English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ T ] / That was beautiful

That was beautiful Çeviri Türkçe

1,175 parallel translation
That was beautiful.
Çok güzeldi.
That was beautiful.
- Çok güzeldi.
- That was beautiful, Miranda. - Thanks.
- Çok güzeldi, Miranda.
That was beautiful.
Bu harikaydı.
ANNE : Aw, that was beautiful.
Aw, bu çok güzeldi.
My God, that was beautiful.
Tanrım, işte bu güzeldi.
- That was beautiful.
- Çok güzeldi.
That was beautiful, both of you.
Çekime başlıyoruz. İkiniz de harikasınız.
That was beautiful.
Neredeyse. Muhteşemdiniz.
Nicole, that was beautiful!
Nicole, harikaydın.
That was beautiful, Daddy.
Bu çok güzeldi, baba.
And the way you kept the young people away, that was beautiful.
Ve genç insanları buradan uzak tutman, ayrı güzeldi.
That was beautiful.
Çok başarılıydın, Bay Arrow.
That was beautiful!
Çok güzel. - Harika.
Raymond, that was beautiful.
Raymond bu çok güzeldi.
Oh, that was beautiful.
Bu çok güzeldi.
That was beautiful.
Bu çok güzel.
That was beautiful.
Çok güzel bir konuşmaydı.
That was beautiful.
Bu güzeldi.
She was so beautiful that she gleamed.
O kadar güzeldi ki, sanki parlıyordu.
That was a beautiful, lovely movie. I saw 22 hooters.
Çok güzel bir filmdi. 22 çift meme gördüm.
There was that tall Ralph Hendley... with the beautiful white teeth.
- Evet. - Evet. Konuşmalıyız.
Berlin was beautiful before the war, the only thing that I wished were Jews.
Berlin, savaştan önce çok güzeldi. Her şeyi bozan, sadece Yahudiler'di.
That was so beautiful.
Çok güzeldi.
Sitting in the sunlight on the veranda... with the bright rays lighting her hair... she was a vision so beautiful... that at first my father could not believe his eyes.
Saçını parıldatan berrak ışıltılarla birlikte güneş ışığında verandada otururken o kadar güzel bir görüntüsü varmış ki ilk başta babam gözlerine inanamamış.
And he said that Daryl Hannah was the most beautiful woman he'd ever seen.
ve o da diyordu ki, Daryl Hannah onun hayatında gördüğü en güzel kadın olduğunu.
That was a beautiful thing you just did, Honey.
Az önce yaptığın şey gerçekten harikaydı, Honey.
Everything was beautiful, even the things that were dead.
Her şey çok güzeldi, hatta ölen şeyler bile.
Everything was beautiful, even the things that were dead.
Her şey çok güzeldi, hatta ölü olan şeyler bile.
All that he hated and loved about Hollywood was distilled in the harsh story... ofthe Bad and the Beautiful- - the ambition, the power, the opportunism and the betrayal.
Hollywood hakkında sevdiği ve nefret ettiği her şey şu çetin hikâyede yoğunlaşmıştı,.. ... "The Bad and the Beautiful". Hırs, güç, fırsatçılık ve ihanet.
-'That was a beautiful rose you bought.'- l bought it for...
- Sabahleyin güzel bir gül aldınız. - Evet, aslında şey için...
All of my beautiful friends wish that there was just a good gym in the area.
Bütün güzel arkadaşlarım buralarda bir ayrobik salonu istiyor.
She said yes. I can't believe my luck that she was still available, a beautiful woman like that.
Böylesine güzel bir kadının hala boşta olmasına inanamıyorum.
Ha! That was really beautiful, Chief.
- Bu gerçekten çok güzeldi, Şef.
Did you know that he was able to create some of the most beautiful hybrids?
Onun en güzel melez orkideleri yaratmayı başardığını biliyor muydunuz?
Cammy whom King of Adventurers saw that right... was a hard hearted woman instead No one could imagine that she is beautiful but dangerous woman like poisonous candy
Cammy macera kralı kimi gördü... kalbi zor yerine kadın hayır bulutlu biri tasavvur etti o güzel ama şeker gibi tehlikeli bir kadındı shangai'daydı
Since it was launched into orbit the Hubble space telescope has captured images that reveal ever more beautiful and mysterious regions of the universe, where stars are dying out.
Yörüngeye ilk fırlatıldığında Hubble Uzay Teleskobu çok daha güzel ve muhteşem yıldızların ortadan kaybolduğu gizemli evren bölgelerini resimlerini çekerek bize ulaştırdı.
.. it was a beautiful sight Your kiss was a flame Not the spot that somehow dies...
Çok güzel bir manzara karşısında öpücüğün alev alevdi hiç ölmeyen dakikalara sarılmıştık...
That was not "nothing" going on behind those beautiful eyes of yours.
Bu güzel gözlerin benden gizlediği bir şey var.
And if that's true, that's a very sad thing... because that was a beautiful girl... with her whole life ahead of her!
Eğer bu doğruysa buna çok üzülürüm. Çünkü o çok güzel bir kızdı! Önünde kocaman bir hayat vardı!
There was this king, who was so good a king, so wealthy and had such a beautiful wife that even the gods envied him.
Bir kral varmış, çok da iyi bir kralmış çok zenginmiş ve çok güzel bir karısı varmış tanrılar bile kıskanırmış onu.
I was just imagining a rope around that beautiful neck.
Sadece bu güzel boynun çevresinde bir ip düşlüyordum.
M'Ling, that was just beautiful.
Doğmak için. Oh! M'ling bu harikuladeydi.
And she was so beautiful that Shah Jahan... and Shah Jahan so loved his queen... that he commissioned this building to be as beautiful... and inspiring and graceful as she was... that he made in soul of his love and her beauty.
O kadar güzeldi ki, eşini çok seven Şah Cihan bu binanın da onun kadar güzel, ilham verici ve asil olmasını istemişti.
That was really beautiful.
Bu gerçekten çok güzel.
"That was really beautiful."
"Bu gerçekten çok güzel!"
'It was such a classic performance and so beautiful'that at the moment Ali hit the knockout punch, 'Foreman began to go, Ali followed him around,
O kadar klasik ve güzel bir performanstı ki Ali nakavt yumruğunu attığında Foreman düşmeye başladı, Ali onu takip etti...
That was absolutely beautiful.
Bu kesinlikle çok güzeldi.
That was... almost beautiful.
Neredeyse... güzeldi.
And she was beautiful in that bra.
Ve o sütyenle çok güzeldi.
THAT WAS SO BEAUTIFUL.
Bu çok hoştu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]