They're just words Çeviri Türkçe
77 parallel translation
I've read this over and over again, but they're just words that I can't understand.
Defalarca okudum, fakat bunlar anlamadığım sözcükler.
Just when does an actress decide they're her words she's saying and her thoughts she's expressing?
Bir oyuncu ne zaman söylediklerinin.. .. kendi sözcükleri, ifade ettiklerinin kendi düşünceleri olduğuna karar verir?
They're just words.
Bunlar sadece laf.
They're just words!
Hepsi laftan ibaret artık!
They're just words.
Bunlar sadece sözler.
They're just words!
Onlar sadece kelime!
They're just code words.
Sadece kodlama için.
Just as a hobby, if nothing else, these words are only, let's see, let's call them this, they're, uh, the words that we can't say all the time,
Hiçbir şey değilse de hobi olarak görülebilirler. Bu kelimeler sadece - Yok şöyle söyleyelim. Bu kelimeleri her zaman kullanamayız.
Uh, they're just words that we can't say all the time.
Bunlar her zaman kullanamadığımız kelimeler.
Depends on who you're with, right? They're just the words we can't say all the time.
Yanınızda kimin olduğuna göre değişiyor, değil mi?
No, they're just words scribbled on a piece of paper.
Bir kağıt parçasına karalanmış birkaç kelime işte.
It's just that they're not happy words, and it don't make me happy to hear them.
Sadece hoş kelimeler değiller, ve bunları duymak bana hiç iyi gelmiyor.
They're just words, Neddie.
Bunlar sadece söz, Neddie.
In other words, they don't know what the hell is going on,..... so they're just gonna blow it up.
Diğer bir deyişle, neler olup bittiğini bilmiyorlar, bu yüzden de öylece patlatacaklar.
They're just words.
Sadece kelimeler.
Sally, there are some words you just don't say to a man, they're too technical... like "commitment" or "cervix"
- Bir erkeğe söylenmeyecek kelimeler vardır, çok tekniktirler, ilişki ya da boyun gibi.
They're your words. I just put'em in order.
Bunlar senin sözlerin.
You had the whole porn thing that worked with the unions, but the ratings board, they're just gonna want to cut out a few tits, they're gonna want to get rid of a few swear words.
Melvin hayır, hayır! Sendikalar porno işine bir şey demiyor ama derecelendirme kurulları birkaç meme ve... birkaç küfürlü sahneyi kesmek isteyecekler, bence al şu R'yi ve git.
They're just words, Connor.
Bunlar sadece kelime Connor.
They're just words.
Bunlar sadece kelimeler.
Which means they're just a bunch of words on a page.
Bu da kağıt üstünde karalama olarak kaldıkları anlamına geliyor.
But they're just words on a blackboard such is the irony
# Bulunsa bile kelimelere hapsolur, yaşanmaz.
Friendship, loyalty - they're just fusty old words, like sixpence and codpiece, to you, aren't they?
Arkadaşlık, sadakat. Hepsi demode kelimeler tıpkı mangır ve kispet gibi, değil mi?
Well, genius, brilliant, superstar... they're just words.
Aslında, dahi, parlak, süper star... bunlar sadece basit kelimeler.
they're martha's words, not mine. i just hope she shows up in time to hear me say them.
Bunlar Martha'nın sözleri, benim değil. Umarım bu gece gelir de beni bu sözleri söylerken dinler.
If I don't do them, they're just words.
Eğer yapmazsam, onlar yalnızca sözler.
And what about all those peasants you've championed? They'll be so disappointed when they realize that under your fine words, you're just as violent as the next man.
Parlak sözlerin altında diğerlerinden farksız bir vahşinin yatığını anlayınca arka çıktığın köylüler ne düşünecek?
Sometimes there are things in my head that are so purely what they are. that when I try to turn them into words, they're either are no words, or I just don't know how.
Bazen kafamda öyle saf şeyler oluyor ki onları sözcüklere dökmeye çalıştığımda ya kelime karşılıkları yok ya da ben dökemiyorum.
They're just words, mom can teach you,
Bunlar sadece laf, annen sana öğretir,
When you're locked away in your room, the words just come, don't they?
Odanda iken o kelimeler birden aklına geliverdi.
They're just words.
Sadece sözcüklerden ibaretler.
They're just words.
Hepsi lafta.
I know those are more than just words to you. Tell me they're not just...
Bunun senin için öylesine söylenmiş kelimeler olmadığını biliyorum.
They're just using words to make fun of you...
Bu kesinlikle kazanamayacağın bir savaş.
They're just... They're just words.
Sadece kelimeler işte.
Well, all the words are there. They're just in the wrong order.
Tüm kelimeler var, sadece yanlış düzendeler.
She seemed to be having words with one of the other passengers just before it happened, and now it looks like they're all keeping an eye on him.
Olay gerçekleşmeden önce, yolculardan biriyle konuşuyordu şimdi de görünüşe göre, göz altında tutuyorlar.
I mean, they're just words, But when you write them down, When you etch them in stone...
Yani onlar sadece kelime ama onları yazdığında taşa kazıdığında...
Rigged, expedited, they're all just words.
Bunların hepsi sadece söz.
Without my gift, they're just words.
Yeteneğim olmadan, bunlar sadece sözlerden ibaret olurlar.
They're just words.
Onlar sadece kelime.
They're just words.
Sadece kelimeleri söyle.
Yeah, but they're just words.
- Evet ama sadece birer kelimeler.
Because they're just words and they don't mean anything anymore.
Çünkü onlar sadece laf ve artık bir anlam ifade etmiyor.
I've heard all the words there are to hear, from dyspepsia to lemonade, and they're just sounds you make with your lips, inconsequential mouth farts.
Hazımsızlıktan limonataya kadar, söylediğin her şeyi duydum. ve dudaklarından çıkan sesler, aynı bir osuruk gibi.
Even when they remember the words, they're just words with no emotional meaning.
Kelimeleri hatırlasalar bile bunlar duygusal anlamı olmayan kelimelerdi sadece.
If they're just empty words, I'm going to get mad.
Bunlar sadece sözde kalıyorsa, o zaman sinirlenebilirim.
And as much as I'd like to hurt your feelings and call you names, they're just words, and it wouldn't change a thing.
Her ne kadar duygularını incitip onları isimlendirmek istesem de, bunlar sadece kelimeler ve hiç birşeyi değiştirmezlerdi.
They're all just words.
Kelimeden ibaretler.
So, you know, in other words, when... when you have friends over, you know, and you're... you're listening to music and they want to steal your music and copy your movies or... or just look at your photos, you know, this prevents that.
Mesela müzik dinliyorsun. Müziklerini çalmak, filmlerini kopyalamak veya resimlerine bakmak isteyebilirler. Bu yazılım bunları önlüyor.
I know they're just words people say. Do you think things would've been different between us if we would've said them?
Bunların herkesin söylediği alelade kelimeler olduğunu biliyorum ama bu sözleri bir de biz söylesek aramızdaki ilişki farklı olur muydu sence?
they're just people 22
they're just children 18
they're just 162
they're just kids 62
just words 28
words 313
words to live by 22
words like 23
they're 1306
they're not happy 17
they're just children 18
they're just 162
they're just kids 62
just words 28
words 313
words to live by 22
words like 23
they're 1306
they're not happy 17
they're not going anywhere 43
they're real 107
they're not yours 24
they're great 201
they're back 185
they're right 150
they're here 1043
they're beautiful 332
they're all gone 114
they're not here 176
they're real 107
they're not yours 24
they're great 201
they're back 185
they're right 150
they're here 1043
they're beautiful 332
they're all gone 114
they're not here 176