They all do Çeviri Türkçe
3,747 parallel translation
They all do.
Herkes böyle düşünüyor.
They all do.
- Hepsinin öyle.
They all do.
Hepsi öyle.
They do all my stuff here in France.
Fransa'daki tüm işlerimi onlar yapıyorlar.
All men stand equal before the law, do they not?
- Kanun önünde herkes eşittir, değil mi?
They just need you to guide them, and I'm relying on you, because I can't do it all on my own.
Sadece rehberliğine ihtiyaçları var ve ben sana güveniyorum çünkü her şeyi kendi başıma yapamam.
These guys are getting all this credit for busting a major drug dealer when all they wanted to do was take his place.
Büyük bir uyuşturucu satıcısını indirdikleri için kutlanıyorlar ama onlarınsa tek istedikleri onun yerini almak.
As all of you know, robbery-homicide division is our most elite detective unit, but they couldn't do their job without the divisional detectives.
Hepinizin bildiği gibi, Soygun ve Cinayet Birimi en seçkin dedektif birimimizdir ama bölüm dedektifleri olmasa işlerini yapamazlar.
All right, if I was to ask one of your friends what they liked about you, what do you think they would say?
Peki arkadaşlarına, senin neyini sevdiklerini sorsam sence onlar ne derlerdi?
Listen, do they all know that you've been ill?
Herkes hasta olduğunu biliyor mu?
Well, you know as well as I do, Lieutenant, that relations between my family, my businesses and the Oakland PD have not always been all that they could.
Ailem ve işlerimle Oakland Emniyeti arasındaki münasebetlerin pek de iyi olmadığını siz de benim kadar iyi biliyorsunuz.
How do they get all that different colored lipstick on a guy's -
Nasıl bu renkli renkli rujları çocukların...
They're all that I have, do you understand that?
Sahip olduğum tek şey bunlar, bunu anlıyor musun?
And when they do, you can bet they're gonna be laying it all on you.
İnan bana, konuştukları zaman bütün suça sana yıkmaya çalışacaklar.
Why do they all have "love" in them?
Niye hepsinde "aşk" var?
All right... which pubs did they do?
- Tamam. Hangi barlara gitmişler?
All they can do is win.
Ellerinden bir tek kazanmak geliyor.
That'all they do.
Tek yaptıkları bu.
All they gotta do is go Friday night prayer, they get their sins of the week just wiped off.
- Cuma akşamları dua ediyorlar
Those that dig deeper than they ever thought they could and find new strengths will pass through. Those that do not give up in the face of adversity will do all right.
Çok daha fazlası için de bunu yapıcaz ne olursa olsun biz bunu yapıcaz
These people all have work permits, do they?
- Bütün bu insanların çalışmaya izni var mı?
All they had to do now was avoid making any specific...
Artık yapmaları gereken şey kesin bir şey yapmaktan...
Fish, uh, they do that all the time.
Balıklar bunu hep yapar.
They'll do a full curettage and all your problems will go away.
Sana kürtaj yapacaklar ve hiçbir sorunun kalmayacak.
Those guys have no idea what kind of pressure I'm under, and all they do is complain.
Onların nasıl bir baskı altında olduğumdan haberleri bile yok ve yaptıkları tek şey şikayet etmek.
Do you think that sharks would be embarrassed If they knew that we could all see their fins Sticking out the top of the water?
Sizce köpek balıkları onları suyun üstünden görebildiğimizi bilseler utanırlar mıydı?
If you're a lesbian, You get to do all the stuff they're doing, and...
Eğer lezbiyensen onların yaptığı şeyleri yaparsın...
here's been times when they've dressed us all in the same clothes and we're like, "No, we can't do that."
Bazen hepimize... aynı giysileri giydirdikleri oldu... ve biz "Hayır, bunu yapamayız." dedik.
If they have no control over what's going on, if it's all about this spell, there's no reason to do anything crazy.
- Yüzbaşı bana ait bir şeyi almış. Eğer kontrol dışında bir durum varsa, eğer her şey büyü yüzündense delirmek için bir sebep yok.
They all say that the best thing to do is to get back to a normal routine as fast as possible.
Yapılacak en iyi şeyin en kısa sürede eski rutine dönmek olduğunu söylerler.
Look, the point is, if they have no control over what's going on, if it's all about this spell, then there's no reason to do anything crazy, you know?
Olay şu eğer kontrol dışında bir durum varsa eğer her şey büyü yüzündense delirmek için bir sebep yok.
all they had to do was to photograph the diary not steal it.
Bütün bunların yapılması.. Lazımdı.Günlükteki fotograf Henüz çalınmadı.
Plan was, that pretty little blonde was gonna do her thing, get you all spun up and then have Randall come in and twist you on a spit till they got all the money from you they could carry.
- Planları şöyleydi. Ufak tefek güzel sarışın marifetini gösterip aklın başından gidene kadar seni tahrik edecek ve sonra Randall gelip, taşıyabilecekleri kadar paranı alana kadar... -... ağzını burnunu kıracaktı.
But in the end, all I could really do was just be ready for them when they walked through the door.
Ama en sonunda yapabildiğim tek şey kapıdan girdiklerinde, onlar için hazır olmaktı.
If the government want to build on the land, all they need do is issue a compulsory purchase order.
Hükümet o arazide inşa etmek istiyorsa yapmaları gereken tek şey istimlâk emri vermek.
- All of it. They needed me to do an efficiency list.
Benden yeterlilik listesi yapmamı istiyorlar.
What I do know is that the ways our paths crossed, even when they were bad, all led us to this point.
Bildiğim tek şey yollarımızın kesiştiği kötü olsa bile bizi bu noktaya getirdi.
The board thinks they can do your job after all.
Yönetim kurulu senin işini kendilerinin yapabileceğini düşünüyor artık.
All they had to do was let us give him blood.
Tek yapmaları gereken ona kan vermemize izin vermekti.
Ever since my parents retired, all they seem to want to do is gamble my money away.
Bizimkiler emekli olduğundan beri tek istedikleri paramı kumarda kaybetmek gibi görünüyor.
All you can do is wait for that faint signal... that says they're coming back.
Tek yapabileceğiniz, döndüklerini işaret eden o zayıf sinyali beklemektir.
We do not all look alike, despite what they think.
Onların düşündüğünün aksine hepimiz birbirimize benzemiyoruz.
Why do they all live here, and how come my dad's not in jail anymore?
Neden hepsi burada yaşıyor ve babam neden artık hapiste değil?
But all they can manage to do is to pick off the young, the weak or the dying.
Tek yapabilecekleri gençleri sürüden ayırmak, zayıfları ve ölmekte olanları.
The rural poor are tough, they know what it is to endure cold and wet and they know how to slit a pig's throat, hear it squeal, watch it die and do it all over again.
Kırsaldaki yoksullar dayanıklıdır. Soğuk ve yağmura neyin dayanacağını bilirler. Ve bir domuzun boğazını nasıl keseceklerini, haykırışını dinlemeyi ölümünü izlemeyi ve bunu tekrar tekrar yapmayı bilirler.
Yeah, people do all kinds of things when they want to protect somebody.
Evet, insanlar birini korumak istediklerinde farklı farklı şeyler yapıyorlar.
All right, what I'm told is they're going to do a dynamic entrance from the front.
Gelen habere göre ön taraftan saldıracaklar.
What they do is they take these classic episodes of Golden Girls, and they recast all of the roles with guys. What?
Altın Kızları'ın bölümlerini, tüm oyuncular erkek olmak üzere yeniden çekiyorlar.
The point is, these Anglicans, they do it all wrong.
Mesele de bu zaten, bu Anglikan'lara öz, onların tüm yaptıkları yanlış.
They all have work to do.
Hepsinin yapacak işi var. Hadi kalk al şunu!
Everyone pretends to be a brother. But all they do is back stab each other.
Herkes birbirine kardeş der, ama hepsi de birbirini sırtından bıçaklar.
they all are 95
they all look alike 19
they all look the same 38
they all did 35
they all died 28
they all 24
they all were 22
they all say that 30
they all die 24
all done 358
they all look alike 19
they all look the same 38
they all did 35
they all died 28
they all 24
they all were 22
they all say that 30
they all die 24
all done 358
doesn't exist 45
does not exist 16
doctor 15416
dona 16
don't play games 34
dome 38
do you 11143
done 2605
douche 115
don't be silly 1150
does not exist 16
doctor 15416
dona 16
don't play games 34
dome 38
do you 11143
done 2605
douche 115
don't be silly 1150
do you understand me 803
do you understand english 18
dora 161
donna 2585
down 3353
don't be 1026
dong 405
domine 16
double 657
domino 36
do you understand english 18
dora 161
donna 2585
down 3353
don't be 1026
dong 405
domine 16
double 657
domino 36