English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ T ] / That's cool

That's cool Çeviri Türkçe

5,755 parallel translation
Oh. Yeah, that's cool, I guess.
Tamam, sorun değil, sanırım.
Serge Ahmed, who's now in Bordeaux, in France, published a really cool study where he basically showed that rats will work harder for sugar than they will for cocaine.
Bordeaux, Fransa'da yaşayan Serge Ahmed fareler şeker için, kokainden daha fazla çalışacaklarını gösterdiği çok ilginç bir çalışma yayınladı.
That's cool.
limana geleceksin. - Tamam.
That's because it's not your desk anymore, and you're not cool enough to pull off a soul patch.
Artık orası senin masan olmadığı ve cücük bırakmak için yeteri kadar havalı olmadığın için.
That's cool. We'll just keep our white hoods on.
Beyaz kapsonlarimizi çikartmayiz.
Yeah, that's cool.
Güzelmiş.
That's cool. But I already made plans.
Çok güzel, ama ben zaten plan yapmıştım.
- if that's cool with you.
- eğer senin için de öyleyse.
That's cool.
Çok havalı.
So, you know... that's kind of cool.
Yani... kısmen havalı birşey.
It's like a spy car, that's cool.
Casus arabası gibi. Çok güzelmiş.
Hey, I think it's really cool that you guys are doing Sunday Funday, you know?
Bence sizin de Pazar Eğlencesi yapıyor olmanız çok hoş.
- That's why it was on my list. - Cool, yeah.
- Bu yüzden listeme ekledim.
Did it ever occur to you that Crystal is a cool stripper's name?
Hiç aklına geldi mi? Crystal gayet güzel bir striptizci ismi olurdu.
That's cool.
Havalıymış.
- No, that's not cool. Oof.
- Evet, sorun olur.
That's cool.
Güzel.
That's cool.
Sorun değil.
That's pretty cool, right?
Çok harika, değil mi?
I know that you like her, and I know that you think she's cool with this whole, like, anti-authority thing, but are you sure that this is the right girl for you?
Ondan hoşlandığını biliyorum ve bunların süper olduğunu düşündüğünü de biliyorum, otorite karşıtı olmasını mesela fakat onun doğru kız olduğuna emin misin?
I thought it was pretty cool that your old man drove across the bay just to bring you a box of twizzlers.
Koyun karşısına kadar arabayla sana bir kutu Twizzlers getiren adamın süper bir baba olduğunu düşünüyordum.
Chief, my daughter's school is off this week, so she's gonna be hanging out here, if that's cool.
Amirim. Kızımın okulu bu hafta kapalı. Eğer uygunsa buralarda takılacak.
It's so cool that Greg and Terry are adopting another child.
Greg ve Terry'nin bir çocuk daha evlat edinmeleri çok harika..
I whipped up some fondue. Hope that's cool.
Fondu hazırlayıverdim. umarım güzel olmuştur.
I think it's cool. Surely you must have a period of time in your life that you look back on and shiver in embarrassment.
sanırım bu iyi eminim hayatında geriye dönüp bakınca utancından kıpkırmızı olduğun bazı zaman dilimleri vardır.
That's kind of cool.
Bu süper bir şey.
That's cool.
İyiymiş.
That's so cool you guys are gonna open a business.
Birlikte bir işe girmeniz çok güzel.
That's cool. Whatever.
Süpermiş, neyse işte.
And, uh, and he's like, "Yeah, yeah, that would be totally cool if you're a"
O da bana şöyle dedi... "Evet, şahane olur tabi pezevenk dizisi çekiyorsanız."
- Whoa, that's cool.
- Çok iyi.
- That's fine. It's-it's cool.
- Sorun değil.
That's very cool.
Bayağı iyiymiş.
[Chuckles] That's cool.
Güzel.
Well, that's cool about Wayne, huh?
Wayne tarafı gayet iyiymiş, ha?
I do. And it's cool that you have such a good relationship with your mom, you know?
Annenle iyi bir ilişkinin olması süper, biliyor musun?
That's pretty cool.
- Bu çok iyi. Teşekkürler.
Oh, that is so cool.
Çok havalıymış.
You want to hang with me, that's cool, but my world, my rules.
Ama benim dünyam, benim kurallarım.
and I got a guy that's gonna go out there and kick some "a." - That guy's cool to me.
-... işte o adam benim için havalı biridir.
Okay, so if that's a challenge, I hope it ends in a super cool drag race.
- Bu bir meydan okumaysa umarım sonunda süper bir drag yarışı olur.
That's what I mean, that was what was cool about Austin...
Demek istediğim de bu. Austin'in güzel yanı bu.
That's cool.
- İyi.
Oh, yeah, that's, like, super cool.
- Evet, bu gerçekten çok havalı.
You know, after you showed us that cool model, I started reading up on the "U.S.S. Constitution."
Sen o klas maketi gösterdikten sonra "U.S.S. Constitution" ı araştırmaya başladım.
Hailey, that's so cool.
Hailey, bu çok güzel.
Not that it's anything that cool.
- Oldukça havalı.
Oh, oh, that's cool.
Güzel.
And she's got a really cool tattoo that almost covers that nasty C-section scar.
Ve onun iğrenç sezeryan yarasını kapatan büyük bir dövmesi var
- That tree's cool.
- Agaç güzelmis.
That's so cool!
Süpermiş!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]