There is nothing wrong Çeviri Türkçe
452 parallel translation
When Itchen, Boles, Coombe put up a house for rent, you may be sure there is nothing wrong with the drains.
Itchen, Boles, Coombe bir evi kiraya verirse kanalizasyon şebekesinde sorun olmayacağından emin olabilirsiniz.
Now, please, there is nothing wrong with jealousy.
Lütfen, kıskançlığın kötü bir yanı yoktur.
There is nothing wrong with Nicolo that a good woman couldn't make right.
Nicolo'nun iyi bir kadının adam edemeyeceği öyle kötü bir yanı yok.
There is nothing wrong with you that a woman...
Onu sundurmaya götür.
But there is nothing wrong with my mother.
Ama annemin bir sorunu yoktu.
There is nothing wrong with that building!
Bu binayla ilgili yanlış bir şey yok!
Kitty, my dear, there is nothing wrong with Henry that rest and yourself cannot cure.
Kitty hayatım, Henry'nin bir şeyi yok, biraz istirahat ve senin düzeltemeyeceğin şey yok.
Young man, I have to confess, there is nothing wrong with the fluid link.
Genç adam, itiraf etmeliyim ki akışkan hatta hiçbir terslik yok.
Then there is nothing wrong, is there?
Yani bir sorun yok, değil mi?
There is nothing wrong with the British Army that a damn good swim won't cure.
İngiliz ordusunda iyi bir yüzmenin tedavi edemeyeceği bir şey yoktur.
There is nothing wrong with your strictly physical reactions.
Bak, senin fiziksel olarak hiçbir problemin yok.
Really, there is nothing wrong with them.
Gerçekten, onların birşeyi yok.
- There is nothing wrong.
- Lütfen!
There is nothing wrong in doing what you want.
İstediğini yapmanın kötü bir yanı yok.
Then, there is nothing wrong with being a farmer.
Hem, çiftçi olmak ayıp mı?
I am sure you would if you got desperate enough. I'm sure there is nothing wrong with their pussies'even if they are very small.
Eminim çok ufak olmaları dışında uzuvlarının bir şeyi yok.
There is nothing wrong with him
DOKTOR ŞEYTAN : Onun bir şeyi yok
I am sure there is nothing wrong.
Korkacak bisey olmadigina eminim.
There is nothing wrong with the car.
Arabanın bir şeyi yok.
No, there is nothing wrong with my telephone.
Hayır benim telefonumda bir şey yok.
There is nothing wrong with him.
Onun bir şeyi yok.
And there's nothing wrong with calling on a pretty girl, is there?
Güzel bir hanımı ziyaret etmenin neresi yanlış ki?
There's nothing wrong, is there?
Ne oldu? Bir şey mi var?
There's nothing wrong in that, is there?
Bunda yanlış bir şey yok, değil mi?
Nothing wrong, Stepan, is there?
Her şey yolunda mı, Stepan?
- Nothing wrong, is there?
- Bir sıkıntın falan yok, değil mi?
NOTHING WRONG IN THAT, IS THERE? NO.
- Burada bir hata yok, değil mi
There is nothing at all wrong.
Hiçbir sorun yok.
- Nothing wrong with his nerve, is there?
- Sinirleri sağlam değil mi? - Evet bir şey yok.
Nothing wrong, is there?
Doktorda ne işin vardı?
Nothing wrong with looking at a pretty woman, is there?
Güzel bir kadına bakmanın neresi kötü?
Dr. Wylie, there's nothing wrong with Vitajex, is there?
Dr. Wylie, Vitajex'te zararlı bir şey yok, öyle değil mi?
Doctor, there's nothing wrong, is there?
Doktor, yanlış bir şey yok, değil mi?
There's nothing wrong with raising mushrooms, is there?
Mantar yetiştirmenin yanlış bir yanı yok, öyle değil mi?
I said, there's nothing wrong with raising mushrooms, is there?
Dedim ki, mantar yetiştimenin yanlış bir tarafı yok, öyle değll mi?
Ain't nothing wrong, is there?
Herhangi bir sorun yok, değil mi?
Nothing wrong, is there?
Sakıncası yoktu, değil mi?
Nothing wrong with a bit of fair play, is there?
Biraz spor yapalım, değil mi?
For us, there is justice but this man has done nothing wrong.
Bizim için adalet yerini buldu. fakat bu adam yanlış hiçbir şey yapmamıştı.
There ain't nothing wrong with that, is there?
Bunda kötü bir şey yok, değil mi?
Oh, there's nothing wrong with your eyesight, is there?
Anlaşılan gözlerin çok keskin.
There's nothing wrong with that, is there, Vito?
Bunda yanlış bir şey yok, değil mi Vito?
All anybody has to do is just to look at the four of us. I mean, to know that there was nothing wrong.
Birinin kötü bir şey olmadığını görmesi için sadece dördümüze bakması yeterli.
There is nothing wrong, captain.
Bir şey yok.
There is nothing wrong with me!
En iyisinden.
Well, what I mean is, if there's nothing wrong with that tire... and it'd just been checked that day when she had the car serviced, well, that means that somebody must have let the air out of it.
Şey, demek istediğim şu, eğer o lastikte bir şey yoksa, ki o gün arabaya bakım yaptırdığında yeni kontrol edilmişti, bu demektir ki, biri lastiğin havasını indirmiş olmalı.
- There is nothing really wrong.
- Önemli bir şey yokmuş.
Well, what I mean is, if there's nothing wrong with that tire... and it'd just been checked that day when she had the car serviced, well, that means that somebody must have let the air out of it.
demek istediğim, bu lastik ile ilgili yanlış bir şey varsa araba o gün servisteydi ve kontrol edilmişti birileri onu bilerek patlatmış olmalı.
There's nothing wrong with the General, is there?
Müdür beye bir şey olmadı ya?
Fact is, there was nothing wrong with the plan.
Gerçek şu ki, planda bi'yanlışlık yoktu.
- Nothing wrong, but there is no need to go in!
- Yok, ama içeri girmeye ihtiyaç yok!
there is nothing wrong with you 17
there isn't 382
there is no such thing 30
there is no need 45
there isn't any 54
there is no escape 44
there is no god 74
there is nothing 106
there is hope 43
there is no time 77
there isn't 382
there is no such thing 30
there is no need 45
there isn't any 54
there is no escape 44
there is no god 74
there is nothing 106
there is hope 43
there is no time 77
there isn't time 60
there is 1445
there is someone 42
there is no way 73
there is none 72
there is no 294
there is a problem 53
there is a difference 51
there is no hope 26
there is one 67
there is 1445
there is someone 42
there is no way 73
there is none 72
there is no 294
there is a problem 53
there is a difference 51
there is no hope 26
there is one 67