That's nice work Çeviri Türkçe
132 parallel translation
That's a nice theory, only it doesn't work.
Güzel teori ama tek sorun işe yaramaz.
You had a nice idea it just didn't work, that's all.
İyi bir fikirdi ama yürümedi.
That's nice work, Parker.
İyi iş çıkardın Parker.
And he wants very much to come to work here, and I think that's just wonderful, because he's very good and so nice, and he can start tomorrow.
Burada çalışmak istiyor. Bence bu harika. Çok iyi ve çok kibar biri ve yarın başlayabilir.
That's nice! Do I watch him work?
Seyretmesi güzel de, ben o sorgularken onu seyrediyor muyum?
That's nice work, J.J. Here.
İyi iş yaptın J.J.
It's nice to know that because of the work we did a phone call is being made.
Ne güzel değil mi bizim yaptığımız bir şey yüzünden bir yerde birileri bir telefon açacak.
He's that nice production manager you used to work with.
Oh, bir zamanlar çalıştığın şu güzel yapım yönetmeni.
Well, that's nice work, boys.
İyi işti çocuklar.
That's nice work, boys.
İyi iş, çocuklar.
That's a really nice scream. They oughtta give you more work.
İyi çığlık atıyorsun, daha çok filmde oynamalısın.
With it, one man raising a stone..., can do the work of four. - That's very nice, but...
Bununla bir kişi, dört kişinin kaldırabildiği bir taşı kaldırabilir.
- That's nice work, Homer.
- İyi iş, Homer.
That's nice work, Simpson, but we can't hold him. There's no evidence.
İyi işti Simpson ama onu tutamayız.
Oh, well. That's nice work if you can get it.
Bulabilene, iyi iş.
That's some nice police work.
İyi çalışmışsınız doğrusu.
That's nice of you... but I insist on paying you for your work.
Çok iyisin. Ama ben bunun ücretini ödemek için ısrar ediyorum.
That's nice work with the "bag-zooka."
Bazukayla daha bir hoş oldu.
"That's a nice line to fool me But it won't work on me"
" Bana aptal güzel bir hat Ama işe yaramaz
- That's nice work, Deb.
Aferin Deb
It's not my fault that doing something nice for Stephanie may also work out well for me.
Ve şeytani olan bu asıl. Stephanie için iyi bir şey yapmak benim de işime yarıyorsa bu benim suçum değil.
That's nice work, Lou.
Aferin Lou.
That's nice work
Aferin sana.
I work 12 hours a day and go to school at night so that I can make life nice for you, and all that I ask is that you respect the few rules that I lay down.
Günde on iki saat işte çalışıyorum, hayatı senin için güzel yapabilmek için geceleri okula gidiyorum. Bunun karşılığında tek beklediğim, senin için ortaya koyduğum birkaç kurala uyman.
That's nice work.
Ne kadar güzel.
Still it's nice that you're developing an appreciation of my work.
Hala işimde ilerleme kaydediyor ve başarıyor olarak görmeniz, çok hoş.
That's nice work, Bob.
İyi iş çıkardın, Bob.
That's nice work there.
İyi iş çıkmış burada.
- Thanks, Doc. That's nice work.
- Sağ ol doktor, harikasın.
- Thanks, Doc. That's nice work. Can we get it out now?
- Gömüldüğü yerde kanıt olabilir.
That's nice work, Sam.
İyi iş Sam.
NICE WORK, THAT'S THE WAY TO FIGHT.
Güzel, işte böyle savaşılır.
- That's some nice work, young blood.
- İyi işti.
We could work something out. Well, that's nice of you to offer.
Çok hoş bir teklif.
Hey, buddy, that's nice sign work.
Ahbap, güzel tabela yapmışsın.
I have a nice guy that I work with.
Hoş bir adamla çalışıyorum.
You know, Cappy, it's nice that you can see me like this, away from work.
Beni böyle iş dışında görmen çok hoş.
That's very nice of you, and I... -... I can't, I have work.
Çok naziksin, benim gelemem, çalışmam lazım.
Well, I admit after a long day at work, I don't always come home... with that "Riunite on ice, that's nice" mentality.
Peki, işte çok kaldığımı, "buzdaki Riunite baya hoş" düşüncesi ile eve pek gelmediğimi kabul ediyorum.
It is cute that you did some research and got four books though. - Nice work.
Ama araştırma yapmış ve dört kitap almış olman çok hoş.
But sometimes your best friends start coming into work late, and start having dentist appointments that aren't dentist appointments, and that is when it's nice to let them know that you could beat them up.
Ama bir süre sonra o arkadaşlar işe geç gelmeye başlıyorlar, hiç alınmayan dişçi randevuları alınmaya başlanıyor. İşte o zaman, asıl patronun kim olduğunu göstermek gerekiyor.
Nice work, Brian. That's exactly what I had in mind - intimate, warm, romantic.
İyi iş, Brian.
That's some nice plaster work around the proscenium there.
Sahnenin ön tarafındaki alçı işçiliği oldukça güzel.
Nice work. That's the way to nail a crook.
İyi iş.Bu sahtekarı yakalamamıza yardımcı olur.
Hey, that's nice work.
Güzel iş çıkarmışsın.
That's really nice work, man.
Çok başarılı bir iş dostum.
I know you want some sort of nice, neat story that puts my life into perspective for you, - but it doesn't work that way.
Bir çeşit hoş, düzenli bir hikaye istediğini biliyorum... bu da hayatımı senin bakış açına uygun hale getirecek... ama bu şekilde işlemiyor.
That's nice work, Hodgins.
Güzel iş, Hodgins.
If you too nice and too sweet that's not gonna work.
Eğer çok iyi niyetliyseniz, işe yaramaz.
- Really nice work. -... and just based on his own gut instinct. It would also mean that either the President lied to the nation and the Congress...
Tamamen kendi içgüdülerine dayanarak saldırmış olacak.
I think it's nice that even though you've let Bud do all the work, you found time to grace us with your signature.
Bütün işi Bud'a bırakmana rağmen buralara kadar teşrif edip, bizi imzanızla şereflendirdiğiniz için teşekkür ederiz.
that's nice 2129
that's nice to hear 48
that's nice of you to say 30
that's nice of you 103
that's nice to know 19
that's nice of him 16
nice work 1264
nice working with you 23
nice work today 25
work 1509
that's nice to hear 48
that's nice of you to say 30
that's nice of you 103
that's nice to know 19
that's nice of him 16
nice work 1264
nice working with you 23
nice work today 25
work 1509
works 73
workers 297
working 544
worker 183
worked 56
work in progress 22
works like a charm 20
work it 115
work your magic 26
work stuff 34
workers 297
working 544
worker 183
worked 56
work in progress 22
works like a charm 20
work it 115
work your magic 26
work stuff 34
work for you 20
works for me 181
working late 62
work here 19
work it out 99
working hard 48
working together 81
work hard 130
working on it 161
work with me 70
works for me 181
working late 62
work here 19
work it out 99
working hard 48
working together 81
work hard 130
working on it 161
work with me 70
working girl 21
working out 31
work faster 33
work harder 35
work with me here 27
work together 45
work is work 17
work out 27
working people 18
work to do 24
working out 31
work faster 33
work harder 35
work with me here 27
work together 45
work is work 17
work out 27
working people 18
work to do 24