There are rules Çeviri Türkçe
971 parallel translation
There are rules that are quite...
Bazı kurallar vardır ki...
As for distant and forbidding on the contrary, but you also were a little the worse, or better, for wine and there are rules about that.
Soğukluk ve korkunçluğa gelince tam tersine, ama bununla beraber biraz, iyi ya da kötü alkollüydün ve bu konuda bazı kurallar vardır.
But we have surrendered. There are rules of war.
ama biz teslim olduk savaşın kuralları vardır.
And there are rules about things like that.
O konuda da bazı kurallar vardır.
There are rules...
Burada kurallar var...
Fräulein Raynor, there are rules.
Fräulein Raynor, kurallar böyle.
There are rules.
Bu konuda kesin emirler var.
There are rules, even in war.
Savaşta bile kurallar vardır.
- And there are rules. - Wrong.
- Ve uyulması gereken kurallar var.
If the world is to be understood if we are to avoid logical paradoxes when traveling at high speeds then there are rules which must be obeyed.
Dünyayı anlamak adına yüksek hızlar ile seyahatteki temel paradokslardan kaçınmamız gerekiyorsa uymamız gereken bazı kurallar olacaktır.
There are rules you must observe, if you observe.
Eğer gözlemleyeceksen bazı kuralları bilmelisin.
Let's hand them over to the security forces at the first station with our report. There are rules and regulations in this country.
En iyisi bunları ilk istasyonda, tuttuğumuz zabıtla birlikte güvenlik görevlilerine teslim ederiz.
There are rules to every game.
Her oyunun kuralları vardır.
There are rules.
Kuralları var.
There are rules for policemen.
Polislerin uyması gereken kurallar var.
I'm not speaking to you as a jealous husband... but as a man of the world who knows there are certain rules of decorum... which cannot be disregarded with impunity.
Seninle kıskanç bir koca olarak değil cezasız kalması kabul edilemeyecek belli edep kuralları olduğunu bilen bir dünya adamı olarak konuşuyorum.
There are certain rules.
Christine, kurallar var.
Guess there are no rules, Myra... for what you feel... and what he feels.
Senin hissettiklerin... onun hissettikleri bu konuda bir kural yok, Myra. Kitty.
Mr. Hutcheson, though a surrogates court is informal, There are certain rules and procedure.
Bay Hutcheson, veraset mahkemesi resmi olmasa da bazı kural ve prosedürlere bağlıdır.
Of course, we all grasp at happiness, but there are such things as rules.
Tabi ki, hepimiz mutluluğa uzanmak isteriz, ama kurallar gibi şeyler var.
- Are there any rules against it?
- Buna karşı olan bir kural var mı?
There are certain mental phenomena which defy all the rules of science.
Bilimin bütün kurallarına meydan okuyan bazı ruhsal olaylar var.
There are no rules Anything goes
Kural kısıtı yoktur.
Now that you work legally, there are all these rules suddenly.
Doğru, artık sen yasal işler yapıyorsun.
How many rules are there?
Kaç kural var?
You will find there are many rules and regulations.
Bir çok kural ve düzenleme vardır.
There are no rules, no betrayers there.
Orada hiçbir kural yok, orada ihanet edenler yok.
There are no rules here.
Burada kural diye bir şey yok.
There are certain physiological rules that govern all...
Hepimizi etkileyen belli fizyolojik kısıtlar vardır...
But I do know there are no more rules.
Ama artık kural olmadığını biliyorum.
There are no rules about that, except who wins.
Bunda kural yok. Kazananın kim olduğu hariç.
There are no rules.
Bunun kuralı yok.
And so, in conclusion let me reiterate that there are no rules.
Ve sonuç olarak hiçbir kural olmadığını izninizle tekrarlamak isterim.
There'll always be a game... but it's just that the rules are being changed.
Bir oyun her zaman olacak ama kurallar değişiyor.
An area where there are no rules, contradictory laws and no clear social consensus as to what should be done.
Kuralların olmadığı, tutarsız kanunlar ve ne yapılabileceğine dair açık sosyal fikir birliği olmayan bir yerden.
The rules are, there ain't no rules.
Bu yarışta hiç kural yok.
There are no hard and fast rules
Katı ve kararlı kurallar yoktur.
- There are no rules here.
- Şu adamı yok edin.
There are no rules.
Kural yok.
In a duel there are certain rules so that neither side would suffer dishonor.
Düelloda, tarafların onurunu yitirmemesi için belli kurallar vardır.
No, Sophie, there are no rules in the cinema, and that's why they still love it.
Hayır Sophie. Sinema da kural yoktur. Bu yüzden hala seviliyor.
Are there rules in the cinema?
Sinema da kural var mı?
I think there are two rules :
Bence iki kural var :
You know the rules there are no visitors allowed here.
Kuralları biliyorsun Burada ziyaretçiye izin verilmez.
There are ground rules.
Evet.
There are two rules in this business, young lady.
Bu işte iki kural vardır genç bayan.
What, are there rules to this?
Bu işin bir de kuralları mı var?
There are certain rules we all play by.
Burada, Belirli Kurallar Vardır ve Herkes Kitabına Göre Oynar..
Well, you don't follow those rules or play them too aggressively...'cause the Revillas are still out there.
Öyle Mi? Peki Sizin Uymadığınız Kurallar Ne Olacak? Revillas'ın Nedeni, İşte Orada..
The Sonderkommando knew exactly how many people are going to be gassed, what son of people, because there were certain rules of work too.
Belli kuralları olduğu için kaç kişinin ve ne tür insanların gaz odasına gönderileceğini kesin olarak biliyorlardı.
There are no rules at the arena.
Dışarıda hiç kural yoktur.
there aren't any 65
there aren't 60
there are 1232
there are no rules 58
there are some 34
there are no 25
there are no words 34
there are no accidents 24
there are many 28
there are none 51
there aren't 60
there are 1232
there are no rules 58
there are some 34
there are no 25
there are no words 34
there are no accidents 24
there are many 28
there are none 51