English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ T ] / They're gone now

They're gone now Çeviri Türkçe

284 parallel translation
Don't you find it a hell of a coincidence that we show up there, they're gone, and now we can't get ahold of Reddington?
Oraya gidip onları bulamadıktan sonra Reddington'a ulaşamıyor olman sence tesadüf gibi mi duruyor?
You did have looks, but they're gone now.
Dış görünüşün iyiydi, ama o da yok artık.
Well, they're gone now.
Artık onlar yok.
Now they're all gone.
Şimdi hepsi gitmiş.
We'll go now while they're still asleep... and in the morning, when they find their guns... you and I and Boy will be gone.
Onlar uyurken gidelim. Sabaha onlar silahlarını bulduklarında... sen, ben ve Oğlan gitmiş oluruz.
Now They're both gone.
Şimdi ise ikisi de gitti.
They're gone eight days now.
- Sekiz gün önce gittiler.
He says the men he left behind--1 0 of them- - Have been commanded to hold on and fight to the death, but they're pretty well gone now, and he rather guesses they'll be willing to surrender.
Arkada bıraktığı on adamın ölümüne savaşmaları emrini aldıklarını söyledi, ama şu anda oldukça bitikler ve tahminine göre pes edecekler.
They're gone now.
Gitmişler.
I think they're all gone now.
Sanırım hepsi gitti.
Now they're all gone but Cecily.
Şimdi hepsini kaybettik, Cecily dışında.
They're all gone now!
Hepsi geride kaldi!
- They're gone now.
- Şimdi gittiler.
- They're all gone now.
Hepsi gittiler.
You see? They're all gone now.
- Görüyorsun... hepsi gitmişler.
And now they're gone.
Ve şimdi yoklar.
Because I think they're gone now.
Sanırım gittiler.
They're gone now.
Gittiler.
Now they're all gone
Şimdi hepsi kayboldu.
And now... they're gone
Ve gittiler.
They're gone now.
Çoktan gittiler.
They're gone now, you can stop.
Polisler gitti, kes şunu artık.
( high voice ) ALL RIGHT, YOU GUYS, THEY'RE GONE NOW.
Pekala millet.
They're gone, at least for now.
Gittiler. En azından şimdilik.
Now, I know you miss your folks, but you have to accept the fact that they're gone and make the best of it.
Şimdi, aileni özlüyorsun, biliyorum ama bu gerçeği kabul etmek zorundasın.
Now they'll never know we're gone.
Gittiğimizi asla bilemeyecekler..
You've gone out of your way to make a bar where customers can feel like they belong, part of a family. - Now they're walking out on you.
Sen müşterilerin, kendilerini ait hissedeceği, bir aile gibi olacağın bir bar yaratmak için bu kadar uğraşıp didindin ve onlar seni terk edip gidiyor.
Over in the corner used to be a couple of nickelodeon machines. They're gone now.
Köşede eskiden birkaç müzik kutusu vardı.
Only now now they're all gone.
Ama şimdi şimdi hepsi gittiler.
They're gone now.
Şimdi gittiler ama.
Well, they're gone now.
Ama artık gittiler.
They're gone now, don't be afraid
Gitmişler artık, korkma.
- Now they're gone.
- Şimdi hepsi gitti.
They were here, but now they're gone, like a lot of people these days.
Buradaydılar ama gittiler ; bu günlerde birçok insan gibi.
Now they're gone, withered away like an old piece of fruit.
Artık onlar da gittiler, bozulmuş meyve parçaları gibi uzaklaştılar..
- Well, they're gone now.
- Gittiler artık.
Now they're gone! Just when we need them most.
En çok ihtiyacımız olduğu zaman gittiler.
Now that the produce is gone. They're sticking mainly to the cereal section.
Meyve-sebze bölümünü silip süpürmüşler, şimdi tahıl gevreği bölümüne takılıyorlar.
Now they're gone, I'll get it.
Şimdi gidip alabilirim.
- No, they're pretty well gone by now.
- Hayır, bunlar çoktan bitti.
Now they're gone, I'm sad.
Gittiler diye hüzünlendim şimdi.
They're probably gone by now.
Hoş, çoktan gitmişlerdir belki.
But now they're all gone.
Ama şimdi hepsi gitti.
And now they " re gone.
Sonra gittiler.
Now they're gone, and you don't have any regular income.
Artık yoklar. Senin de düzenli bir gelirin olduğu söylenemez.
They were in my room and now they're gone.
Odamdaydılar ama şimdi gitmişler.
No, they destroyed them and now they're gone!
Hayır, onları yok ettiler ve gittiler.
They're gone now. Don't be afraid.
Artık gittiler, korkma.
They're gone... for now.
Onlar şimdi tercihlerini yapabilirler.
Or, you know, maybe he doesn't have a family or, um, you know maybe he did, but they're gone now.
Ya da, bilirsin, bir ailesi yok ya da belki bir zamanlar vardı ; ama artık yok.
Those were our friends... good people willing to put their lives on the line for something they believed in and now you're telling me that they are gone... that they are slaughtered.
Chakotay, ne oldu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]