Cool down Çeviri Türkçe
1,066 parallel translation
You put that on there and then they cool down.
Onu bir sürüyorsunuz, sakinleşiyorlar.
Coach, maybe you ought to let her cool down.
Koç, belki de onu gevşetmelisin.
Give him time to cool down.
Ona sakinleşmesi için biraz zaman tanı.
Cool down, pal.
Sakin ol dostum.
- Cool down!
- Ağır ol biraz! Hey, anam.
You better go cool down.
Sakin ol.
Martha Jane, cool down now, will you?
Martha Jane, sakin ol lütfen.
Cool down, Tita.
Serinle biraz, Tita.
Hey, cool down, big guy, I already told you, you're not my type.
Hey, yavaş ol bakalım koca oğlan. Sana tipim olmadığını söyledim.
This will cool down your emotions.
Bu, duygularını sakinleşecek.
You just look like a nice man who's distraught and ought to take a minute to cool down.
Sen iyi bir adamsın belli sadece çok öfkelisin ve biraz sakinleşmen gerek.
When things cool down, I'll be back.
Ortam sakinleşsin, geri geleceğim.
The X-1 needs to cool down.
X-1'in soğumaya ihtiyacı var.
We get the coolant pressure up, and if MacGyver could unblock that reactor feed, she should cool down.
Soğutan basıncı artırdıktan sonra eğer MacGyvere reaktör beslemesindeki tıkanmayı giderebilirse o zaman soğuturuz.
Or as soon as our families cool down.
Ya da ailelerimiz sakinleşince.
Cool down.
Sakin olun.
Cool down your house!
Evlerinizi serinletecek!
Kit, cool down
Kit, sakin ol.
It's so hot in Hell where I was sent to for my sins - that I've got to sneak out sometimes to cool down a bit.
Günahlarım yüzünden gönderildiğim cehennem o kadar sıcak ki... arada sırada serinlemek için gizlice kaçıyorum.
Sunny Koo, you cool down first.
Sunny Koo, sakin ol önce!
You've got to cool down if not you can win lust.
- Şehvetini yenemiyorsan, dizginlemelisin.
Cool down!
Sakinleş!
He needs another 50 seconds for the core to cool down.
Çekirdeğin soğuması için 50 saniyeye daha ihtiyacı var.
Spike, why dont you cool down, man!
Spike, neden biraz daha sakin olmuyorsun!
Cool down, guys. You'll thank me for this one day.
Bir gün bunun için bana teşekkür edeceksin.
- Cool down, buddy.
- Bekleyeceksin.
Why don't you have some of this to let your brain cool down a bit? Yeah...
Ama yine de bir sürü vakit var.
Takes almost as long to cool down.
Soğuması da kaynaması kadar uzun.
Cool down.
- Sakin ol.
The secretary of state appeared to be acting as a go-between... at the United Nations in an effort to cool down the heightened tensions between...
Dış İşleri Bakanı, taraflar arasındaki yükselen tansiyonu... azaltmak için müdahelede bulundu...
Cool down. lm gonna have to turn the hose on you.
Sakin ol. Üzerine hortum tutmam gerekecek.
That milk will cool down on you but it's getting warmer now.
Sütün soğuyacak ama artık ısınıyor.
- Use your mentality and cool down.
- Kafanı kullan, sakin ol.
Cool down.
Sakinleş.
Chief man, cool down.
Şef, adamım, sakinleş.
Try and cool him down for me, will ya?
Benim için onu sakinleştirmeye çalış olur mu?
My blood'll cool him down for you, Face.
Benim kanım onu senin için sakinleştirecek Face.
OR "CHILLY DOWN," OR "COOL BACK"
ya da "sakin ol" veya "kendine gel"
I'm trying to cool'em down.
Şimdilik sorun yok, sakinleştirdim herifleri.
Abel, cool down.
Abel, sakin ol.
Ought to cool the bars down.
Demirleri soğutması gerekir.
Why don't we take a minute, relax, sit down and cool off.
Neden bir dakikalığına, oturup rahatlamıyoruz.
I just wanna lie down in a nice, cool place.
Tek istediğim hoş, serin bir yerde uzanmak.
- Be cool, man. - Hey, calm down.
Sakin ol.
Cool down.
Sakin ol.
Here, Max, this ought to cool you down a little.
Al, Max, bu seni bir nebze olsun rahatlatır.
I mean, you cannot believe all the cool shit that used to go down here.
O havalılık meselesi yüzünden burada geçen hiçbir şeye inanmıyorsun.
Oh, same thing that happens to all nerds'possessions- - The cool kids stole them and threw them down the sewer. Then they said,
Al, spor sayfasına vuran rüzgar sesi, içime huzur doldursa da, ben yeni bir pencere için 50 dolar almayı düşünüyordum.
Come on. Cool it down.
Sakinleş biraz.
It's cool that you didn't burn the place down.
Evi yakmamana sevindim.
I want you to sink down into the soft cool grass on the railbed.
Senden, demiryolu güzergahı üzerindeki yumuşak serin çimenlere uzanmanı istiyorum.
down 3353
downtown 201
downstairs 319
downs 77
downey 56
downton abbey 33
downers 18
down the street 38
down on your knees 79
down the hall 119
downtown 201
downstairs 319
downs 77
downey 56
downton abbey 33
downers 18
down the street 38
down on your knees 79
down the hall 119
down low 42
down the stairs 50
down the road 38
down the line 26
down on the floor 28
down there 402
down the hatch 65
down below 33
down the drain 18
down you go 36
down the stairs 50
down the road 38
down the line 26
down on the floor 28
down there 402
down the hatch 65
down below 33
down the drain 18
down you go 36
down here 450
down on the ground 130
down to business 31
down now 22
down in one 23
down to 41
down in front 26
downing street 23
down on the ground 130
down to business 31
down now 22
down in one 23
down to 41
down in front 26
downing street 23