
And it takes time.
Tabii ki bu biraz zaman alır.
It takes time for healing.
İyileşmek için zaman gerekir.
Interferon takes a little time to work.
Interferonun etki etmesi biraz uzun sürer.
It takes no time or effort or skill to down half a bottle of orangeade.
Yarım şişe portakal şurubunu mideye indirmek yetenek, zaman ya da bir çaba gerektirmiyor.
Ma'am, I understand your distress during this difficult time, but we'll go wherever this investigation takes us.
Efendim, bu zor zamanlardaki sıkıntınızı anlıyorum ama soruşturmamız bizi nereye götürürse oraya gideceğiz.
So, honey, we should probably look at the menu, because, you know, if the waitress comes over and I don't know what I want, that'll send her away, then it takes 20 minutes for her to come back, and that's a long time, so...
Eee, hayatım, belki de menüye bakmalıyız, çünkü, biliyorsun garson gelirse ne istediğimizi bilmediğimizden geri göndereceğiz, sonra gelmesi yirmi dakika sürecek böylece uzun bir süre geçecek, yani...
We that know ex vivo takes less time, but we also read that in situ gives better results?
Ex vivo'nun daha az sürdüğünü biliyoruz ; ama in situ daha olumlu sonuçlanıyormuş.
- That takes time.
Bu da zaman alır.
It takes a lot of time, being exposed to sun, and getting rusty by rain.
Önce güneşe çok maruz kalır sonra da yağmurla paslanır.
You see, every woman, no matter how initially repugnant, has a mermaid clock- - the time it takes for you to realize you want to bone her.
Ne kadar itici olursa olsun her kadının deniz kızı olma zamanı vardır. Zamanla ona çakmak istediğinin farkına varırsın.
Uh, you know, the Prius takes a long time to actually respond when you put your foot down on
Bilirsin, siz ayağınızı pedala bastığınızda Prius'un... karşılık vermesi uzun zaman alıyor.
It takes a long time to understand someone.
Birisini tanıman uzun zamanını alır.
It takes some time, Gustavo.
Epey zaman alır, Gustavo.
So, can you time it? Let's see how long it takes!
Bence yenebilir.
! it takes a telepathic bond to be formed with the person and her sense of time.
! Birleşmek için kurban olarak bir Yıldız Ruh Büyücüsü gerekir. Onunla telepatik bir bağ ve zaman duygusu oluşturur.
I'm going to shorten the time it takes for you.
Vaktinizi almayacağım.
It takes a long time.
Uzun bir zaman alıyor. "
# she's not gonna be like like reggie Campo. # # cos this time, the bitch pulls a knife. # # takes her and puts her on the table.
Ama kız Reggie Campo kadar şanslı değil çünkü bu piç kurusunun elinde bıçak vardı. Kızı tutup, masanın üzerine çıkarıyor.
Obviously, he takes his time.
Açıkçası vaktini alıyor.
Please do not abdomen. With such a wound takes a long time before you die.
Lütfen yere düştükten sonra çok acı çekmeme İzin verme.
What do you think? I think it takes a long time to let it go from my head.
Sanırım o görüntüyü aklımdan silemem uzun zaman alırdı
In the time it takes you to blink, they'll do it to her and they'll do it to me.
Sen gözünü açıp kapayıncaya kadar, kızı da öldürürler beni de.
It takes a long time for a body to be consumed.
Vücut uzun süre de tükeniyor.
The time it takes you to follow your protocols, that's the time it takes him to end your life.
Protokolü uygulamaya ayıracağınız süre onun sizi öldürmesi için yeterlidir.
She takes the time to love you...
Sizi sevmek için emekli oldu... sizde onu sevmelisiniz.
That takes time.
Bu da zaman demek.
He's meticulous and takes his time.
Çok titiz, acele etmiyor.
It takes a long time to die of a stomach shot.
Karnından vurularak ölmen uzun zaman alır.
The only time I eat this well is when my mom's in town - and she takes me out to dinner.
Sadece annem şehre gelip beni yemeğe çıkardığı zaman böyle iyi yemek yiyebiliyorum.
time 2517
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to die 52
time to go home 94
time flies 78
time is running out 68
time to wake up 54
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to die 52
time to go home 94
time flies 78
time is running out 68
time to wake up 54
time is money 74
time is of the essence 71
time is up 41
time travel 83
time to go 627
time to sleep 29
times are tough 45
time to eat 55
time's up 595
time is 18
time is of the essence 71
time is up 41
time travel 83
time to go 627
time to sleep 29
times are tough 45
time to eat 55
time's up 595
time is 18
times are changing 28
time will tell 62
times a week 28
times in a row 26
times before 18
time for bed 134
times a day 121
times change 49
times over 33
times three 18
time will tell 62
times a week 28
times in a row 26
times before 18
time for bed 134
times a day 121
times change 49
times over 33
times three 18